BU SAYIDA:
AB - TÜRKİYE
AVRUPA PARLAMENTOSU
GENİŞLEME
REKABET VE DEVLET YARDIMLARI
ÇEVRE
TARIM
EKONOMİ
-AB - Türkiye
- Türkiye – AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) toplantılarının 63.sü 22-23 Şubat tarihlerinde Brüksel'de gerçekleştirildi. Toplantıların birinci gününe Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve AB Komisyonu'nun Genişleme Politikası'ndan sorumlu üyesi Stephan Füle katıldı.
Sadullah Ergin konuşmasında Yargı Reformu Stratejisi'nin onaylanması sonrasında uygulamaya geçirilmeye başlandığını, kadın hakları, ayrımcılık, din, fikir, inanç ve ifade özgürlüğü, işkenceye sıfır tolerans ve yolsuzlukla mücadele alanlarındaki yasa iyileştirmeleri ve bunların uygulanmasından kaynaklanan sorunların ortadan kaldırılmaya çalışıldığını söyledi. Yargı ve Temel Haklar başlıklı 23. müzakere başlığının açılış kıstaslarından birini karşılamak amacıyla Yargı Reformu Strateji Belgesinin hazırlandığını belirtti. Bu kapsamda yapılacak değişikliklerin bir bölümünün anayasa değişikliği, diğer bir bölümünün ise yasa değişiklikleriyle uygulamaya geçirilebileceğini söyledi.
Stephan Füle ise Türkiye'deki bazı gelişmelerden bahsederek, yolsuzlukla mücadele stratejisi üzerinde uzlaşıya varılması ve EMASYA protokolünün kaldırılmasının sivil-asker ilişkisi açısından önemli gelişmeler olduğunu söyledi. Adli reform ve ordu üzerinde sivil denetim sağlanmasının Türk demokrasisi açısından öncelikli konular olduğuna değinen Füle Demokratik Toplum Partisi'nin kapatılma kararının ve Aralık 2009'da Güneydoğu Anadolu'da gerçekleşen tutuklamaların endişe verici olduğunu belirtti ve aynı dönemde gerçekleşen terör saldırılarını kınadı. Ergenekon davası kapsamındaki gelişmelerin yakından takip edildiğini söyleyen Füle, Türk halkının bu konuda doğruları öğrenmeye hakkı olduğuna ve soruşturmaların adil yargı sürecine sadık kalınarak gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret etti. Üyelik müzakereleri çerçevesinde "Çevre" başlığının müzakerelere açılmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Füle bu yıl daha fazla başlığın müzakerelere açılmasının Türkiye'nin açılış kıstaslarını yerine getirme hızına bağlı olduğunu söyledi.
KPK toplantıları kapsamında Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanan Türkiye raporu raportör Ria-Oomen Ruitjen'in katılımyla gerçekleşen oturumda ele alındı. Türk milletvekilleri rapor içeriğinde Kıbrıs konusuyla ilgili maddelerin haksız eleştiriler içerdiğini ve Kıbrıs sorununun çözümüne katkıda bulunmaktan çok uzak olduğunu dile getirdi. Zaman zaman iktidar ve muhalefet partilerinin karşılıklı eleştirileriyle süren toplantıda çok uzun yıllardır süregelen KPK'larda aynı şeylerin konuşulduğu, temel konularda bir değişiklik olmadığı, AP'nin ve AB'nin diğer kurumlarının bilgi kaynaklarının çok yönlü olmadığı ifade edildi. Ria Ruitjen askeri harcamaların TBMM tarafından denetlenmesi ve ordunun siyasi açıklamalar yapmaması gerektiğini belirtti.
AB fonlarının Türkiye'deki projelerin finansmanında kullanımına yönelik olarak Tük milletvekilleri AB Komisyonu'nun Ankara Delegasyonu'nun zaman zaman yetersiz kaldığını belirterek, birimler arasında eşgüdüm bulunmadığını, "sektör" biriminden gelen talimatın 1 yıl sonra "finans" biriminden gelen talimatla çeliştiğini DPT arşivlerinden bunların belgelenip ispat edilebileceğini söyledi.
Yunan ve Rum milletvekilleri Türkiye'nin Suriye ve Lübnan gibi komşularıyla vize uygulamasını kaldıran anlaşmalar imzalamasını çok olumsuz bir gelişme olarak değerlendirerek, AB ile geri kabul anlaşması müzakere eden Türkiye'nin bu uygulamasının yanlış olduğunu iddia etti. AB Komisyonu Türkiye masası Şefi Jean-Christophe Filori Kıbrıs'ta Yeşil Hattın denetiminin çok güç olduğunu ve burayı geçen kişilerin AB topraklarına geçmiş olduğunu söyleyen Yunan ve Rum milletvekillerine Komisyon'un Yeşil Hattı "sınır çizgisi" olarak görmesinin mümkün olmadığını, bura kaynaklı yasadışı göçün G.Kıbrıs'ın sorumluluğunda olduğu cevabını verdi. Filori Türkiye'nin komşularıyla vizesiz seyahat anlaşması imzalamasını bu bölgedeki ekonomik ilişkilerde meydana gelen artışa bağladı.
Sivil toplum diyaloğu konusunda Türk milletvekilleri AB Komisyonu'nun proje başvuruları için bir kılavuz yayınlaması gereğine işaret etti ve proje başvurularının Türkçe de yapılabilmesini istedi.
- Avrupa Yatırım Bankası (AYB) Başkan Yardımcısı Mathias Kollatz-Ahnen Türk iş dünyası temsilcileri ve gazetecilerle görüşerek AYB'nin Türkiye'ye kullandırdığı kredilerle ilgili bilgi verdi. Kollatz-Ahnen AYB'nin Türkiye'ye 2.648 milyon € kredi verdiğini, önümüzdeki dönemde AYB'nin Türkiye'de AB müktesebatının uygulanması, ulaşım, yenilikçilik ve özellikle yenilenebilir enerji alanlarında küçük ve orta büyüklükteki şirketler başta olmak üzere şirketlere kredi sağlanacağını bildirdi.
AYB'nin Türkiye'de kaynak sağladığı kesimler arasında üniversiteler ve kamu sektörü de bulunuyor. Bu çerçevede kamu sektörüne 335 milyon € destek ve 15 üniversitenin ar–ge faaliyetlerine de kaynak sağlandı. AYB halihazırda Ankara ve İstanbul'da açtığı ofisler sayesinde Türkiye'ye yönelik çalışmalarını güçlendirmiş durumda.
Avrupa Parlamentosu
- 24-25 Şubat'ta Brüksel'de gerçekleşen Genel Kurul ve komite toplantılarında görüşülen konular:
Ukrayna:
Başkanlık seçimleri adil ve özgür bir ortamda gerçekleşmiştir. Ukrayna'nın seçim yasası gözden geçirilmeli ve adayların ve siyasi partilerin mali kaynakları saydamlaştırılmalıdır. Ukrayna her Avrupalı ülke gibi AB üyeliği için başvuru yapabilir. Enerji Topluluğu Anlaşması Ukrayna parlamentosunda onaylanmalıdır. AB'nin doğal gaz iç piyasasıyla ilgili yönergesine uyum sağlamak üzere gerekli yasal değişiklik yapılmalıdır.
Balıkçılık:
Portekizli Hıristiyan Demokrat milletvekili Patrao Neves'in hazırladığı rapor onaylandı. AB Ortak Balıkçılık Politikası Avrupa'da balık kaynakları ve deniz filolarının her ülkede farklı yapı ve düzeyde olduğunu gözetmelidir. Geleneksel kota sistemine uyulmaya devam edilmelidir. Eko-etiketleme sistemi oluşturulmalıdır.
Enerji:
Bu alanda yasal değişiklik yapılarak üye ülkelerin hükümetlerinin yapılan altyapı güncellemelerini, tamirleri, yeni inşaatları, enerji üretim ünitelerinin çalışmasının durdurulması gibi durumları AB Komisyonu'na bildirimi zorunlu hale getirilmelidir. Böylece Komisyon AB ülkelerinin enerjiyle ilgili faaliyetlerini daha yakından takip edebilir duruma gelmelidir. Mevcut AB yasaları enerji güvenliği, enerjinin taşınması ve aktarımı, yenilenebilir enerji, AB'nin Genişleme Politikası gibi enerji alanındaki gelişmeleri içermemektedir.
Kadın Hakları:
Cinsler arası eşitlik sağlanması için AB Komisyonu ve üye ülkeler belirli politikaları hızla benimsemelidir. Cinsel ve üreme sağlığı konularının da kadın hakları kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda babaların da babalık izni hakları olması gerektiğine karar verildi. Birleşmiş Milletler Pekin Deklarasyonu ve Cinsel Eşitlik Eylem Platformu kabul edildi.
Genişleme
- AB Komisyonu İzlanda'nın 17 Temmuz 2009 tarihli üyelik başvurusu hakkındaki görüşünü açıklayarak, müzakerelerin başlanmasını tavsiye etti. Komisyon görüşünde İzlanda'nın AB'nin ortak değerleri olan demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı ilkelerini paylaştığının altı çizilirken, üyelik yolunda aşması gereken bir takım zorluklar olduğu belirtildi. Bu bağlamda, İzlanda makamlarının özellikle balıkçılık, tarım ve kırsal kalkınma ile çevre, sermayenin serbest dolaşımı ve mali hizmetler konularında ciddi çaba sarf ederek İzlanda hukukunu AB müktesebatına uyumlu hale getirmesi gerektiği kaydedildi.
AB Genişleme ve Komşu Ülkeler Politikasından sorumlu komiseri Stefan Füle, AB Komisyonu kararının İzlanda'nın AB üyeliği sürecinde önemli bir adım olduğunu ve İzlanda için AB üyeliğinde izlenecek yol konusunda bir rehber niteliği taşıdığını belirtti ve İzlanda'nın Komisyon görüşünde altı çizilen zorlukları aşmada kararlılık göstereceğine inancının tam olduğunu ekledi.
Bir ülkenin AB üyesi olabilmesi için 1993'te AB Konseyi tarafından Kopenhag'da kabul edilen ekonomik ve siyasi kriterleri yerine getirmesi ve AB müktesebatının tamamını kabul etmesi gerekiyor. Halihazırda bir Avrupa Ekonomik Alanı ülkesi olan İzlanda 15 senedir ortak pazara dahil olması nedeniyle AB müktesebatının önemli bir kısmını önceden benimsemiş durumda bulunuyor. İzlanda ile üyelik müzakerelerinin başlaması için AB Konseyi'nin olumlu kararı gerekiyor.
Rekabet ve Devlet Yardımları
- AB Komisyonu, Temmuz 2008 tarihli AB Komisyonu kararına uygun davranmadığı için Yunanistan'ı Avrupa Adalet Divanı'na şikayet etti. 2008 yılında alınan kararla Yunanistan'dan yüzlerce şirkete hukuksuz olarak vergi muafiyeti şeklinde tahsis edilen devlet yardımını geri almasını isteyen AB Komisyonu, ülkenin bugüne kadar bu yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle Avrupa Adalet Divanı'na başvuracak.
Yunanistan'da yürürlükte olan 3220/2004 sayılı kanunun 2. maddesi uyarınca şirketler aralarında tekstil maddeleri üretimi, otomobil, sanayi enerji üretimi, madencilik, yoğun tarım ve balıkçılık, uluslararası ticaret gibi sektörlerin de bulunduğu alanlarda gerçekleştirdikleri projeler için 2003 ve 2004 yılı karlarından %35'e kadar bir kısmını vergi matrahlarından düşebilmekteydi. Şirketler bu vergiden muaf gelirleri fabrika, bina ve teçhizat satın alınması ya da inşası, araç satın alınması, mali kiralama gibi yatırım harcamalarının finansmanında kullanmak durumundalardı. Bu devlet yardımının Yunan vergi sisteminin bir unsuru olması sebebiyle, şirketler uygulamadan doğrudan vergi kurumlarına başvurarak yararlanabiliyordu.
18 Temmuz 2007'de AB Komisyonu, Yunanistan tarafından uygulanmakta olan devlet yardımı programının AB Komisyonu'na bildirilmediğini ve AB devlet yardımı kurallarına uygun olmadığını tespit ederek, bu uygulama aleyhinde bir karar aldı. Kararda, yardım verilmeden önceki durumun tekrar tesis edilebilmesi için yapılan yardımın faiziyle birlikte yararlanan şirketlerden geri alınmasını zorunlu kılındı. Komisyon Yunanistan'ın bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinin görülmesi üzerine ise Yunanistan'a karşı yargı süreci başlatılmasına karar verdi.
Çevre
- AB Komisyonu, katı biyo-kütle ve biyogazın elektrik üretimi, ısıtma ve soğutma alanlarında kullanımı için sürdürülebilirlik koşulları konusunda bir rapor hazırladı. AB Enerjiden sorumlu Komiseri Günther Oettinger, AB'deki yenilenebilir enerji kullanımının yarısından fazlasının temiz, güvenli ve rekabetçi bir enerji kaynağı olan biyo-kütleye dayandığını, biyo-kütlenin AB'nin yenilenebilir enerji hedefine ulaşmasında önemli bir kaynak olduğunu kaydetti.
AB'de kullanılan biyo-kütlenin en az %90'lık kısmının AB'deki orman kalıntılarından ve diğer sanayi yan ürünlerinden elde edildiği verisine dayanarak yapılan etki değerlendirmesi sonucunda, bağlayıcı tedbirlerin AB ekonomik oyuncuları üzerinde büyük bir mali yük getireceği tespit edilerek, raporda bağlayıcı tedbirlere yer verilmedi.
Raporda, ulusal biyo-kütle ve biyogaz kullanım uygulaması başlatmayı planlayan üye ülkelere, biyo-kütle için oluşacak iç pazarın sorunsuz çalışması için gerekli sürdürülebilirlik koşulları konusunda öneriler sunuldu. Ormandan dönüşmüş bölgelerden, kabon stoğu yüksek diğer alanlardan ve biyo-çeşitliliğin yüksek olduğu bölgelerden elde edilen biyo-kütlenin yasaklanması, ortak bir sera gazı hesaplama metodolojisinin geliştirilmesi ve biyo-kütlenin neden olduğu sera gazının AB'de kullanılan fosil enerji kaynaklarına göre en az %35 oranında düşük olmasının sağlanması, yüksek enerjiye dönüşüm verimliliği sağlayan yapıların kullanılması ve biyo-kütle kaynaklarının denetlenmesi raporda yer verilen konular arasındaydı.
Tarım
- 2008 yılında AB27'deki organik tarım alanları 2007 yılına göre %7 artarak, 7,8 milyon hektara ulaştı. AB25 verilerine göre ise, bu bölgede bulunan organik tarım alanları 2005 - 2008 yılları arasında toplam %21 oranında genişledi. 2008 yılında AB27 içindeki en geniş organik tarım alanlarına sahip ülkeler İspanya (1,3 milyon hektar), İtalya (1 milyon hektar), Almanya (0,9 milyon hektar), İngiltere (0,7 milyon hektar) ve Fransa (0,6 milyon hektar) oldu.
2007 yılında organik tarım alanlarının tarımda kullanılan toplam alandaki payı AB27 için %4,1 olarak gerçekleşti. Bu payın en yüksek olduğu ülkeler Avusturya (toplam tarım alanlarının %15,7'si), İsveç (%9,9) ve İtalya (%8,9) oldu.
2008 yılında AB27'de organik tarım alanları mera ve otlaklar (Almanya dışındaki AB27 bölgesindeki tam dönüştürülmüş organik alanların %44'ü), sulu tarım alanları (%37) ve devamlı tarım alanlarından (%10) oluşuyor. Kalan %9'luk bölümü ise kullanılmayan ya da nadastaki alanlar oluşturuyor.
2008 yılında en önemli organik sulu tarım ürünleri olan tahılları (organik sulu tarım alanlarının %44'ü), yeşil yem (%42) ve patates, şeker pancarı, taze sebzeler takip ediyor.
Ekonomi
- Euro Alanı yıllık enflasyon oranı Aralık 2009'daki %0,9 oranına kıyasla Ocak 2010'da %1'e yükseldi. Bir önceki yılın aynı döneminde enflasyon oranı %1,1 seviyesindeydi. Ocak 2010'da aylık enflasyon ise -%0,8 olarak gerçekleşti.
Aralık 2009'da ise %1,5 olarak hesaplanan AB27'deki yıllık enflasyon Ocak 2010'da %1,7 olarak kaydedildi. Ocak 2010 aylık enflasyon oranı ise -%0,5 olarak gerçekleşti.
Üye ülkelerdeki enflasyon oranlarına bakıldığında Ocak 2010'da en düşük Letonya (-%3,3), İrlanda (-%2,4) ve Estonya'da (-%1,0); en yüksek oranlar ise Macaristan (%6,2), Romanya (%5,2) ve Polonya'da (%3,9) gerçekleşti. Aralık 2009'a kıyasla yıllık enflasyon oranı 17 üye ülkede yükselirken, 1 üye ülkede sabit kaldı ve diğer 9 üye ülkede düşüş gösterdi.
Ocak 2010'a kadar en düşük 12 aylık ortalama oran İrlanda (-%2,0), Portekiz (-%0,9) ve Estonya'da (-%0,3) gerçekleşirken; en yüksek oranlar Romanya (%5,4), Macaristan (%4,3) ve Polonya'da (%4,0) gerçekleşti.
- Euro Alanı işsizlik oranı bir önceki ayla karşılaştırıldığında değişmeyerek, Ocak 2010'da %9,9 seviyesinde seyretti. İşsizlik oranı, geçtiğimiz yılın aynı döneminde %8,5 seviyesindeydi. AB27 işsizlik oranı ise yine bir önceki aya gore değişmeyerek, Ocak 2010'da %9,5 olarak gerçekleşti. AB27 işsizlik oranı Ocak 2009'da %8 olarak gerçekleşmişti.
Eurostat tahminlerine göre, Ocak 2010'da 15,7 milyonu Euro Alanı'nda olmak üzere AB genelinde yaklaşık 23 milyon kişi işsizdi. Bir önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, Euro Alanı'nda işsiz kişi sayısı 2,2 milyon civarında artarken, AB27'deki toplam artış 3,8 milyon civarında gerçekleşti.
Üye ülkeler arasından işsizliğin en düşük olduğu ülkeler Hollanda (%4,2) ve Avusturya (%5,3) iken, en yüksek olduğu ülkeler Letonya (%22,9) ve İspanya (%18,8) oldu. Bir önceki yıla kıyasla, bütün üye ülkelerde işsizlik artış gösterdi. En yüksek artışlar Letonya, Litvanya ve Estonya'da yaşanırken, en az artışlar Almanya, Lüksemburg ve Belçika'da gerçekleşti.
Erkek nüfusta işsizlik Ocak 2009 ile Ocak 2010 arasında Euro Alanı'nda %8,2'den %9,9'a, AB27'de ise %7,8'den %9,7'ye yükseldi. Kadın nüfusta işsizlik oranı Euro Alanı'nda %9'dan %10'a, AB27'de ise %8,1'den %9,3'e çıktı. Ocak 2009'da Euro Alanı'nda %17,8 ve AB27'de %17,7 olan 25 yaş altı gençlerin işsizlik oranı Ocak 2010'da sırasıyla %20,2 ve %20,9'a yükseldi.
- Endüstriyel yeni siparişler endeksi Aralık 2009'da bir ay öncesine göre Euro Alanı'nda %0,8 AB27'de ise %0,6 arttı. Kasım ayında bir önceki aya göre artış seviyesi Euro Alanı için %2,7 ve AB27 için %2,4 olmuştu. Bir yıl öncesine göre yeni siparişlerde Euro Alanı'nda %9,5, AB27'de ise %6,3 oranında artış gerçekleşti.
Aylık en yüksek artışlar Fransa (%17,1), Litvanya (%6,1) ve Letonya'da (%6,0), en büyük düşüşler ise Macaristan (%8,0), İrlanda (%7,2) ve Hollanda'da (%4,7) kaydedildi. İnternet bağlantısı için
BRÜKSEL'DE GELECEK AY
AB Kurumları
• 1-2 Mart, Rekabet Konseyi
• 8-9 Mart, İstihdam ve Sosyal İşler Konseyi
• 8 Mart, AB-Fas Zirvesi
• 11-12 Mart, Ulaşım, Haberleşme ve Enerji Konseyi
• 16 Mart, Ekonomik ve Mali İşler Konseyi
• 22-23 Mart, Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi
Konferanslar
• 3 Mart, "After Copenhagen: what next for EU environment policy?", EPC, www.epc.eu
• 4 Mart, "Open Trade vs. Protectionism: Developments in Trade Policy since 1995", CEPS, www.ceps.be
• 16 Mart, "Europe's Muslim Women: under cover or under pressure?", EPC, www.epc.eu
• 22 Mart, "The Political Future of Afghanistan", CEPS, www.ceps.be
• 25 Mart "how much regulation is necessary", CEPS, www.ceps.be
• 27 Mayıs, Breakfast policy briefing with Karel de Gucht", EPC, www.epc.eu
HAZIRLAYANLAR :
Dilek İştar Ateş – Gamze Erdem Türkelli
bxloffice@tusiad.org
www.tusiad.org
Dr Bahadir Kaleagasi
International Coordinator
TUSIAD - Turkish Industry & Business Association
BRUSSELS :
Representation to the EU and BUSINESSEUROPE
(The Confederation of European Business)
T: +32 2 7364047 twitter.com/kaleagasi
kaleagasi@tusiad.org www.tusiad.org