BU SAYIDA:
AB - TÜRKİYE
ÇEVRE
VİZE POLİTİKASI
AB – SUDAN
EKONOMİ
AVRUPA MERKEZ BANKASI
AB - Türkiye
- AB Komisyonu'nun Genişleme ve Komşu Ülkeler Politikası'ndan sorumlu üyesi Stefan Füle Türkiye'nin AB üyeliği müzakere sürecinin önünü açmak çalışmalara başladı. Türkiye'nin Ek Protokolü onaylaması için harekete geçen Füle'nin aynı zamanda da Kıbrıslı Türklere yönelik tecritin gerekçelerini yeterli bulmayarak, bunların kaldırılması kapsamında AB ülkeleri nezdinde girişimlerde bulunmaya başladığı bildiriliyor.
- Merkezi Roma'da bulunan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nden (Istituto Affari Internazionale), E. Alessandri Türk dış politikası ve Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğiyle ilgili bir çalışma yayınladı.
Çalışmada Türkiye'nin dış politika ekseninin değiştiği iddialarının gerçeği yansıtmadığı, bu iddiaların ön yargılara ve Türkiye'nin dış politika girişimlerinin yanlış yorumlanmasına dayandığı belirtiliyor.
Türkiye'deki değişim sürecinin 2002'de iktidara gelen AKP ile değil 1980'li yıllarda Turgut Özal'la birlikte başladığı kaydedilen çalışmada, Turgut Özal'ın başlattığı açılım sürecinin uzun vadede birçok sonuç doğurduğu, bu dönemde Avrupa'yla bütünleşme çalışmaları ve bazı diplomatik girişimlerle İslam dünyasının liderliğine yol açtığı yer alıyor. Ayrıca Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yeni Türk dış politikasının mimarı olduğu, bu çerçevede Türkiye'yi Afrika-Avrasya kuşağında, farklı jeopolitik bölgelerin kesişme noktasındaki bir merkez ülke olarak yeniden tanımlanmaya başlandığı Türkiye'yi merkez alan bu yaklaşımın AB ve NATO'yu Türk dış politikasının hedefleri değil, araçları olarak kabul ettiğine işaret ediliyor.
AB'nin G. Kıbrıs'a Türk limanlarının açılmaması gerekçesiyle katılım müzakerelerinde 8 başlığı askıya alması sonrasında Fransa ve G. Kıbrıs'ın başka müzakere başlıklarında müzakerelere devam edilmesini engellediği vurgulanan raporda Türkiye'nin dış politika portföyünü çeşitlendirmek için AB dışında farklı ilişkiler arayışının anlayışla karşılanması gerektiği belirtiliyor. Ancak bu girişimlerin Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde yaşadığı zorluklara tepki olarak görülmesinin de tamamen hatalı olacağının altı çiziliyor.
Çevre
- AB Komisyonu, iklim değişikliğiyle mücadelede yakalanan momentumun devam ettirilebilmesi ve Kopenhag Sözleşmesi'nin Birleşmiş Milletler müzakerelerine dâhil edilebilmesi için yeni stratejisini açıkladı. Bu stratejiye göre, AB Aralık ayında kabul edilen Kopenhag Sözleşmesi'nin gelişmekte olan ülkeler için öngördüğü 'hızlı başlangıç' ('fast start') mali yardımını uygulamaya koymak istiyor.
AB İklim Hareketinden sorumlu Komiseri Connie Hedegaard, dünya başkentlerinden gelen sinyallere göre Meksika'da bir anlaşmaya varılmasının zor olduğunu; ancak en geç Güney Afrika Zirvesi'nde yasal bağlayıcılığı olan bir anlaşmaya varılması gerektiğini belirtti. Buna göre AB, Kyoto Protokolü'nün eksikliklerini gidermek ve Kopenhag Sözleşmesi'ni BM İklim Konferansı'nda ele alınacak BM müzakere metnine dâhil edebilmek için bir yol haritası hazırladı.
AB Komisyonu 3 Mart'ta benimsediği Avrupa 2020 Stratejisi'nin de öngördüğü şekilde, Avrupa'nın dünyanın en çevre dostu bölgesi olabilmek için gereken liderliği sergilemek istiyor. Yeni strateji ile AB, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği ile mücadele kapasitelerini geliştirebilmek için 2010 – 2012 dönemini kapsayan 2,4 milyar €'luk yardım paketinin açılmasına karar verdi.
Vize Politikası
- Avrupa Parlamentosu, Schengen kapsamındaki bir ülkenin uzun süreli vizesine sahip üçüncü vatandaşı kişilerin, resmi oturma ve çalışma izni olan kişilerle aynı koşullara sahip olarak, diğer Schengen ülkelerine yolculuk yapmalarına olanak sağlayan uygulamayı kabul etti. Uygulama, Parlamento tarafından 562 kabul, 29 red ve 51 çekimser oy ile 5 Nisan 2010 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde kabul edildi.
Topluluk Hukuku halihazırda, Schengen Sözleşmesi gereğince uzun süreli vizeye sahip olan kişilerin, (örneğin öğrencilerin, bilim adamlarının, akademisyenlerin) başka bir üye ülkeyi ziyaret etmeleri ya da başka bir ülkeden kendi ülkelerine geçiş yapmalarını yasaklamaktaydı. Yeni yapılan bu düzenleme ile birlikte, üç aydan uzun süreli vizeye sahip olan kişiler de oturma izni sahibi olan kişilerle aynı yasal statüye sahip olacaklar. Uzun süreli vizeler 1 yıldan daha fazla süreyle geçerli olamayacak; 1 yıldan daha uzun süreli kalışlarda üçüncü ülke vatandaşlarına vizenin bitiş tarihinden önce oturma izni verilmesi gerekecek.
Güvenlik kaygılarının giderilmesi amacıyla, AB vatandaşı olmayanların Schengen ülkelerinde serbestçe seyahat edebilmeleri geçerli bir izin veya seyahat belgesine sahip olmaları halinde ve ancak ilgili üye ülkenin uyarı listesinde bulunmamaları durumunda mümkün olacak. Üye ülkelerin büyük bir kısmı Schengen Bilgi Sistemi'ni bu listelere ulaşabilecek şekilde kullanabilecek. Bu yeni uygulamanın Schengen üyesi olmayan İngiltere ve İrlanda üzerinde bağlayıcılığı niteliği bulunmuyor. Danimarka ise uygulamanın kabulünü takip eden altı ay içinde uygulamayı ulusal hukuku içinde yürürlüğe koyup koymayacağına karar verecek.
AB – Sudan
- Avrupa Birliği Komisyonu, Sudan'da 11 – 18 Nisan 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilmesi planlanan genel seçimler için bir Seçim Denetleme Heyeti gönderilmesine karar verdi. Avrupa Parlamentosu üyesi Véronique de Keyser başkanlığındaki 130 kişilik heyet, Sudan'ın değişik yerlerinde seçim öncesi hazırlıklar ve seçim kampanyalarının yanı sıra oy verme, oyların sayımı ve sonuçların açıklanması süreçlerini de değerlendirecek.
Uzmanlardan oluşan ilk ekip Sudan'a Şubat sonunda ulaştı. Uzmanlardan oluşan ekibe önce Kısa Dönem Gözlemciler, daha sonra da Uzun Dönem Gözlemciler katılacak. Seçim döneminde heyete Avrupa Parlamentosu üyelerinden oluşan bir delegasyonun da destek vermesi bekleniyor.
AB Seçim Değerlendirme Heyeti, seçim süreci tamamen sona erdiğinde bütün verilerin ve bilgilerin ışığında kapsamlı tavsiyelerde bulunmayı öngörüyor. Bu nedenle, heyetin bulguları seçim sonrası dönemin de bitiminden sonra kamuoyuyla paylaşılacak. AB Seçim Değerlendirme Heyeti genel seçimler için Sudan'da bulunan en büyük gözlemci grubu olma özelliği taşıyor. AB, seçimlerin hazırlık sürecine de maddi destek sağlamıştı. AB, 2005'te imzalanan Kapsamlı Barış Anlaşması'ndan (Comprehensive Peace Agreement) bu yana Sudan'a 500 milyon € tutarında kalkınma desteği sağladı.
Ekonomi
- AB, Mayıs 2009'de Romanya'ya verilmesi kararlaştırılan toplam 5 milyar € tutarındaki çok-taraflı maddi yardım paketinin ikinci taksiti olan 1 milyar €'yu serbest bıraktı. Romanya'nın bu ikinci kredi taksitinin serbest bırakılması için gereken koşulları yerine getirdiğini belirten AB Ekonomi ve Maddi İşlerden sorumlu Komiseri Olli Rehn, mali konsolidasyon konusunda kaydedilen ilerlemenin, yapısal reformlarla desteklenmesi gerektiğini belirtti.
AB Komisyonu şimdi Romanya'nın sonraki taksitlerin ödenmesi için yapması gereken reformları yerine getirmesini bekliyor. Mayıs 2009'da imzalanan Mutabakat Belgesi ve Şubat 2010'da Romanya ve Komiser Olli Rehn tarafından imzalanan Ek Mutabakat Belgesi'nde yer alan koşullar arasında mali sorumluluk yasasının kabulü ve uygulanması, emeklilik yasasının gözden geçirilmesi ve Ekim 2009'da kabul edilen birleştirilmiş maaş yasasına ek yasal düzenlemeler getirilmesi gibi konular bulunuyor.
- AB Komisyonu, Letonya'ya Ocak 2009'da bütçe dengesinin sağlanması için verilmesi kararlaştırılan kredinin üçüncü taksiti olan 500 milyon €'nun serbest bırakılmasına karar verdi. Ocak 200'da Letonya'ya 3,1 milyar €'su AB tarafından olmak üzere 7,5 milyar € tutarında çok-taraflı kredi verilmesi kararlaştırılmıştı.
Letonya'nın kredinin serbest bırakılması için öngörülmüş olan koşullara uyduğunu söyleyen AB Ekonomi ve Maddi İşlerden sorumlu Komiseri Olli Rehn, Letonyalı yetkililerin 22 Şubat 2010'da imzalanan Ek Mutabakat Belgesi'yle mali konsolidasyon ve reform sürecine olan desteklerini göstermiş olmalarından duyduğu memnuniyeti belirtti. Olli Rehn ayrıca Komisyon'un Letonya'daki gelişmeleri takip etmek için IMF ile yakın temasta olacağını da kaydetti. Letonya'nın bütçe açığı sorununu çözmesi için bir takım mali yönetim reformları ve yapısal reformlar gerçekleştirmesi bekleniyor.
- Avrupa Birliği üyesi ülkelerin İstihdam ve Sosyal İşler Bakanları, işlerini kaybetmiş ya da yakın zamanda küçük çaplı işletme açmayı planlayan kişilere kredi sağlamak üzere tasarlanan Avrupa Mikrofinans Kuruluşu ile ilgili planı onayladı. AB, bu girişimle ekonomik krizde kredi arzının sağlanamaması sebebiyle kredi alamayan kişilere ulaşmayı hedefliyor.
Bu olanaktan yararlanacak olan kişilere, yeni iş planları yaparken Avrupa Sosyal Fonu tarafından danışmanlık, eğitim ve destek imkânları da sunulacak. Başlangıç bütçesi olarak 100 milyon €'ya sahip olan planın, Avrupa Yatırım Bankası gibi uluslararası finans kurumlarının da desteğiyle toplamda 500 milyon € kaynak sağlayacak düzeye ulaşması ve 8 yıl içinde 45,000 projeye kredi sağlanması bekleniyor.
Girişim çerçevesinde tutarı 25,000 € altındaki krediler mikro-kredi olarak tanımlandı. Krediden faydalanması hedeflenen kitle, Avrupa'daki iş yerlerinin %91'ini oluşturan 10 kişiden az işçi çalıştıran mikro işletmeler ve banka kredisi alamayan ancak kendi işletmelerini açmak isteyen kişiler olarak belirlendi. Mikro-kredi desteği sağlayacak olan Avrupa Mikrofinans Kuruluşu Haziran 2010'da faaliyete geçecek.
- Ocak 2010'da sanayi üretimi Aralık 2009'a göre Euro Alanı'nda (EA16) %1,7, AB27'de ise %1,8 oranında arttı. Aralık 2009'da üretim sırasıyla %0,6 ve %0,3 oranında artmıştı. Ara malların üretimi Euro Alanı'nda %1,4, AB27'de ise %0,3 oranında artış sergiledi. Dayanıklı tüketim malların üretimi Euro Alanı'nda %2 ve AB27 'de %1,7 oranında arttı. Sermaye mallarında Euro Alanı'nda %0,3 azalma olurken, AB27'de %0,4 oranında bir artış yaşandı.
Enerji üretimi Euro Alanı'nda %2,6, AB27'de ise %2,2 arttı. Dayanıksız tüketim mallarının üretimi Euro Alanı'nda %0,3 düşerken, AB27'de %0,5 oranında arttı.
Üye ülkeler arasında en yüksek artışlar İrlanda (%15,3), Bulgaristan (%4,9), Estonya (%4,5) ve Danimarka'da (%3,9), en fazla düşüşler ise Portekiz ve Finlandiya (her ikisinde de %2,2), Letonya (%1,6) ve İspanya'da (%1,1) kaydedildi.
Ocak 2010'da bir yıl öncesine göre sermaye mallarının üretimi Euro Alanı'nda %0,5 ve AB27 genelinde %1,7 artış gösterdi. Yıllık karşılaştırmada dayanıklı tüketim mallarının üretimi Euro Alanı'nda %1,9 azalırken, AB27'de %1,5 oranında arttı. Enerji üretimi sırasıyla %0,6 ve %2,4 azaldı. Ara malların üretimi ise sırasıyla %4,2 ve %3,9 oranında arttı. Dayanıklı tüketim mallarında ise Euro Alanı'nda %1,9 azalma kaydedilirken, AB27 genelinde %1,5'lik artış görüldü. İnternet bağlantısı için
- Eurostat tarafından 2009 yılı 4. çeyreği için açıklanan verilere göre istihdam Euro Alanı'nda %0,2 (347 bin kişi) ve AB27'de %0,3 (583 bin kişi) oranında azaldı. 2009 yılı 3. çeyreğinde istihdam her iki alanda %0,5'lük düşüş sergilemişti. 2009 yılı 4. çeyreği için istihdam rakamları bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında, Euro Alanı'nda %2%, AB27'de ise %2,1 düşüş gözlendi.
İstihdamda düşüşler üretim (Euro Alanı ve AB27'de sırasıyla %1,1 ve %1), inşaat (sırasıyla %0,4 ve %0,7) ve ticaret, ulaşım ve iletişim hizmetlerinde (iki alanda da %0,5) gerçekleşti. Finans hizmetleri ve iş faaliyetlerinde istihdam Euro Alanı'nda %0,1 oranında azalırken, AB27'de %0,1 arttı. Tarımda istihdam sırasıyla %0,5 ve %0,1 artarken, diğer hizmetlerdeki artış iki alanda da %0,2 olarak gerçekleşti.
2009 yılı 4. çeyreğinde AB genelinde 144,3 milyonu Euro Alanı'nda olmak üzere, 221,1 milyon kişinin işgücüne katıldığı belirtildi. 2009 yılında AB genelinde istihdamın %1,8 oranında (yaklaşık 2,7 milyon kişi) azaldığı kaydedildi. İnternet bağlantısı için
Avrupa Merkez Bankası
- Avrupa Merkez Bankası (AMB), Euro Alanı'ndaki bazı merkez bankalarının da desteğiyle Bosna-Hersek Merkez Bankası ile AMB arasında bir teknik işbirliği programı başlatıldığını bildirdi. AB, program için katılım öncesi mali desteği çerçevesinde 1 milyon €'luk bütçe ayırdı.
İşbirliği programı, Bosna-Hersek'in AB'ye üyelik başvurusu çerçevesinde AB merkez bankacılığı standartlarını uygulamaya çalışan Bosna-Hersek Merkez Bankası'na destek sağlamayı amaçlıyor. 18 aylık program 1 Aralık 2010 tarihinde uygulamaya konulacak.
Programın istatistik, ekonomik analiz ve araştırmalar, mali istikrar, AB müktesebatı ile uyulmama, AB ile bütünleşme koordinasyonu ve bilgi-işlem teknolojilerinin geliştirilmesini içeren altı farklı alanı kapsaması öngörülüyor. Programa AMB'nin yanı sıra Almanya, Yunanistan, İspanya, İtalya, Hollanda, Avusturya ve Slovenya Merkez Bankaları'ndan uzmanlar da katılacak. AMB programın uygulama süreci için Saraybosna'da bir koordinatör bulundurmayı öngörüyor.
BRÜKSEL'DE GELECEK AY
AB Kurumları
• 16 Mart, Ekonomik ve Mali İşler Konseyi
• 22-23 Mart, Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi
• 29-30 Mart, Tarım ve Balıkçılık Konseyi
• 14-15 Nisan, Bölgeler Komitesi Genel Kurulu
• 19-20 Nisan, Tarım ve Balıkçılık Konseyi
• 22-23 Nisan, Adalet ve İçişleri Konseyi
Konferanslar
• 16 Mart, "E urope's Muslim Women: under cover or under pressure?", EPC, www.epc.eu
• 22 Mart, "The Political Future of Afg hanistan", CEPS, www.ceps.be
•"24 Mart, Financing Europe's Energy Needs and Climate Action in the 21st Century", Forum Europe, www.eu-ems.com
• 25 Mart, "How much regulation is necessary", CEPS, www.ceps.be
• 11 Mayıs, "From Worse to Worst? How Late Payments Squeeze SMEs' Liquidity", CEPS, www.ceps.be
• 27 Mayıs, Breakfast policy briefing with Karel de Gucht", EPC, www.epc.eu
HAZIRLAYANLAR :
Dilek İştar Ateş – Gamze Erdem Türkelli
bxloffice@tusiad.org www.tusiad.org
Diğer Dosyalar..
[pdf:0045]INTA hearing.pdf[/pdf]
[pdf:0044]YORUM - Gelecegin Harabeleri.pdf[/pdf]
Dr Bahadir Kaleagasi
International Coordinator
TUSIAD - Turkish Industry & Business Association
BRUSSELS :
Representation to the EU and BUSINESSEUROPE
(The Confederation of European Business)
T: +32 2 7364047 twitter.com/kaleagasi
kaleagasi@tusiad.org www.tusiad.org