Haberin yayım tarihi
2008-01-30
Haberin bulunduğu kategoriler

Hisarcıklıoğlu:Artık ekonomi yoğunluklu çalışma zamanı geldi.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert PÖTTERİNG ve  AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli REHN ile ikili görüşmelerde bulunmak üzere Brüksel'e gelen  Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU, yaptığı temaslar sonrası TOBB Brüksel Temsilciliği'nde Türk basın mensupları ile bir araya gelerek bir değerlendirme toplantısı yaptı..

Hisarcıklıoğlu Brüksel temaslarını geniş bir anlatımla basına aktararak "artık siyaset yoğunluklu konular yerine ekonomi ağırlıklı çalışma zamanı geldi" dedi.
 
Hisarcıklıoğlu'nun açıklamaları.. 

-Brüksel'e İKV toplantıları çerçevesinde geldim. Artık bundan sonra fazla zaman kaybetmeden AB ve İMF ilişkilerini Türkiye gündeminde yoğun tutma zamanı gelmiştir. Sadece siyaset yoğunluklu bir gündemle işlerimizi yürütmemiz mümkün değil. Siyaset ve ekonomi birlikte değerlendirilmek zorundadır. Türkiye'nin rekabet ve ekonomik sürekliliğini sürdürebilmesi için böyle hareket etmek gerekiyor.
 
-Şu anda dünya bir ekonomik kriz yaşıyor. Her yerde ekonomi temel gündem maddesi olarak önümüze çıkıyor. Türkiye'ninde  bu krizden az etkilenmesi için tekrar süratle ekonomi yoğunluklu gündeme geri dönmesi gerekiyor. Artık siyaset odaklı gündemi geride bırakmalıyız. Aksi takdirde bunun faturasını hep birlikte öderiz.
 
-Türkiye dünyada ekonomik alanda belli bir yere geldi. Artık bu aşamadan sonra geriye gitmemelidir. AB sürecinde son aşamada pek başarılı sayılamayız. Başarılı sayılmamız için ileri gidiyor olmamız lazım.
 
-Brüksel'de yaptığımız görüşmelerde Türk iş alemi temsilcileri olarak liderler zirvesinde ortaya çıkan sonuçtan rahatsız olduğumuzu belirttik. Ayrıca müzakere sürecinin yavaş gitmesinde rahatsız olduğumuzu belirttik. Aynı zamanda bu görüşmelerde bazı AB ülkeleri tarafından sürekli önümüze getirilen imtiyazlı ortaklık meselesini kesinlikle kabul edemiyeceğimizi belirttik.
 
-Türkiye gümrük birliğine girmesine rağmen mallarını rahatça AB ülkelerinde pazarlayamıyor. Burada bizlere yönelik en büyük engel AB ülkelerine yönelik uyugulanan Vize problemidir. Bu tamamen haksiz bir uygulamadır. Ve bizim Avrupa pazarında rekabet gücümüzü engellemektedir. Taşıma kotaları, vize gibi engellerle malımızı Avrupa'ya taşıyamıyoruz. Bu konuda Oli Rehn tarafından AB düzeyinde bir işadamları konseyi kurulması önerisi geldi.
 
Rıfat Hisarcıklıoğlu basın üyelerinin sorularına şu cevapları verdi..
 
 
Soru:"Oli Rehn ile 301 ve türban konusunu görüştünüz mü"? 

Hisacıklıoğlu:
-Brüksel'de yaptığımız temaslarda 301 ve Türban meselesi gündeme gelmedi.  Ayrıca türban konusunun tartışılacağı yer Brüksel değil. Biz bu konuda görüşümüzü Türkiye'de söyleriz.
 
-2007 yılı büyük ölçüde seçim yoğunluklu olduğu için kayıp bir zaman dilimidir. 2007'de 3 seçim yaşadık. Siyaset odaklı bir yıl olan 2007'den hızla uzaklaşmalıyız. Şimdi siyasete değil, ekonomiye odaklanmalıyız. Eğer başımıza bir bela gelirse bu ancak bir ekonomik kriz sonucunda olur. Buna çok dikkat etmeliyiz. Rekabetin yoğun arttığı, ticaretin hızla yukarı doğru tırmandığı bir ortamda rakiplerinizle birlikte koşamazsanız geride kalırsınız. Bizden sonra AB sürecini yaşayan bir çok ülke şu anda bizden daha iyi bir yere geldiler.
 
-Bizle aslında zamanında Türkiye'nin kalkınması konusunda yolumuzu belirledik. İşte İKV'nin kurulması buna bir örnektir.
 
Soru:"AB konusunda sizdeki heyacan Hükümette de var mı"?

Hisarcıklıoğlu: 
-Biz zamanımızı iyi kullanmak istiyoruz. Başbakan her fırsatta AB gündeminin hep birinci sırada olduğunu söylüyor.
 
Soru: AB ile ekonomik kriterler konusunda sorun var mı?
 
Hisarcıklıoğlu:
-Ekonomik kriterler konusunda bir sorun yok. 2001'de itibaren uygulanan ekonomik kararlar ışığında cari açıklar belli bir düzeye indi. Bir tek enflasyon konusunda tam başarılı değiliz. Bazıları kontrollü bir enflasyonun olması gerektiğini savunuyor. Fakat bizim savunduğumuz enflasyon düştükçe büyüme hızlanır tezinin doğru olduğu artık açıkça görülüyor. Türkiye'nin enflasyonla mücadeleyi bırakmaması gerekir.
 
-Türkiye'nin ihracatı artırma konusunda yaşadığı sorunları süratle çözmelidir. Bilhassa öncelikle içerden kaynaklanan sorunlar halledilmelidir. İhracat-İthalat dengesizliğinden ortaya çıkan cari açık hem Osmanlı ve Türkiye'de yaşanan tüm krizlerin sebebi olmuştur. İthalat- İhracat dengesizliğinde doğan cari açık sebebi ile oluşan döviz açığını kapatamazsanız her zaman sorun yaşarsınız.
 
-Türkiye'nin şu anda ihracat mallarının % 92'si sanayi malıdır. Biz şu anda 94 milyar dolar sanayi malı ihraç ediyoruz. Sanayi mallarını üretebilmek için aldığımız ara-mal alımında iç kaynakları etkin kullanamazsak fazla bir artı değer yaratamayız. Şu anda 70 milyar dolarlık ara-mal alıyor ve işleyerek 100 dolara satıyoruz. Bu şekilde fazla bir kazanç ortaya koyamıyoruz. Cari açığı azaltmak için Türkiye sanayi ara-malları konusunda yerli üretime ağırlık vermelidir. Türkiye süratle yeni bir sanayi stratejisi uygulamak zorundadır.
 
-Türkiye'ye şu anda yılda ortalama 20 milyar dolar dış sermaye geliyor. Bunun devam etmesi gerekir. Ekonomide hedefe varabilmek için herkesin aynı hedefe odaklanması gerekiyor.


 
-AB ile Türkiye arasında yaşanan en büyük sorun AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı ekonomik ve ticari anlaşmalardır. Çünkü gümrük birliği anlaşması ile üçüncü ülkelerle yapılan anlaşmalar bizleride bağlıyor. Bizim dışımızda yapılan tek taraflı anlaşmalardan dolayı mağdur oluyoruz. Ayrıca malların tarsferi konusunda yaşadığımız sorunlardan dolayı eşit şartlarda rekabet edemiyoruz. Bilhassa vize çok büyük sorun teşkil ediyor. Vize konusunda yaşanan sorun öyle bir boyuttaki, hatta sosyal projelerde bile temsilcilerimiz buralara gelmekte zorluk yaşıyorlar.
 
-Bizler tüm bu sorunları süratle çözerek rekabet gücümüzü artıracak tedbirlerin alınması için elimizden geleni yapmak zorundayız. Korkarak bir yere varamayız. Kimse korkuyu bastırmak için ıslık çalmasın.. 
 
İKV Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Haluk Kabaalioğlu'nun açıklamaları: 

-Brüksel'de yaptığımız temaslarda Slovenya'da ele alınacak konular üzerinde durduk. Bize önümüzdeki dönemde 2-3 müzakere başlığının daha ele alınacağını belirttiler.
 
-Türk iş adamlarının ve Türk mallarının AB ülkelerine aktarmada yaşanan vize sorununa değindik. Bu yönde ortaklık konseyi kararının uygulanması gerektiğini vurguladık. AB bünyesinde ayrımcı davranışların giderek arttığını ve bundan oldukça rahatsız olduğumuzu belirttik. Bu görüşlerimize olumlu baktılar. Kendileri bize Türkiye'nin şikayetlerini bu denli kapsamlı göremediklerini belirttiler.

 
-AB parlemento üyeleri ile yaptığımız görüşmelerde Türkiye AB ilişkilerinin sadece ekonomik alanda olmaması gerektiğini belirttik. Ekonomik alanda yapılan müzakerelerde 27+1, yani Türkiye'nin katılımının sağlanması gerektiğini belirttik. 
 
-Brüksel'de yaptığımız yoğun temaslarda ileri sürdüğümüz şikayetlere olumlu bir yaklaşıldığını gördük. Bu görüşmelerde AB parlementerleri ile daha yoğun temas yapılması gereği vurgulandı..
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.