Katoliklerin ruhani lideri Papa Francisco, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi davetlisi olarak 29-30 Kasım tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret edecek.
Ziyaret, Türkiye-AB ilişkilerinin kopma noktasına geldiği bir döneme denk geliyor. Uzmanlar; ziyaretin Türkiye-AB ilişkileri açısından ‘bir şans’ olabileceği görüşünde birleşirken, ziyaretin kritik konularının azınlık hakları ve din özgürlüğü olabileceğine vurgu yapıyor.
Papa Francisco’nun Ankara ve İstanbul’u kapsayacak iki günlük ziyareti için hazırlıklar başladı. Papa 16. Benedikt’in 2006’da Türkiye’ye yaptığı ziyarette yaşanan ‘talihsizliklerin’ yaşanmaması için Vatikan ile yoğun bir işbirliğine girişen Ankara, ziyaretin iyi geçmesinin Müslüman ve Hristiyan dünyası için ‘hayati önemde’ olduğunu düşünüyor ve ziyaret boyunca verilecek `barış mesajlarının` hem Türkiye’nin bölgesi hem de Batı dünyası için ‘yeni bir başlangıç’ olabileceğine dikkat çekiyor.
2006`da yapılan ziyaret
Papa 16. Benedikt’in 2006’da Türkiye’ye yaptığı ziyaret her ne kadar, Benedikt’in “İslamiyet kötü ve insanlık dışı” sözlerinin Türk hükümetinde yarattığı ‘ağır bunalım’ altında geçmiş olsa da, 16. Benedikt Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyerek bu buhranı biraz olsun hafifletmişti. Dönemin Başbakanı Erdoğan, Benedikt’in İslamiyet ve Hz. Muhammed’le ilgili sözlerini ‘çirkin ve itici’ bularak onunla sadece havaalanında bir görüşme gerçekleştirmişti ama AB mesajını da yerinde görmüştü.
İşte Ankara böylesi bir sıkıntının yaşanmaması için Papa Francisco’nun ziyaretiyle ilgili tüm hazırlıklarda tarafların ‘en üst düzey hassasiyet’ göstermesini istiyor. Vatikan nezdinde başlatılan diplomatik girişimlerde “Taraflar birbirlerine incelikle yaklaşmalı” mesajı veriliyor. Ankara’da, ziyaret için yapılan hazırlıklar Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri, Başbakanlık ve Diyanet İşleri Başkanlığı çerçevesinde yürütülüyor.
Yeni bir AB açılımı mı?
Papa 16. Benedikt Türkiye’nin AB üyeliğinin önemine vurgu yapmış olsa da, aradan geçen 8 yıl sonunda Türkiye-AB ilişkileri neredeyse kopma noktasına geldi. AB ile üyelik müzakerelerini yürüten Ankara, siyasi engellerin ‘kurbanı’ olduğundan yakınırken, Avrupa Birliği de Ankara’yı ‘ödevlerini yapmamakla’ suçluyor ve müzakerelerde yol alınmıyor. İşte bu noktada; Papa Francisco’nun ziyaretinin AB yolunda bir açılım olabileceği de düşünülüyor.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden İbrahim Kaboğlu, bu açılımın boyutlarını Deutsche Welle’ye değerlendirirken, Papa’nın bir `birleştirici rolü` olduğunu hatırlatırken, “Türkiye gibi; laik de olsa nüfusunun yüzde 90’ı Müslüman olan bir ülkeyi Papa’nın ziyaret etmesi önemli bir adım. Vereceği mesajlarla hem Hristiyan dünyasına hem de Müslüman dünyasına sembolik de olsa bir motivasyon kaynağı olabilir. Papa’nın mesajlarında muhtemeldir ki AB vurgusu öne çıkacaktır. AB`nin bir Hristiyan kulübü olmadığı konusunda zihinlerde bir aydınlanma yaşanacaktır” diyor.
Papa’ya davetin Erdoğan’dan gittiğine gönderme yapan insan hakları hukuku uzmanı Prof. Vahit Bıçak da, Deutsche Welle’ye “Belli ki Erdoğan, cumhurbaşkanı olarak AB konusunda bir açılım yapmak istiyor. Papa’nın ziyaretiyle Ankara-Brüksel arasındaki iletişim kopukluğu biraz olsun giderilebilir. Papa’nın Ankara’dan olumlu izlenimlerle ayrılması, Türkiye’nin AB yolunda elini kolaylaştırabilir. Ankara’nın bu ziyarete çok iyi hazırlanması gerekiyor” değerlendirmesi yapıyor.
Azınlık hakları nerede?
Papa’nın ziyaretiyle birlikte Türkiye’de ‘azınlık hakları ve din özgürlüğü’ konusu da muhtemel tartışma konularından olacak. Azınlık hakları alanındaki çalışmalarıyla dikkat çeken isimlerden olan İbrahim Kaboğlu, bu noktada Türkiye’de son dönemde özellikle devlet yetkilileri tarafından öne çıkartılan ‘İslami söylemin’ ve dahası azınlıklıklara dönük ‘küçümseme’ girişimlerinin ziyarette bir kez daha tartışılacağını söylüyor. Kaboğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Evet, Türkiye’nin bu noktada ödevleri var. Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasından tutun, ders kitaplarının yenilenmesine kadar. Bu ödevleri hatırlatmak Papa’nın görevi değil ama Papa da bunları sorup soruşturacaktır. En çok da; azgınlaşan İslami dalganın Hristiyan azınlığın korunmasını arka plana itip itmediğini gözlemlemeye çalışacaktır. Ziyaret boyunca tüm devlet yetkililerinin kullanacağı her söz bu anlamda dikkat çekici olacaktır. Ne yazık ki; bu noktada son dönemde devletin üst yönetiminden azınlıkları inciten tarz ve tavırlar gündeme gelmiş, bu tutum azınlıkları toplumda karamsarlığa itmiştir.”
Ayasofya da gündeme gelebilir
Ziyarette; Erdoğan’ın mutlaka ‘yeni anayasa ve din özgürlüğü’ vurgusu da yapacağını söyleyen Kaboğlu, “Türkiye’deki kiliselerin camiye dönüştürülmesine dönük haberler, Ayasofya’nın camiye çevirilebileceğine dair iddiaların da Papa tarafından gündeme getirileceğini düşünmek gerekiyor. Ankara’nın bu yönde kendisine yöneltilebilecek sorulara hazırlık yapmasında fayda var” diyor.
Prof. Vahit Bıçak da, Türkiye’nin ‘din özgürlüğü’ konusunda yaptıklarının mutlaka Papa’ya doğru anlatılması gerektiğinin altını çiziyor. Türkiye`deki Hristiyan azınlığın sorunlarının mutlaka ‘samimi’ şekilde tartışılmasını isteyen Bıçak, Papa’nın bu noktadaki izlenimlerinin Türkiye’de toplumsal bütünleşmeye de katkısı olabileceğini söylüyor. “Ziyaretle, hem Batı hem de Doğu dünyası arasında bir yakınlaşma yaşanırken, Türkiye içinde de sürekli konuşulan kutuplaşmanın geride kalmasına dönük mesajlar da yerini bulabilir” diyen Bıçak, ziyaretin sonuçlarının uzun süre konuşulabileceğini belirtiyor.