-AVRUPA BİRLİĞİ TEMSİLCİLİĞİ BRÜKSEL
-AVRUPA İŞDÜNYASI KONFEDERASYONU
BU SAYIDA: AB - TÜRKİYE
BREXİT
ENERJİ
AB ÜLKELERİ: Polonya
YAPAY ZEKA
AB - MEKSİKA
ULAŞIM: UBER
AB KURUMLARI
AB - Türkiye
- AB-Türkiye arasındaki Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog Toplantısı 8 Aralık’ta Brüksel’de gerçekleştirildi. Toplantı, iş dünyası diyaloğu ve bakanlar arası resmi ekonomik diyalog olmak üzere iki bölümde düzenlendi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile AB’nin İş, Büyüme, Yatırım ve Rekabet konularından sorumlu Komisyon Başkan Yardımcısı Jyrki Katainen’in eşbaşkanlığında düzenlenen toplantıya Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Ekonomik ve Mali İşler, Vergilendirme ve Gümrük Birliğinden Sorumlu AB Komiseri Pierre Moscovici ile Ticaretten Sorumlu AB Komiseri Cecilia Malmström katıldı. Toplantının iş dünyası diyaloğu bölümünde TÜSİAD’ı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Küresel İlişkiler ve AB Yuvarlak Masası Başkanı Simone Kaslowski ile AB Temsilcisi Dilek Aydın temsil etti. AB’de iş dünyasını temsil eden ve karar süreçlerine dahil olan Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu BusinessEurope’un üyesi olarak TÜSİAD, Türk iş dünyasının AB sürecine yaklaşımını AB ve Türkiye nezdindeki muhataplarına aktardı.
TÜSİAD’ı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Simone Kaslowski yaptığı konuşmada Türkiye ile AB arasındaki sorunlara karşın, katılım müzakerelerinin temel ilişki modeli olarak devamının önemini vurguladı. Kaslowski, küresel ekonominin gereksinimlerini mevcut haliyle karşılamayan Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin her iki tarafa sağlayacağı yararları özetledi. Kaslowski ayrıca, AB’nin yapısal dönüşümü üzerine tartışmaların tüm Avrupa’nın geleceği için kritik önem taşıdığına dikkat çekti ve AB’nin küresel etki alanını, merkezde derinleştirilmiş Euro Alanı ve 21. yüzyıla uygun daha geniş ve daha iyi düzenlenmiş Tek Pazar, hukuk ve güvenlik alanıyla genişletebileceğini belirtti. Simone Kaslowski, Türkiye’nin geniş AB içerisinde yerini alma kapasitesinin Türkiye’de istikrarlı bir iş ve yatırım ortamı için belirleyici olduğunu vurguladı.
Avrupa Özel Sektör Konfederasyonu BusinessEurope Genel Direktörü Markus Beyrer, yatırımlar ve finansmana erişim konularına değindiği konuşmasında yatırımcıların istikrar ve öngörülebilirlik arayışında olduklarını, bir yatırımcının herhangi bir pazara girebilmesi için dikkat edeceği en önemli unsurlardan birinin yasalar ve kuralların geçerliliği olduğuna işaret etti. Türkiye’nin yeni yatırımları çekebilmek için reform hızını sürdürmesi gerektiğini vurguladı.
AB ile Türkiye arasında 2015 yılında oluşturulan Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantısının ilki 25-26 Nisan 2016 tarihlerinde Türkiye’de gerçekleştirilmişti.
TÜSİAD, Estonya`da Düzenlenen Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu BusinessEurope Başkanlar Konseyi toplantısına katıldı. Türkiye’den TÜSİAD ve TİSK’in üyesi olduğu BusinessEurope’un Başkanlar Konseyi toplantısı 30 Kasım – 1 Aralık tarihlerinde halihazırda AB Dönem Başkanlığı görevini yürütmekte olan Estonya’nın başkenti Talin’de gerçekleştirildi.
Türkiye hakkında AB sürecinin koşulluluk ilkesi korunarak, tarafların Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecine odaklanması çağrısı yinelendi. Toplantıya TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, TİSK Başkanı Kudret Önen, TÜSİAD CEO’su ve BusinessEurope AVRUPA BİRLİĞİ TEMSİLCİLİĞİ BRÜKSEL 3 İcra Kurulu Üyesi Dr. Bahadır Kaleağası ve TÜSİAD-TİSK AB Temsilcisi Dilek Aydın katıldı.
Estonya Cumhurbaşkanı Kersti Kaljulaid ile dijitalleşme süreci üzerine görüş alışverişiyle başlayan Başkanlar Konseyi’nde AB’nin geleceği ile ilgili tartışmalar, AB Ticaret Politikası’nın evrimi, Brexit süreci ile ilgili son gelişmeler ve Dünya Ticaret Örgütü Buenos Aires Bakanlar Konferansı konuları ele alındı.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Talin Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, AB’nin kurumsal yapılanma sürecinin etkilerinin AB sınırlarının ötesinde hissedileceğini, yapısal ve dijital dönüşümün tüm Avrupa’nın geleceği üzerinde belirleyici olacağını vurguladı.
TÜSİAD Başkanı Bilecik, AB-Türkiye ilişkilerinin Avrupa’nın geleceği ve 4. Sanayi Devrimi kapsamında yaşanan gelişmelerden bağımsız değerlendirilemeyeceğini vurguladı. Erol Bilecik ayrıca, Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri çerçevesi temel alınarak, önümüzdeki dönemde derinleştirilmesi gereken somut alanlara işaret etti:
➢ Dijital ekonomi boyutu dahil olmak üzere ABTürkiye Gümrük Birliği’nin güncellenmesi
➢ Terörle mücadele ve göç politikaları dahil olmak üzere güvenlik politikaları
➢ Enerji projeleri.
BusinessEurope Avrupa’nın geleceği üzerine Eylül 2017’de yayımlanan ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile paylaşılan tutum belgesinde, Türkiye’nin AB sürecinin koşulluluk ilkesi korunarak, tarafların Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecine odaklanması gerektiğini kaydetmişti. Tutum belgesinde ayrıca, dijital ekonomi, güvenlik ve enerji alanlarında ilerlemenin altı çizildi ve hukukun üstünlüğü ile demokrasinin önemi vurgulandı.
BusinessEurope Talin Zirvesi’nde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecine odaklanılması çağrısını içeren BusinessEurope “Avrupa’nın Geleceği Üzerine İş Dünyası Vizyonu” adlı tutum belgesinin AB ülkelerinde tanıtım çalışmalarının yoğunlaştırılması kararlaştırıldı.
Brexit
- AB Komisyonu, 15 Aralık’ta AB Konseyi’nin Brexit müzakerelerinde ikinci aşamaya geçilmesi yönünde verdiği karar uyarınca yeni müzakere çerçevesi yönergesini AB Konseyi`ne sundu. Mayıs 2017 tarihli müzakere yönergesine ek olan yeni yönergede geçiş dönemi düzenlemeleri hakkında ayrıntılar ortaya konuluyor.
Yönerge önerisinde şu unsurlar mevcut:
-Birleşik Krallık, geçiş dönemi boyunca Gümrük Birliği ve Tek Pazar (dört özgürlük ilkesi dahil olmak üzere) içerisinde olmaya devam edecek.
-Bu dönem boyunca AB müktesebatı, Birleşik Krallık AB üye ülkesiymiş gibi tam olarak devam etmelidir.
-Bu süre zarfında AB müktesebatında yapılan herhangi bir değişiklik, Birleşik Krallık`ta da otomatik olarak uygulanmalıdır.
-Avrupa Birliği Adalet Divanı`nın yetkileri de dahil olmak üzere mevcut tüm Birlik düzenleyici, bütçesel, denetleyici, yargı ve uygulama araç ve yapıları uygulanmaya devam edilecektir.
-Birleşik Krallık, 30 Mart 2019`dan itibaren üçüncü bir ülke olacak ve bunun sonucunda artık AB kurumlarında, ajans ve bağlı diğer ofislerinde temsil edilmeyecektir.
-Geçiş döneminin açıkça tanımlanması ve kesin olarak bir süre ile sınırlandırılması gereklidir. AB Komisyonu bu sürenin 31 Aralık 2020`nin ötesine geçmemesini önermekte. AB Komisyonu’nun önerisi Ocak 2018`de düzenlenecek Genel İşler Konseyi’nde onaylanacak.
Enerji
- BusinessEurope, AB Komisyonu’nun yayımladığı 2009/73/EC sayılı doğal gaz yönergesi üzerinde revizyon yapılması önerisine ilişkin kaygıları AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Maroš Šefčovič`e iletti. Doğal gaz piyasasında genel bir reform gerekliliğini ön planda tutmayan bir `gaz ara bağlantıları` odaklı yeniden yapılanmanın, AB`nin `daha iyi yasal çerçeve` gündemi ile uyumlu olmadığını belirten BusinessEurope, önergenin Rusya, Fas, Tunus, Cezayir, Libya, İsrail ve Brexit sonrası geçerli olmak üzere Birleşik Krallık gibi AB’nin çeşitli üçüncü ülkelerle doğalgaz ara bağlantı ilişkileri üzerinde önemli etkileri olacağına dikkat çekti.
Öngörülen değişikliklerin orta ve uzun vadede Avrupa’nın doğal gaz tedarik güvenliğine ilişkin sorunlar yaratması ve iç pazarın işleyişini olumsuz etkilemesi riski bulunduğu belirtildi. BusinessEurope AB Komisyonu`nu yönerge taslağı üzerinde değişiklikler yapılması gerektiği konusunda uyardı. Komisyon’un 8 Kasım’da yayımladığı değişiklik önergesi, AB’den üçüncü ülkelere giden ya da üçüncü ülkelerden AB’ye gelen tüm doğal gaz boru hatlarının çıkış noktası ile AB yargılama yetki sınırına kadar olan bölgede tarife düzenlemesi, üçüncü taraf erişimi, sahiplik ayrılığı ve şeffaflık gibi AB kurallarının geçerli olmasını öngörüyor.
AB Ülkeleri: Polonya
- AB Komisyonu, hukukun üstünlüğünün ciddi şekilde ihlal edildiğine karar verdiği Polonya`nın AB kurumlarındaki oy haklarının askıya alınmasına yol açacak bir süreç başlattı ve AB Konseyi`ne AB Antlaşması’nın 7(1) sayılı maddesinin işletilmesi yönündeki önerisini sundu. AB Komisyonu, iki yıldır Polonyalı resmi makamların hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlı olmaya davet edildiğini fakat, çabalara rağmen yapıcı bir diyalog sürecinin kurulamaması üzerine bu kararın alındığını açıkladı.
Polonya`da son dönemde “yargı reformları” gündeminde alınan kararlar ve uygulamalar sonucunda ülkenin yargı sistemi şu an yönetimde olan siyasi iradenin kontrolü altına alınmıştı. Yargı bağımsızlığının mevcut olmaması nedeniyle ülkede AB yasalarının etkili bir şekilde uygulanmasında da aksaklıklar meydana gelmekteydi. Çocukların velayeti ile ilgili uyuşmazlıklar veya Avrupa düzeyindeki tutuklama emirlerinin uygulanması gibi çeşitli alanlarda alınan kararların karşılıklı olarak tanınmasının yanı sıra yatırımların korunmasına ilişkin ciddi sorunlar ortaya çıkmaktaydı.
AB Komisyonu’nun Konsey’e sunduğu önergede Polonyalı resmi makamlar sorunlu alanlarda değişiklik yapabilmesi ve alınan önlemlere ilişkin Komisyon’a bildirimde bulunması için üç ay süresi bulunuyor.
Yapay Zeka
- BusinessEurope Yapay Zeka (Artificial Intelligence) teknolojilerinin başarılı bir şekilde gelişmesi için üstesinden gelinmesi gereken zorluklara ilişkin Avrupa özel sektörünün temel görüşlerini içeren bir strateji belgesi yayımladı. Yapay Zeka teknolojileri, sağlık, tarım, eğitim, altyapı ve kamu güvenliği gibi alanlarda verimlilik artışı sağlayarak, Avrupa ekonomisinin büyümesine katkı sağlama ve toplum için yaşam koşullarını iyileştirme potansiyeline sahip. Bununla birlikte, bu avantajları hayata geçirebilmesi ve bilimsel ve ticari alanda Avrupa’nın liderliğini sürdürmesini sağlamak için yenilikçi teknolojilerin uygulanması alanında tutarlı bir Avrupa stratejisi geliştirmesi gerekmekte. BusinessEurope’un hazırladığı strateji belgesi, AB Komisyonu`nun Nisan 2018`de sunacağı verilere ilişkin üçüncü yasa paketinin hazırlık sürecine katkı sağlamayı hedefliyor.
BusinessEurope’un önerileri:
-Yapay zeka, kanser teşhisi, telefonlarda ses tanıma fonksiyonları, dolandırıcılık faaliyetlerinin tespiti, ileri sürüş yardım sistemleri gibi çeşitli sektörlerdeki uygulamalara güç katan ve vatandaşlar için bir takım avantajlar sağlayan bir araçtır. Yapay zekanın farklı alanlardaki kullanımını tek bir yatay yaklaşım ile düzenlemek çeşitli zorluklara neden olabilecektir.
-Uygulama açısından erken aşamada olan yapay zeka teknolojisinin gelişim potansiyeli, orantısız yasal düzenlemelerle engellenmemelidir.
-Yapay zeka ile desteklenen sistemler daha fazla kullanılmaya başlandıkça etik ve sorumluluk konularına ilişkin farklı sorular ortaya çıkabilecektir. Günümüzde mevcut olan tüketicinin korunması, veri koruması ve güvenlik gibi alanlardaki yasal çerçevenin ortaya çıkan birçok soruya halihazırda cevap verebilecek durumda olduğu görülmelidir.
-Dijital alanda lider konumda olabilmesi için Avrupa’nın yenilikçilik politikaları ve yapay zeka yatırımları için tutarlı bir yaklaşıma gereksinimi bulunmaktadır.
-Robotik için kurulan kamu-özel ortaklığı iyi sonuçlar ortaya koymuş olmakla birlikte ar – ge, yenilikçilik ve yapay zeka uygulamalarına daha fazla yatırım teşviki gerekmektedir.
-Sanayileşme ve otomasyon alanlarında yaşanan her gelişmenin istihdam üzerinde bir etkisi olmuştur. İlk aşamada bazı alanlardaki istihdam üzerinde azaltıcı etkisi olduğu zannedilmesine karşın genel istihdamda bir artış meydana gelmiştir. Yeni dönemde ortaya çıkacak yeni iş alanları yeni becerileri gerektirecektir. Ortaya çıkacak yeni istihdam gerekliliklerini karşılamak için “yaşam boyu öğrenim” programlarına hükümetlerin ve endüstrinin işbirliği içerisinde yatırım yapması önem taşımaktadır.
AB - Meksika
- AB ile Meksika arasındaki serbest ticaret anlaşmasını güncelleme müzakerelerinin 2017 yıl sonuna kadar tamamlanması konusunda siyasi bir anlaşmaya varılamadı. AB Komisyonu’nun ticaretten sorumlu üyesi Cecilia Malmström, tarım politikalarından sorumlu Komiser Phil Hogan ve Meksika Ekonomi Bakanı Ildefonso Guajardo, coğrafi işaretler, menşe kuralları ve kamu alımları gibi anlaşmanın tamamlanması için kilit öneme sahip konularda uzlaşıya varmak üzere bir araya geldi. Toplantıda önemli ilerleme kaydedildiği belirtilmekle birlikte anlaşmanın tamamlandığına dair siyasi uzlaşıya varıldığını kabul etmek için yeterli sonuç elde edilemediği açıklandı.
Ulaşım: Uber Kararı
- AB Adalet Divanı, Uber`in bireyleri profesyonel olmayan sürücülerle bir araya getirerek sağlamakta olduğu hizmetin, “ulaşım” alanındaki hizmetler kapsamında olduğuna ve alınacak kararların bu çerçevede değerlendirilebileceğine hükmetti. 2014 yılında Barcelona`daki profesyonel taksi şoförleri birliği, yerel mahkemeye başvurarak Uber ve sistemde çalışan şoförlerin izinsiz ve lisanssız çalıştıkları ve bu nedenle haksız rekabet ortamı oluşmasına sebep oldukları yönünde şikayette bulunmuştu. Karar, Uber’in faaliyetlerini sürdürürken taksi hizmetleri ile ilgili halen mevcut kurallara uymasını ve taksi lisansına sahip sürücüleri çalıştırmasını gerektirecek.
AB Kurumları
- Bulgaristan, AB Dönem Başkanlığı görevini 1 Ocak tarihinde Estonya’dan devralacak. Bulgaristan’ın Dönem Başkanlığı’nı üstlenmesine ilişkin tören 11 Ocak’ta Sofya’da gerçekleşecek
HAZIRLAYANLAR :
Dilek İştar Ateş – Dilek Aydın
www.tusiad.org
www.businesseurope.eu
13, AVENUE DES GAULOIS B-1040 BRUXELLES
T: +32 2 736 4047