"Türkiye devletinin şekl-i hükûmeti cumhuriyettir." Cumhuriyetin 84 cü yılı Dönümü Tüm Türk Milletine Kutlu Olsun.
 
Parolamız Bu. "Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur!."
 
Bu parolayla yola çıkan ecdadımız tarihe adımızı altın harflerle yazdırdılar, bu ecdadın torunlarıda bu yolda yürümek zorunda dır, Cumhuriyet kurulduğu günden bu yana ve daha öncesinede ülkemize içten ve dıştan iş birlikçiler hayin guruplar hep sızıp ihanetler etmişlerdir ve temeyede devam edeceklerdir ama damasında asil kanlar dolaşan asşl insanlar bu hayinlere karşı hiç bir zaman dirayetini bozmadan dik duruş Türk duruşu demiş hep dik durmuştur. Şimdi yirmi birinci yüzyıldaki Emperyalistlere şunu yineliyoruz, elimizden her şeyimizi tüm kahpeliğinizle masa üstünde almış olabilirsiniz, yerli işbirlikçiler yaratmış olabilirsiniz size söyleyeceğimiz şudur; Ergenekon kartallarının tokatı yüzünüze yaklaşmaktadır. Çünkü birinci vazifemizi hiç unutmadık; Türk İstikbalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa edeceğiz, fethettiğinizi düşündüğünüz tüm kalelerimizi başınıza geçireceğiz, sanmayınız ki bir daha Çanakkale olmayacak. O zor şartlarımızda yazdığımız o destanı bu şartlarımızda hayli hayli yazar bunu ona, onbeşe katlarız, Türk ulusu Türklük yoluna baş koymuştur, bu demekki vatanım canımla beraber demek, hatta vatanını canından aziz bilmektir, vatanına göz dikenin gözünü eluzatanın elini ayak basanında bu memlekette kırar, halkın duygu ve düşüncesi, ordusunun disiplin ve prensipleri, devletinin azim ve kararlılığı bu uğurda sonsuza kadar devam edecektir. Türkün ayranı kabarmasın kabarırsa Çanakkale de olduğu gibi olur bunu biliyorsunuz, canından aziz bildiği bu vatanı kanının son damlasına kadar savunmak zorunda dır, Parolamız Bu. "Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur!."
 
Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. (1924)
Bugünkü hükümetimizin, devlet teşkilatımızın doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilatıdır ki onun adı Cumhuriyettir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir. (1925)
 
Cumhuriyeti Kuranlar..
Cumhuriyeti kuranakadar binlerce vatan evladı şehit oldu, binlerce nisanlarımıza kurşun sıkanlar kabuk değiştirdi bu gün ve mütefiğimiz oldu ve bu gün şer odaklarını ve vatan hayinlarini kullanarak aynı idallerini ve idolojilerini yerine getirmek için çaba sarfederek bu guruba terörist diyorlar ama müdahale de etmeyin diyorlar, el altındanda terörü destekleyerek Türk devletine itimat etmeyip teröristleri özgürlük şavaşcısı kabul ediyorlar bu nasıl devlet enleyışı ve nasıl mütevik olmak adeta Türk'lüğü ortadan kaldırma operasyonu, butür emperyalist güçlere karşı ecdadımız ve Ulu önderimiz şu sözleri kullanmıştır.

Son senelerde milletimizin fiilen gösterdiği kabiliyet, istidat, idrak, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar gafil ve ne kadar tetkikten uzak görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz haiz olduğu özelliklerini ve liyakatini hükûmetinin yeni ismiyle medeniyet dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeğe muvaffak olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.
 
Belçika'da Yaşananlar!
Cumhuriyetimize ve Varlığımıza Saldıranlara Karşı Yapılan Eylemde Belçika Polisi sert bir tutumla kendini göstererek Vatandaşlarımıza karşı şu tutum ve davranışlarda bulunmuşlardır. Polisler tarafından tartaklandıgı öne sürülen Fırat (15), "Herkes koşuyordu. Ben de onlarla koşarken, polis beni yakaladı. 3 kişi duvara itti, sonra yere koydular. Önce cop darbeleri aldım. Sonra 3 dakika kadar vurdular ayaklarıyla. Üzerime çıktılar. Sonra beni arabaya soktular. Dediler ki 'Sen Kürtleri seviyor musun?' Ben de 'evet' dedim benim babam Kürt ama 'PKK'yı sevmiyorum' dedim. 'Nasıl sevmiyorsun?' dedi, ben de çünkü onlar 'terörist' dedim. 'Sensin terörist' diyerek, dövdüler. Sonra 'Ermenileri seviyor musun?' diye sordular. Ben de 'evet' dedim hatta 'Kız arkadaşım Ermeni, evlenecegim' dedim. 'Peki soykırım oldu mu?' diye sordular. Ben de 'Abi o ne demek bilmiyorum' dedim. 'Sen nasıl bilmiyorsun?' deyip yine dövdüler. Bir daha sordu ben bir daha 'bilmiyorum' dedim sonra 'evet oldu de, bak vurmayalım' dediler. Ben de 'evet oldu' dedim. Sonra dövmedi" seklinde yasadıklarını anlattı. bu zihniyrtin ve bu düşüncenin devletinin uyguladığı disiplinle vatandaşlarımıza nasıl zorla teröristleri sevdirip nasıl Ermenilerin soylırıma uğradığını kabul etirirsin, tabi bir ermeni ölünce onun cenazesinde hepimiz ermeniyiz diye bağıranlar vardı ya ondan dolayı hepimizi ermeni etmeye çalışıyor bu kefereler, bunlara en güzel cevabı ecdadımız verid çanakkalede dumlupınarda, bizde bu onurlu tarihimizi temiz ve yaşanır hale getire bilmemiz için bunun cevabını vermeye hazırız ve Irak'a girmeliyiz belki Irak ta teröristler yerdeğiştirmiş olabilir ama orada terörü besleyen odaklara karşı kedileri değil köpelkeri öldürerek bu işe son verebiliriz sıra kedilere geldiğinde de onlarıda yok etmesini biliriz dünya ayağa kalksada yapılması gerekeni yapar Cumhuriyetin onur ve şerefinide ayaklar altına düşürmemiş oluruz.
 
Gelecek nesillerin Türkiye de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilâkis, Türkiye'nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir.
 
Bizede İzin Verin!...
Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır. 29 Ekim 1923 (Nutuk II, S. 814-15)
• Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız. 1923 (Atatürk'ün S.D. III, S. 71)

Silahlı ve de silahsız dünya ülkemize saldırıyor vatan hayinleri ve iş birlikçiler kanımıza kadar kemiğimize kadar igrmiş ken, Varlığım Türk Varlığına armağan olsun diyen şehit evlat larının ve gerçek vatan müdafasında bulunan Gazilerimizin yani dedelerimizin kurduğu Kuva'i Milliye Derneklerinin meydanlara inmasina müsade edin izin verin, bizi dernek binalarımıza yani odalarımıza hapsetmeyin biz terörist değiliz biz bu vatana ihanet edenlerin değil bu vatan için can varenlerin evlat ve de torunlarıyız.
Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. (1933)
  
2007 otuz ağustos ayınkadar meydanlara dedelerimizin elleriyle işleyip savaşlarda giydiği kıyafetleri giyip onların bize yadiğar bıraktığı silahlarını kuşanıp yine onların istiklal uğrunda savaşarak aldıkları İstiklal madalyalarını takarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinde ve tören geçişlerinde olmak istiyoruz ve bunu bize çok görmeyin. bu heycanı ve bu coşkuyu yaşamak en çok bizim hakkımız, biz bu vatana ihanet etmedik edenlere de derslerini verenlerin torunları olarak onların kurduğu bu kurumu yani Kuva'i Milliye yi kendi imkanlarımızla yaşatmak istiyoruz onların aziz hatıralarına sayğı duyulmasını istiyoruz biz ne Ermeni'yiz ne de dönme biz ne iş birlikçiyiz ne de terörist, biz Atatürk'cüyüz Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçıyız ve de Gazi torunuyuz, vatandaşız, Türk oğlu Türk'üz bizi bu şekilde cezalandırmayın bu bize verile bilecek en büyük cezadır, bizi meydanlara indirmeyen yasa ve tasarıları hazırlayanları basın yoluyla Atatük'e ve halka şikayet ediyoruz önümüzü kesmeyinki Şahin Beylerin Karayılanların Arslan beylerin varlığını ve birliğini yaşatalım ki Seyit onbaşıların ve onların Komutanı Mustafa Kemal'in Ruhu şadolsun, Tüm halkımıza ve Basınımıza, Sivil Toplum örgütlerine duyrulur Kuva'i Milliye Dernekleri Milli Bayramlara çıkartılmıyor ve toplantı ve Protokolda yer verilmiyor, ve Milli Dernekler arasında bölücülük yapılıyor bu bölücülük ve ayrımcılığa dur deme ve bizlerin hakkıdır, ecdadımızın son nefesine kadar belinde taşıdığı ve kurtuluş savaşında bile mermi fabrikalarının kapatılmış olduğu kendi elleriyle doldurarak düşmana karşı kullandığı yüz yıllık silahlarını ve canları pahasına aldıkları İstiklal madalyalarını elleriyle diktikleri abalarını giyip kuşanamıyor ve madalyalarını törenlere çıkartamıyoruz, kanun ve yasalarla Derneklerimiz bu mutlu ve coşkulu günleri buruk sevinçlerle kendi dernek binamızda üyelerimizle el sıkışarak kutlamak zorunda bırakılıyoruz, bu bizim için bir zulüm ve çok acı bir olay, dünya ülkemize karşı dururken biz elleri kolları bağlanmış şekilde kendi binamızın dışına çıkamadığımız gibi hiç bir yetkilide bizi arayıp durumumuzu sormuyor, Gerçek Özgürlük savaşçılarının Kurduğu bu Kuva'i Milliye dernekleri kapatılmaya yüz tutma derecesine geldi ecdadımızın bu aziz hatıraları karşısında mahçup çaresiz ve de hiç bir yaptırım gücümüz olmadan durmak zorunda bırakılıyoruz, dünya bu Kuva'i Milliyecilerin yazmış olduğı destanı tanır ve de bilirken bu kurumu sadece iki elimin parmağı kadar sayısı olan sevdalı vatandaş gafilesinin sayğı ve de hürmetiyle mutlu olmaya çalışıyoruz. Nice 29 Ekim'ler ve nice Cumhuriyet bayramlarını yaşamaya ve görmeye mutlu yıllara dileğiyle, Bayramımız Kutlu Olsun!...    
Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. (1925)
 
Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir. 1926 (Atatürk'ün S.D. III, S. 80)
 
Mehmet ÖZKARAMAN
Gaziantep
Kuva'i Milliye Mücahitler Derneği Genel Başkanı