Dün gece saat 22.00 sıralarında kapım çalındı. Kim olduğunu sordum. Masa ve sandalyeler için içeri daldılar.
Mobilyaların parasını ödeyememiş hayli geciktirmiştik. Ali Türköz'de binayı tutarken bize önayak olmuş, kısa zamanda beni tanımasına rağmen "Ben sana destek olurum. Sen iyi bir iş yapıyorsun. Sen yürüyeceksin.. ifadeleriyle paramız yok karşılayamayız dediğimde ben sana 4000 euro veririm bir seneye öde demişti.
Bende bunu sanatsever bir adam diye düşünmüş, sevinmiş ve hatta her yerde överek ve onurlandırarak anlatmıştım. Ancak binayı tutup ta içine girdikten bir hafta sonra "ben o parayı karımdan gizli verdim şimdi istiyor diyerek ağız değiştirdi. O zaman maksadının başka olduğunu anladım ve tedirgin oldum ama iş işten geçmiş bir defa ok yaydan çıkmıştı. Tabi ki böyle bir meblağı hemen ödeyebilmem mümkün değildi. Yine de canla başla çabaladım ama olmadı.
Gecenin bir vakti "baskın" şeklinde yalnız olacağım bir anı seçerek ya da kollayarak. Çünkü yarım saat öncesine kadar insanlar vardı yanımda. Mobilyacıyı ve tanımadığım bir adamı da yanlarına alarak geldiler. Baskıyla ve zor kullanarak benim bütün anlatmalarıma kulak tıkayarak ve her sözüme yeni bir hakaretle yanıt vererek. Yanındaki insanları fişekleyip onlardan da destek alarak. Hatta bir dostumun telefonda şimdi çalışıyorum gelecek durumda değilim sabah dokuzda buluşalım konuşalım ne gerekiyorsa yapalım ricasını da dinlemeyerek. Bir dolu hakaret taciz ve tehditle Lokaldeki eşyaları getirdikleri kamyonete taşımaya başladılar. Belli ki hazırlıklı gelmişlerdi. Zaten o kamyonet dikkatimi çekmişti yarım saat önceden binanın önünde beklemeye başlamıştı. Bu arada devam etmekte olan ve 30 Ocak tarihine kadar sürecek olan Maggy Van Outhowen in sergisindeki tabloları da adeta duvardan sökerek, (çivi ve vidalar hala yerde duruyor. Sergi artık "baskın" sergisi oldu.) götürdüler.
Onlara göre ben dolandırıcı,yalancı, sahtekar biriymişim. Burası insan kaynıyor paraları yiyor ödemelerimi yapmıyormuşum. Hatta ne kullanıyorsun nerelere harcıyorsun kokain mi kullanıyorsun paralar nereye gidiyor gibi sözlerle taciz ederek ardından bir dolu hakaret sıraladılar.
Yalancı, sahtekar, dolandırıcı, su gibi alkol içiyorlar alem yapıyorlar, kızları konsomatris olarak kullanıyor, kadın azarlıyor, Kurtlar vadisinde oynadım sizi artist yapacağım diye kandırıyor.. Bunlar sadece hatırlayabildiklerim. Hakaretten başka bir konuşma olmuyordu aramızda Bütün bu saydıkları hakaret dolu sözleri ev sahibine de nakledip onunla da aramızı bozdular ve gerdiler.
Ardından tehditler gelmeye başladı. Seni burada yaşatmayız. Oğlum cezaevinden çıktı arkana takarım. Sen kime çattığını bilmiyorsun. Şimdi iyi geldik üç gün içinde ödemeni yapmazsan daha kötü olur. Bir dinle lan susta bir dinle. Seni yaşatmayız vb. Bunlar sadece hatırlayabildiklerim. Eşyaları alıp gidene kadar hiçbir şey diyemedim. Çünkü daha kötü şeyler olabilirdi. Sakin olmaya ve büyütmemeye çalıştım. Soğukkanlılığımı korumaya çalıştım. Daha önce de bir gün geldiklerinde karısı benzer bir hakaret etmiş ve buradan kovmuştum.
Sonra onlar gittikten sonra ki yanlarında arayamıyordum bırak bir telefonu diyorlardı. Gidince Avukat arkadaşımı aradım Sayın Avukat Vahide Gül hanım polisi aradı az sonra biri Türkçe bilen iki polis geldiler karakola gittik. Onları da çağırdılar. Karakolda bile hakaretlerini sürdürmeye devam ediyordu. Olayla ilgili Cumartesi günü yeminli tercümanla beraber ifade vereceğim ve ayrıca zarar ziyan hakaret tehdit davası açacağım.
Ama asıl bunları "azmettirenler" var. Bunu biliyorum. Bu sözlerin tümü bunların ifadesi değil. Kimlerin ifadeleri olduğunu da çok iyi biliyorum. Biz burada "cehaletle savaşacağız" dedik ya.. Birilerinin ayağına bastık. Çünkü burası Türkler açısından koyunun olmadığı yer. Her kes Abdurrahman çelebi. Heykeli "ucube" diye niteleyen anlayışın sanat ve bilim düşmanlığının buradaki taraftarlarının işine gelmedi. Sanat merkezi onları ürküttü. Saldırganlaşmaları bu yüzden. Saldırılarını da dedikodu iftira ve karalama kampanyası biçiminde yapmaya başladılar.
Bütün bu saldırılara asla boyun eğmeyeceğim. Benim kaybedecek bir şeyim yok. Hayatımı bu misyona bağladım.
Baskılar tehditler ve saldırılar beni yıldıramaz. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkmak istiyorum diye başbakanlığa yazıp tepkimi ifade ettikten sonra Türkiye'de de ciddi saldırıları ve tehditleri göğüsledim. Burada da göğüslerim.
Beni yıldıramazlar…