Yaklaşık 2 yıldır Avrupa’da bulunan Türk mutfakları hakkında araştırmalar yapmaktayım. Asya da ki mesleki araştırmalarım ve ilgili seyahatlerim haricinde Avrupa’da 3 ayrı zamanda yaklaşık 8 farklı ülke ve 50 ye yakın şehirde mutfaklarımız hakkında araştırmalar yaparak mutfaklarımız hakkında üzüntü verici ciddi bilgiler edindim.
40 yaşındayım, 26 yıla yakın meslekteyim. Buralarda Türk lokantalarının çoğunluğunun menüleri belli “döner durum, döner, sandviç, döner pilav üstü, döner tabakta, firit, üç tane de mayonezden yapılmış sos hangisini tercih ederseniz”. Fırında ve tencerede kendi sosu ile pişen yemeklerimiz yada Türk Osmanlı mutfağına ait sofra ve yemek kültürünü %20 bile yansıtan bir yok anlayacağınız. Ayrıca Üzülerek söylüyorum-ki Türk mutfağı olarak çoğunlukta sadece dönerci ve fast food olarak anılmamızın dışında ki bizim restoranlarımızın acizliği karşısında insanlar tarafından tercih edilen çok kaliteli ve farklı çeşitlere sahip İtalyan, Fransız ve Cebelitarık gibi mutfaklar mevcut. Tabi ki bunlar da olması gerekiyor, lakin bizim gerçek yüzüyle birilerine hatırlatmamız ve tanıtmamız gereken bir sofra ve mutfak kültürümüz var.
Ama esas olan farklı zamanlarda 70 in üzerinde ülkeyi himayesinde tutmuş bir imparatorluğun varisi olan bizlerin mutfağı yada restoranı bir kaç çeşitle tarif edilemez. Dünyada emsal değeri olmayan Mutfak zenginliğimizi Avrupa’ya bize yakıştığı sekliyle tanıtmaya geldim. Ayrıca binlerce yıldır kullanılan bir savaş silahını bu defa silah olarak değil yemek olarak Avrupa’ya getirdim. İşin en önemli taraflarından biri de Avrupa insanına mutfağımızın döner kebap ve şiş kebaptan ibaret olmadığını göstereceğim.
Mesleki açıdan Osmanlı ve Türk mutfağına gönül vermiş bir has aşçıbaşı olarak gördüğüm bu kadar olumsuzluktan sonra bu ise gönül vermiş saygıdeğer işadamı Fuat Akarsu ile birlikte Avrupa’da resmi devlet erkânına protokol ve ziyafet hizmetleri verebilecek, VIP değerlere sahip uluslararası standartlarda zincir marka altyapısıyla 4 aylık sure zarfında, Avrupa’nın merkezinde Hünkâr Osmanlı ve Türk mutfağını hizmete açtık.
Özellikle kendi kültürümüz ve kimliğimizle bütünlesen Topuz Kebab ve saltanat sahanı isimli sadece benim yapabileceğim ve bizim restoranımızda servis edilebilecek şahsıma münhasır patentli yemeklerim işletmeyi Avrupa’da vazgeçilmez noktaya taşımaya başladı. Açıkçası daha hiçbir tanıtım yada reklam bile yapmadan gördüğümüz ilgi karşısında rezervasyonsuz misafirlerimizi boşalacak masa için bekletmek, yada yerimiz olmadığı için kapıdan geri çevirmek bizi üzüyor.
Restoranımızda : 50 kişilik açık hava kafeterya, 150 kişilik kapalı yemek salonu, 30 kişilik VIP iki ayrı özel set ziyafet salonu, 45 kişilik VIP konferans ve protokol salonu, çocuklar için oyun salonu mevcut olup her an kullanıma hazırdır.
Hünkâr Osmanlı Ve Türk Mutfağında Pazar günleri 60 in üzerinde çeşitle 09:00 ila 13:00 saatleri arasında açık büfe Osmanlı kahvaltısı programı ile beğeni toplayarak Belçikalıları ve Belçikalı 3. kuşak Türk gurbetçilerimizi kahvaltı kültürümüze hayran kaldılar. Ülkemizde yoğunlaşan acık büfe kahvaltı kültürünün Avrupa’da da ki boşluğunu da biz doldurduk. Daha ikinci ayımıza bile girmeden Pazar günleri açık büfe kahvaltı keyfinde insanlarımızın ailece buluşma noktası ve tercih edilen yer oldu olmaya da devam ediyor.
Benim için farklı olan konu ise yıllarca ülke ülke dolaştım, farklı konseptlerde 18 ayrı restoran açılışı yaptım, Türk, İtalyan, Fransız, Amerikalı Şefler yetiştirdim. Burada farklı olan 19. Açılışını yaptığım restoran olarak Hünkâr Osmanlı Mutfağında ki vasfım “işletme ortağı yani şirket hissedarıyım” dolayısıyla sanırım ailemle bundan sonra Avrupa’da yasamaya devam ederek, ülke mutfağıma buradan hizmet vermeyi düşünüyorum.
Menümüz:
kahvaltılıklar ve çorbalarımız, soğuk başlangıçlarımız, sıcak başlangıçlarımız, salatalarımız, kara fırınımızdan pidelerimiz, ana yemeklerimiz, sadece bize özel patentli yemeklerimiz, balık çeşitlerimiz ve tatlılarımızdan oluşmakta. Mutfağımızda sadece sade yağ, tereyağı, ve zeytinyağı kullanılmaktadır. Ayrıca hazır hiç bir sos yada urun kullanmıyoruz. Tamamen bize yakışan kendi yaptığımız sosları ve yiyeceklerden oluşan her an talebe acık Toplamda 140 çeşit yiyecek, 50 nin üzerinde de içecek menusu hizmet veriyoruz. Bunun yanında eşsiz Osmanlı şerbetlerimizi ve diş kirası kültürümüzü de yasatmaya devam ediyoruz.
İşletmemiz sadece Osmanlı ve Türk mutfaklarına değil, bulunmuş olduğu konumda mevcut özellikleri ile Fransız, İtalyan, Akdeniz mutfakları konseptine ait başka restoranlara da örnek konumdadır, geleneksel örf ve adetlerimizin yaşatıldığı bölgeye örnek bir restoran olmaya da devam edecektir.
Dikkatinizi çekerim ki bizim restoranımızın Türkiye’de değil yabancı bir ülkede olmasına rağmen ismimizi de tabelamıza Türkçe yazdık.
Ülkemizin ve mutfağımızın tanıtımı için çıktığımız bu yolda :
Hünkâr Osmanlı ve Türk Mutfağı olarak;
Tarihimizin, kültürümüzün, aile ve sofra adabımızın, manevi değerlerimizin, kaybolmaya yüz tutmuş tarihi lezzet miraslarımızın yasatıldığı uluslararası standartlara sahip bir restorandır. Bu anlamda bizi tercih eden misafirlerimizi, evimize gelen misafirler gibi ağırlıyoruz. Hizmet kadromuz da bizi tercih edenlere aile ve sofra adabımızın seçkin örneklerini yasatmaya çalışıyor. manevi değerleri her zaman on planda tutan Profesyonel hizmet kadromuz da bizim ailemiz olduğu için manevi anlamda bir aile diğer bir aileyi misafir ediyor anlayışı temel prensibimizdir. Memlekete, mutfağımıza, yerli ve yabancı misafirlerimize hayırlı uğurlu olsun.
https://www.facebook.com/ustadanimatbahihas
Has Aşçıbaşı | Ahmet ÖZDEMİR | Hünkâr Osmanlı ve Türk Mutfağı