Belçika’da 1993 yılından bugüne yaptığı faaliyetlerle dikkat çeken Turkse Unie-Belçika Türk Dernekler Birliği Başkanı Rıfat Can Houthalen Kültür Merkezi’nde yapılan yeni yıl resepsiyonunda önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Can hem Türkiye, hemde Belçika cephesinde toplumumuzun karşılaştığı sorunlar hakkında detaylı açıklamalarda bulunarak Turkse Unie olarak geleceğe yönelik görüş ve düşüncelerini konukları ile paylaştı.
- ``2019 YILINDA BİRÇOK ALANDA GERİYE GİDİŞ OLDU``
Turkse Unie Başkanı Rıfat Can hem Belçika ve hem Türkiye açısından vatandaşlarımızın hayatını ilgilendiren birçok konuda geriye gidişin söz konusu olduğunu ifade ederek şu noktalara değindi;
‘’Belçika’da son yıllarda özellikle göçmenleri ilgilendiren konularda çok geriye gidiş var. Birçok kazanılmış hakkın elimizden alınması söz konusu. Çoğumuz bu ülkenin vatandaşlığını almış durumda. Bu ülkede eşit vatandaşlar olarak yaşama hakkımız var. Ancak sürekli ötekileştirilip, dışlanıyoruz. Bununla birlikte kazanılmış haklarımızın da elimizden alınması söz konusu.
Belçika’da yapılan son genel seçimler sonrası Bölge Hükümetleri kuruldu, şimdi ise Federal Hükümeti kurma çalışmaları yapılıyor. Ancak kurulan bölge hükümetlerinin programlarına bakılırsa bizler için durum hiçte iç açıcı değil. Turkse Unie olarak 26 yıl boyunca çok önemli hizmetlerde bulunduk. Büyük bir özveri ve aşk ile sunduğumuz hizmetlerin geleceği konusunda iyi sinyaller almıyoruz. Bu konuda şu anda yaptığımız ön görüşmelerde geleceğe yönelik net olumsuz bir açıklama henüz olmadı. Ancak kamuoyunda özellikle siyaset arenasında yapılan açıklamalara bakılırsa genel gidişatın kaygı verici olduğunu görüyoruz.
Bugüne kadar yaptığımız çalışmaları Belçika devletinin temsilcileri hep alkışladı, bizi hep cesaretlendirdiler, desteklediler. Bizlerde bu çalışma iklimi içerisinde çok başarılı işler yaptık. Ancak son 1 yıl içerisinde rüzgarın tersinden estiğini görüyoruz.
Bu ülkenin yöneticileri şu noktayı çok iyi bilmek zorunda. Bizlerde artık bu ülkenin vatandaşlarıyız. Bizlerde vergi ödüyoruz ve vatandaşlık görevlerimizi yapıyoruz. Elbette bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak temel insan haklarının gerektirdiği eşit vatandaşlık hakkımızı sonuna kadar kullanmak istiyoruz``.
- ``TAŞIMA SUYLA DEĞİRMEN DÖNMEZ``
``Belçika’da yaşayan Türkler’in en önemli sorunlarının başında ‘’Din Kültür Eğitimi’’ ve Anadil Türkçe Eğitimi’’ geliyor. Bu konuda yıllarca Türkiye’den buraya görevlilerin gönderilmesi konusunda ısrar edildi. Ancak geldiğimiz nokta ne kadar yanlış bir yol izlendiğini açıkça ortaya koyuyor.
Belçika devleti daha önceleri din kültür dersleri öğretmenleri konusunda bir karar alarak, bu alanda görev yapacakların bu ülke tarafından belirlenmesini sağlamıştı. Şimdi artık İmamlara vize verilmiyor, yada daha kısa süreli geçici görevlendirmeler yapılıyor. Yakın bir zamanda ise İmamlar için kapıla tamamen kapatılması konusunda çalışmalar yapılıyor.
Bildiğimiz kadarıyla Anadil Türkçe konusunda ise geçmişte Belçika’nın değişik bölgelerinde görevli 240 civarında Anadil Türkçe ve Türk Kültür Dersleri öğretmenlerimiz vardı. Şimdi ise sayısı 50 civarında, onlarda sadece Walon bölgesinde hizmet sunuyor. Flaman Bölgesinde ise bu sistem tamamen kaldırıldı. Artık şu net bir şekilde ortaya çıktı. Taşıma suyla değirmen dönmüyor. Hem İmam yetiştirme ve hemde Anadil Türkçe konusunda yerinden tedarik sistemi ile yeni bir yol izleme zorunluluğu var``.
- ``EĞİTİM KÜLTÜR MERKEZLERİ KURMALIYIZ``.
``Belçika’da artık Türk toplumunun yaşadığı her yerleşim merkezinde BİR ‘’Eğitim Kültür Merkezi’’miz olmalı. Bu konuda birçok devler bizlerden çok daha önde gözüküyor. Biz ise yanlış bir sistemde yıllarca ısrar ettik ve çok zaman kaybettik. Artık toplumumuzun yaşadığı her bölgede bir eğitim kültür merkezimiz olmalı. Anadil Türkçe, Din ve Ahlak dersleri, Türk müziği, Türk folkloru, sanat çalışmaları, dil kursları, kütüphane gibi çok yönlü hizmet sunacak merkezlere şiddetle ihtiyacımız var. Bu konuda model olabilecek imkanlarımızda var. Örneğin Beringen Camii için daha önceleri alınmış bir bina var. Burası atıl bir şekilde duruyor. Neden burayı bir ‘’Eğitim Kültür Merkezi’’ olarak kullanmıyoruz?. Artık işlemeyen veya işlemesi mümkün görünmeyen sistemlerde ısrarcı olmayalım, çözüm sadece bizim elimizde. Bunun en doğru yolu ise yaşadığımız bölgelerde kuracağımız’’ Eğitim, Kültür Merkezleri’’ ile olacaktır``.
- ``TÜRKİYE’NİN İSTİKRARSIZ KARARLARI VATANDAŞLARIMIZI ÜZÜYOR``.
``Son bir yıl içerisinde Türkiye tarafından alınan bir dizi karar vatandaşlarımızı üzmüştür. Adeta cezalandırılmış bir toplum şekline dönüştürüldük. Örneğin uçak fiyatları can yakıyor. Özellikle yüksek sen olarak tabir edilen dönemlerde ödenen yüksel bilet fiyatları kabul edilebilir bir şey değil. Devletimizin temsilcileri ile yapılan buluşmalarda bu konuyu gündeme getirdiğimizde bize verilen cevap ‘’Bu arz ve talep meselesi, serbest rekabet ortamında bu durum normaldir’’ cevabı veriliyor. Yaz döneminde önce devletin uçağı yüksek bir fiyat belirliyor, ardından tüm diğer özel şirketler devletin uçağının belirlediği fiyatı takip ediyor. Bir an için bu dönemde bir cenazeniz olduğunu düşünün. Cenaze fiyatlarında daha yüksek bir bilet parası ödemek zorunda kalıyorsunuz.
Şu dövizle askerlik meselesi var. Kırk sefer rakamlar değişti. Seçim öncesi bin avroya düşürülen dövizli askerlik bedeli, seçim sonrası 5 bin avroyu geçti. Adil bir devlet bunu yapar mı?
Avrupa’nın bir çok ülkesinde yaşayan insanlarımıza geçmişte emekli olma hakkı verilmişti. Birçok insanımız kendilerine tanınan bu haktan yararlandı. Şimdi ise prim fiyatları iki katına çıkartıldı, ödenecek maaşlarda yarı yarıya düşürüldü.
Bir telefon meselesi var ayrıca. Memleketinizde belli bir süreyi aştığınızda telefonunuz kullanıma kapatılıyor. İşte tüm bunlar Avrupa’da yaşayan insanımızın geldikleri ülkeye olan gönül bağını zayıflatıyor. Bu tür kararları görünce insanın aklına ‘’Vurun abalıya’’ anlayışı geliyor``.
- ``SOSYAL ALANDA ÇOK GERİYE GİTTİK``.
``Bu akşam düzenlediğimiz resepsiyon vesilesi ile değinmek istediğimi bir önemli nokta ise sosyal faaliyetler konusunda yaşanan geriye gidiş ile alakalı olacaktır.
Belçika’da sosyal alanda yapılan çalışmalar söz konusu olduğunda adeta üzerimiz ölü toprağı serpilmiş vaziyetteyiz. Örneğin gençlere yönelik yapılan faaliyetlerde çok azalma var. Çocuklarımız, gençlerimiz bizim geleceğimizdir. En büyük servetimiz onlardır. Hal böyleyken son yıllarda gençliğe yönelik yapılan çalışmalarda çok geriye gidildiğini görüyoruz.
Bir diğer alan ise yüksek okul ve üniversiteler bünyesinde kurulan öğrenci derneklerinin durumu. Bu konuda da çok geriye gidiş var. 2019 yılında neredeyse dikkat çekici hiçbir faaliyet yok. Geçmişte bir çok aktif Üniversite öğrenci derneğimiz vardı. Şimdi onlardan ses çıkmıyor. Bu konuda kaygılıyız. Bunun sebepleri mutlaka araştırılmalı ve bu tür öğrenci derneklerine ayakta kalabilmeleri için destek verilmeli``.
- ``İSİM DEĞİŞİKLİĞİNE GİDİYORUZ``.
``Yeni Yıl resepsiyonu vesilesi ile son olarak yönetim kurulu olarak aldığımız önemli bir kararı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bizler 1993 yılında 13 derneğin katılımıyla Turkse Unie adı altında faaliyetlere başladık. Bugün 170 dernek Turkse Unie üyesi olarak faaliyette bulunuyor. Bu dernekler arasında Belçika, Fas, Moğolistan, Pakistan, Afganistan, Tunus, Bulgaristan, gibi bir çok farklı ülkeden gelen insanların kurduğu 40 dernek bulunuyor.
Artık çok kültürlü, çok uluslu bir yapı içerisinde bulunuyoruz. Bu durum göz önünde bulundurularak bir isim ve logo değişikliğine gidiyoruz. Bundan böyle UAV-(Unie Van Actieve Verenigingen) https://www.uavbelgie.be/ adı altında faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.
Bu değişiklik ile bugüne kadar Belçika’da yaşayan Türk toplumuna yönelik çalışmalarda bir değişiklik söz konusu değildir. Amacımız daha etkin, daha geniş bir alanda faaliyetler yapabilmek, daha katılımcı bir konsept ile daha güçlü bir organizasyon olabilmektir``.
UAV BAŞKANI HÜSEYİN AYDINLI OLDU.
Turkse Unie adı altında kuruluşundan bugüne önemli çalışmalarda bulunan Turkse Unie ve kurucu Başkan Rıfat Can için tarihi bir karar niteliğinde olan yenilik, değişim açıklamalarının ardından bir sürpriz kararda yeni yönetim kurulu ve başkanı konusunda oldu.
Turkse Unie Başkanı Rıfat Can yeni yıl resepsiyonunda konuşmasının son bölümünde değindiği değişim süreci ile alakalı sözlerinin sonunda UAV’nin Başkanlığını Hüseyin Aydınlı’nın yapacağını açıkladı. Başkan Can kendisinin bundan böyle kurumun onursal başkanı olarak her zaman elinden gelen katkıyı sunmaya devam edeceğini, ancak kuruluştan bugüne her zaman yanlarında olan ve çok güçlü bir deneyim ile önümüzdeki dönemde hizmetleri daha da üst seviyeye çıkaracak donanımda olan Hüseyin Aydınlı’ya görevi devrettiğini açıkladı.
YENİ YIL RESEPSİYONU TEMENNİLER VE İKRAMLARLA SON BULDU.
Turkse Unie tarafından organize edilen yeni yıl resepsiyonunda Başkan Can’ın yapmış olduğu konuşmanın ardından kürsüye davet edilen yeni başkan Hüseyin Aydınlı Flamanca-Türkçe bir özet konuşması yaptı. Yeni başkan Aydınlı kendisine yüklenen görevin önemini bildiğini ve bu görevi layıkıyla taşımak adına elinden geleni yapacağını ifade etti.
Ayrıca eski Genk Belediye Başkan Yardımcısı ve Turkse Unie Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çağlar’da kısa bir konuşma yaparak geçmişten bugüne Turkse Unie çatııs altında hizmet yapan tüm arkadaşlarına özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
200 civarında üye dernek temsilcisinin katıldığı Turkse Unie yeni yıl resepsiyonu Türk mutfağının leziz örneklerinin sunulduğu ikramlarla son buldu.