Türklerin Belçika’ya gelişiyle birlikte harekete geçen Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1966 yılında Brüksel Başkonsolosluğunu hizmete açmıştı. 50 yıldan beri aralıksız vatandaşlara hizmet veren T.C. Brüksel Başkonsolosluğu hizmetlerinin 50. Yılının coşkuyla kutladığı gecede Belçika’ya ilk gelenlerden ve akademik anlamda ilk duayen olarak tanınan Tösed-Businesstürk Başkanı Yaşar Tümbaş anlamlı bir konuşma yaparak duygu ve düşüncelerini paylaştı.
TÖSED-BUSSİNESS TÜRK Başkanı Yaşar Tümbaş konuşmasında : ‘’Brüksel Türk toplumunun duayenlerinden olmam sıfatı ile, Sayın Başkonsolos Ali Barış bey benden, bu özel anma günü ile ilgili bir konuşma yapmamı rica ettiği zaman kendi kendime « acaba ne konuşsam, ne söylesem ? » diye biraz düşündüm!
Sonra, 1964 yılının bir 23 Nisan günü, burslu öğrenci olarak, SABENA hava yolları uçağı ile Brüksel’e geldiğim günler geldi aklıma. O tarihlerde Brüksel’de Konsolosluk hizmetleri « Rue Jules Lejeune »’deki Büyükelçilik binası bünyesinde verilmekte idi. « Place Guy d’Arezzo »’ya bakan « maison de maître » stili yapılmış bu bina hem Sefir beyin rezidansı, hem de Büyükelçilik bürosu idi… İlk işimiz oraya gidip kendimizi tanıtmak olmuştu.
Başkonsolosluk kurulduğunda, yine aynı sokaktaki eski bir Belçika evine taşındı 1966 yılında. Bu evden bozma office’te fazla yer olmadığından mutfak bile büro olarak kullanılıyordu! Rue Jules Lejeune’deki o eski binanın önünde uzun kuyruklar oluşurdu. Hatta bazı vatandaşlar kaldırımlarda oturup beklerlerdi. Kimisi de biraz ilerideki ufacık meydanin üzerindeki parkta piknik yapardı beklerken! Aynı sokakta oturan Belçikalı bir sınıf arkadaşımın arada sırada bu konuda alaycı bir şekilde bana takıldığını iyi hatırlıyorum!
Hatırladığım eski Başkonsoloslari saygi ile aniyorum: Zeki Gönen, Çetin Oran ve Selçuk İncesu beyler. Bir ara Muavin Konsolosluk görevi yapan ve Alliance Française dil okulunda benim de öğrencim olan sevgili Füsun Çetintaş’ı da unutamam! Füsun Hanım’ı çok uzun yıllar sonra Singapur’da T.C. Büyükelçisi görevini yürütürken tekrar görmek kısmet oldu. T.C.’nin ilk kadın büyükelçileri arasında yerini almıştı. Tabi gurur duydum! Yine ismi aklımda kalan ve 70’li yıllarda Konsolosluğun veznesinde görevli, bazen vatandaşlarla sıcak tartışmalara giren çok popüler Osman Tanır beyi de burada anmak isterim.
Madem ki anılar kısmındayız işin; şu anda Başkonsolosluğumuz görevlileri arasında « doyen » durumunda olan sevgili Üstün Yücel’i de 1975 yılında Ankara’da bir Amerikan şirketinde çalışırken tanımış olduğumu da belirtmek isterim. Nereden nereye, yıllar sonra Brüksel’de tekrar buluştuk.
Başkonsolosluğun biz Belçika’da yerleşik vatandaşlar için çok önemli bir rolü vardır. Vatandaşlar, vatandaşlık haklarını bu merci nezdinde ve sayesinde kullanır. Vatandaş Türkiye ile ilgili tüm idari formalitelerini, pasaport, nüfus, noter, askerlik, kimlik gibi işlemlerini yapmak için Konsolosluğun kapısını çalar. Ve gayet tabi Konsolosluk görevlilerinden işlemlerini en iyi ve en hızlı şekilde yapmalarını bekler.
Burada izin verirseniz çok önemli bir konuya parmak basmak istiyorum samimi bir şekilde: Yıllarını yabancı bir kültür ortamında geçiren, hatta bu ülkede doğmuş büyümüş vatandaşlar, gayet olağan bir şekilde bulundukları ülkenin devlet kurumlarında gördükleri muamelenin aynısını, hatta daha iyisini, kendi anavatanlarının konsolosluk temsilciliğinden de beklemektedir. Türk Başkonsolosluklarındaki görevlilerin bu nazik konuya dikkat etmeleri, sabırlı ve kibar davranmaları çok önem ve anlam taşımaktadır. Aynı muameleyi vize almak için gelen yabancılara da göstererek o kişilerin daha ülkemize gitmeden sempatisini kazanmak da güzel bir misyon olsa gerek.
Benim samimi görüşüm, bu konuda son yıllarda büyük ilerleme kaydedilmiş olduğu ve AB’nin de başkenti olan Brüksel’deki Başkonsolosluğumuzda, gayet modern bir ortamda, tamamıyla nötr bir hizmet anlayışıyla ve güler yüzle vatandaşa hizmet verildiği yönündedir. Özellikle son tadilatlarla şu anda içinde bulunduğumuz mekân, hepimizin gurur duyacağı bir ortama dönüşmüştür. Son seçimlerde bu mekânı görme fırsatı bulan vatandaşlar da bu hissiyatı belirtmişlerdir.
Bu vesileyle Başkonsolosluğumuzun 50. kuruluş yıldönümünde, başta Sayın Başkonsolos Ali Barış Ulusoy bey olmak üzere, tüm görevlileri kutlar, görev ve misyonlarının gayet önemli olduğunu ve vatandaşlarımızın Türkiye ile ilişkilerinde çok özel ve ciddi bir rol oynadıklarını tekrar hatırlatmak isterim’’ dedi.