Haberin yayım tarihi
2010-11-16
Haberin bulunduğu kategoriler

Başkonsolos Deniz Çakar'dan Türk Kadınlarına Altın Öğütler.

Anvers şehrinde İnspiration derneği altında örgütlenen Türk kadınlarının daveti üzere Belçika'da yaşayan Türk ailelerin hayatına yönelik görüşlerini aktaran ve Türk kadınlarına son derece önemli tavsiyelerde bulunan Başkonsolos Deniz Çakar, konuşmasında özellikle anadil Türkçe, eğitim dili Flamanca, ailenin ilgisi ve motivasyonun önemine vurgular yaptı.

Eğitim Müşaviri Saliha Eker ise anadili Türkçe'nin önemini oldukça detaylı bir şekilde anlatarak iyi bir dil bilgisi için neler yapılması gerektiğini örneklerle anlattı. Müşavir Eker konuşmasında dili oluşturan vurguların, kelimelerin yerinde ve gerçek anlamları ile kullanılmalarının önemine işaret etti. Eker "yanlış kullanılan her kelimenin dili kullanan kişiye küseceğini ve zamanla bu kelimelerin unutulacağını ve farkında olmadan dilini gerektiği gibi kullanamayanların başkalaşabileceğini, başka bir kültürün insanı haline gelebileceğini ifade etti.

Başkonsolos Deniz Çakar'ın konuşmasından kesitler..

Yarım İş, Hiç İştir.

* Yurtdışında yaşayanTürk toplumunda kadının çok özel bir yeri var. Genelde erkekler dışarda çalışmak zorunda kaldığı için, özellikle çocukların yetiştirilmesi konusunda en büyük yük kadının omuzlarında kalıyor.

*Daha düzeyli bilinçlenmek ve kendimizi olması gerektiği biçimde ifade edebilmek için dernekleşmeye ihtiyacımız var. İnsan toplulukları doğası gereği komün olarak yaşarlar. Toplum olarak iyi organize olamazsanız sorunlarınıza çare bulamaz, sesinizi duyuramazsınız.

*Sivil toplum örgütlerinin sesi çok önemli. Kendisini iyi ifade eden sivil toplum örgütleri hükümetleri bile etkileyebiliyor.. Anvers'de yaşayan Türk kadınları Türkiye'nin doğal elçileri olarak bu açıdan elbette iyi organize olmak durumundadırlar.

*Toplum dinamiği için sadece erkeklerin organize olması yeterli değildir. Burada asıl; ölçüler, değerler ve yapılan iş önemlidir. Flaman bölgesinde 200'ün üzerinde dernek var. Ben şu anda sadece 15 dernek ile çalışıyorum. Geri kalan 185 derneğin ne olduğu, ne yaptığı belli değil. Ya bir kere bir faaliyette bulunmuş, yada devletten para almak için ortaya çıkmış, bir sübvansiyon almış, bir faaliyet, başka bir şey yok. Çoğu derneğin vaziyeti maalesef böyle.

*Yarım iş, hiç iştir. Bir derneği kurmak önemli değil, asıl önemli olan onu kurduktan sonra yaşatmaktır. Çok iyi işler yapan derneklerimiz var, ancak niçin kurulmuş, bu derneğin başkanı nerede dediğimiz dernekler de var.

*Anvers şehrinde İnspiration adı altında kurulmuş bu derneğin ilk görüntüleri insana umut ve cesaret veriyor. Bu derneğin kuruluşunda emeği geçenleri kutluyorum.

Birlik ve Beraberlik Çok Önemli.

*Bir çubuk kolay kırılır, ancak 10 çubuğu birlikte kırmakta zorlanırsınız. İşte dernekleşme, birlikte olmak, aynı amaç için bir araya gelmek bunun için gereklidir.

*Anvers'de yaşayan Türkler'in ortak paydası yurtdışında yaşamış olmaktır. Elbette bir çok konuda insan olarak farklılıklarımız, anlaşamadığımız konular olacaktır. Ancak gurbette olmanın getirdiği zorluklar bir ortak paydadır. Ortaya hepimizi ilgilendiren herhangi bir sorun çıktığında Emirdağlı, Posoflu bir vatandaş değil Türk toplumu olarak etkileniyorsunuz. Bu açıdan ortak paydalarda birleşmeli, birlikte hareket etmeliyiz.

*Hedef belirlemek ve o doğrultuda birlikte hareket etmek çok önemlidir. Hedeflere ulaşmak için ise planlama yapmanız gerekiyor. Bir dernek olarak kilometre taşları, A planı B planınız olmalı.

İşsizlik Parası Çıkar Yol Değil.

*Toplum sürekli gelişiyor ve değişiyor. Bu açıdan toplum üyelerinin sürekli birbiri ile iletişim halinde olması gerekiyor. Toplumun her yönü ile gelişmesi lazım. Türk toplumunun bu ülkede en büyük sıkıntısı eğitimdir. Bu konuda yapmamız gereken daha çok şey var.

*Belçika'da yaşayan Türkler'in kendilerine yönelik sorgulaması gereken şeyler var. Elbette zaman süreci içersinde eğitimli insanlarımızda yetişti. Ancak bugün işsizlik parasını bir çokar yol, temel geçim kaynağı olarak görenler var. 800 ila 1200 avro arasında verilen bir para sizin kendinize biçtiğiniz değer olmamalı.

*Her insan bu dünyaya bir misyon ile gelir. Burada yaşayan insanlarımızın çoğu iki vatandaşlığa sahip durumdalar. Bu aynı zamanda iki sorumluluk demektir. Bu nedenle hem Türkiye'de ve hem de Belçika'da meydana gelen olaylara, sosyal hayata, siyasette neler olduğuna yönelik duyarlı olmak zorundayız.

İletişim Konusunda Büyük Eksiğimiz Var.

*Bu ülkede yaşayan insanlarımızın iletişim konusunda büyük eksikliği var. Bir çok konuda görüş belirtiyoruz, açıklamalarda bulunuyoruz, ancak sorduğumuzda "haberimiz yoktu" deniyor. Gazete okumaz, internete bakmaz, yerel Türk basınını takip etmezseniz nereden haberiniz olacak ? Bu açıdan Belçika ve Türk basınını, özellikle Belçika'da çok değerli, ulvi işler yapan yerel Türk basınını takip etmeniz gerekiyor.

*Flaman bölgesinde 100 bin Türk kökenli vatandaşımız yaşıyor. Derneklerin bir diğer önemli misyonuda kamuoyunda olan biteni üyelerine olması gerektiği ölçüde aktarmaktır. Sorunlara çare bulmak için herşeyden önce bilgilenmek gerekiyor. Bu açıdan iletişim çok önemli. Bilgi, güzellik, iyilik bulaşıcıdır. Bunları çevrenize dağıtmalısımız.

Olumsuzu Değil, Olumlu Olanları Paylaşın

*Bizde genelde tersi oluyor. Bizler daha çok olumsuz şeylerle ilgiliyiz. Olumsuz konulara daha fazla zaman ayırıyoruz. Biri yanlış bir iş yapsa hızla yayılıyor. Ancak olumlu güzel bir şey yapılmışsa bu fazla konuşulmuyor. Sizler dernek olarak daha çok olumlu, güzel örnekleri çevrenize anlatmalı, yaymalısınız.

*İnsanların neler yaptıklarından ziyade karşısındakine neler hisettirdikleri önemlidir. Anlattıklarınızla karşınızdakine olayı nasıl hissettiriyorsanız, akılda kalan o oluyor.

Dil Çok Önemli

*Özellikle komşularınızla iletişiminizi çok önemli buluyorum. Bunun için iyi bir dil bilgisine ihtiyacınız var. Bu bölgede Flamaca bilmek gerekiyor. Ancak iyi bir Flamanca bilgisi için herşeyden önce anadiliniz Türkçe'yi iyi bilmeniz gerekiyor.

* İyi Türkçe bilmekten kastım, anadilinizde okuduğunuzu anlamanız, anladığınızı yazabilmenizdir. Bir çoğumuzun hem kendisini anadilinde ifade etmede zorlandığını, hemde düşündüklerini yazıya dökemediğini biliyoruz. Bu durumda başka bir dili gerektiği düzeyde bilip konuşmakta mümkün olmuyor.

*Belçika'da bir çoğumuz yarım dil bilgisi ile kendisini ifade etmeye çalışıyor. Bizler ormanda değil, Avrupa'nın göbeğinde yaşıyoruz. Burası dünyanın en gelişmiş demokrasilerinin olduğu Batı-Avrupa'nın bir parçası. Bu nedenle çok iyi bir dil bilgisine ihtiyacımız var. Çünkü sizin konuştuğunuz dilin seviyesi karşınızdakilerin size göstereceği saygı derecesini belirleyecektir.

*Kendisinin ikinci sınıf vatandaş yerine konulduğunu düşünenler bunu Türk kökenli olduklarından dolayı yapıldığını sanıyorlarsa aldanıyorlar. Bunun aslı sebebi dil yetersiliği nedeniyle, kendinizi iyi ifade edememenizdir.

Çocuklarımızın Eğitimi En Önemli İşiniz Olmalı.

*Genelde çocuklarımızla yeterli düzeyde ilgilenniyoruz. Bir çocuğun geleceği yeterli ilgi gösterilmedinde erozyona uğruyor. Eğitimde başarısızlığımızın asıl nedeni de budur.

*Okul yönetimleri ve çocuklarınızın öğretmenleri ile yerinde ve zamanında iletişim içersinde olmalısınız. Bu açıdan anne ve babaların kendi vazifeleri başkalarına ihale edilemez. Bazen yeterli ilgi görmeyen dahi çocuklar aradan sıyrılıp çıkabiliyorlar. Bunlar istisnadır. Türk çocuklarının büyük bir çoğunluğu eğitim sürecini sağlıklı bir şekilde tamamlayamıyorlar.

*Okul yönetimi ve öğretmenlerle yeterli seviyede iletişim kuramayan bazı anne babalar Flamanca bilmediklerini bir mazeret olarak öne sürebiliyor. Bu durum mazeret olarak gösterilemez. Her anne baba iyi dil bilen biri ile bu iletişimi kurabilir. Anne babaların hayatlarında en önemli birinci önceliği çocuklarının eğitimi olmalıdır. Özellikle eşleri çalışan annelere bu konuda daha fazla iş düşüyor. 

Bazen Çok Lüzumsuz Şeylerle Uğraşıyoruz.

*Başımıza ne gelirse eğitimsizlikten geliyor. Bazen çok lüzumsuz, gereksiz şeylerle uğraşıyoruz. Çocuklar ile ilgili hedefimiz teknik liseye gitmeleri, hemen 18 yaşına gelince çalışmaya başlamaları olmamalı. Hedefiniz herşeyden çocuklarınızın önce iyi bir insan, üniversite mezunu, iyi bir Belçika ve Türk vatandaşı olmasını sağlamak olmalı.

*Belçika'da bu konuda çok fazla imkan var. Bir kere bu ülkede eğitim parasız. Belçika devleti çocuklarınızın eğitimi için  her türlü imkanı sağlamış durumda. Tüm bu imkanlara rağmen çocuklarınızın eğitimi konusunda sorunlar yaşaması kabul edilebilir bir durum değil. Burada "acaba bu sorunları biz mi yaratıyoruz" diye sormak gerekiyor. Sağlıklı bir toplum ve ortak yaşam için herkes üzerine düşen görevi yapmalı.

*Bazen anne babalara doğruyu anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bir çok vatandaşımız önyargılarla hareket ediyor, inatlaşıyor, kendi egolarını tatmin etmekle uğraşıyor. Burada asıl kaybedebler ise maalesef çocuklar oluyor. Bu bağlamda Gent şehrinde yaşayan bir annenin okul yönetimi ile girdiği inatlaşmayı bir örnek olarak görebiliriz.

Okuma Alışkanlığımız Yok

*Boş zihinler şeytanın atölyesidir. İşsizlik parası ile geçinmeye çalışan ve zamanını kahvehanelerde geçiren gençlerin kafası lüzumsuz şeylerle doluyor.

*Derneklerin yapabileceği en güzel çalışmalardan biride iyi bir kütüphaneye sahip olmalarıdır. Bu konuda bizlerde katkı yapmaya hazırız.

*Okuyupta ne olacak, biz zaten herşeyi televizyondan, internetten öğreniyoruz demeyin. Okuyarak hem kendinizi geliştirirsiniz, hem de okula giden çocuklarınıza örnek olursunuz. Çocuklarınızın okuma alışkanlığı kazanmasında bu durum çok önemli.

*Çocuklar hayatlarında en çok anne babalarını örnek alırlar. Eğer evinizde, çevrenizde kitap ve kitap okuyan biri yoksa çocuk nasıl okuma alışkanlığı kazanabilir? Bu nedenle hem kendiniz ve hem de çocuğunuz için mutlaka gunde en az yarım saat kitap okuyun.

Yaşadığınız Ülkeyi İyi Tanımalısınız?

*Yaşadığınız ülkede uyumlu bir vatandaş olmanız çok önemli. Bu ülkenin sorunlarına ilgisiz kalamazsınız. Avrupa'da yaşayan Türk toplumu söz konusu olduğunda sürekli uyumsuz bir toplum olduğumuz gündeme getiriliyor. Bu ülke hakkında da yeterli bilgi sahibi olmamız gerekiyor. Bunun için bu ülkeyi anlatan kitap, dergi ve gazeteleri de okumanız gerekiyor. Avrupalılar'ın bir çoğu "Türkler ülkemizde yaşıyor ancak bizim hakkımızda fazla bir şey bilmiyorlar" şeklinde yorumlar yapıyor. Bu nedenle yaşadığınız ülke hakkında da bilgi sahibi olduğunuzu göstermelisiniz. Bu aynı zamanda yaşadğınız ülkede uyumlu bir vatandaş olmanında bir gereğidir.

Yeteneklerinizi Geliştirmeye Çalışın.

*İnsan hayatında herşey olabilir. Bir anda istemeyerek de olsa tek başına da kalabilirsiniz. Bu açıdan güçlü bir kadın olabilmek için yeteneklerinizi geliştirmelisiniz. Bu dernek çatısı altında bunu yapabilirsiniz.

*Yetenekleriniz geliştirerek, hayır amaçlı kullanabildiğiniz gibi, kendiniz içinde kullanabilirsiniz. Hatta yeteneklerinizi bir kazanç kapısı olarak de değerlendirebilirsiniz. Bu konuda devletimizin önemli katkıları oluyor. Bunlardan yararlanmak gerekir.

*Edinilen her yetenek, öğrenilen her bilginin kendi hayatınızda, özellikle aileniz için çok önemli olduğunu sakın unutmayın.. 

.








Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.