Belçika'nın Flaman kesimindeki Anvers kentinde çocuk barındırma evi yöneten bir ailenin "Hitler hayranı" olduğunun belirlenmesi siyasi ve adli tartışmalara yol açtı.
Devlet kurumlarına bağlı olarak çocuk barındırma hizmeti veren Belçikalı ailenin, çocuk yurdunun duvarlarına Hitler'in resimlerini astığı ve Nazi edebiyat ürünleri içeren kitaplar bulundurduğu tespit edildi.
Çocuk barındırma evini yöneten Belçikalı kadın, televizyon ekiplerinin gizli kamerayla gerçekleştirdikleri bir röportajda, kendisinin ve kocasının Nazi eğilimini saklamazken, "Türklerin, Faslıların ve genelde İslam'ın, eskiden Yahudilerin Almanya'da yaptıkları gibi, büyük sorun olduklarını, yaşam alanını işgal ettiklerini" anlattı.
Belçikalı kadın, Hitler'i, "insanlığı kurtarmaya yönelik muhteşem fikirleri bugün de gündemde kalan ileri görüşlü bir lider" olarak tanımladı ve Belçika'nın eğitim politikasını "fazla özgürlükçü" olduğu gerekçesiyle eleştirdi.
Bazı sivil toplum kuruluşları söz konusu şahıslara karşı adli girişimler başlatırken, Yahudi kuruluşlarının da büyük tepki gösterdikleri gözlemleniyor.
Eğitimden ve çocuk barındırma mekanlarından sorumlu Bakan Jo Vandeurzen, olayı "kabul edilemez" olarak nitelendirerek vakit kaybetmeden önlem alınacağını duyurdu.
Hitlerportret in kinderdagverblijf
Een erkend kinderopvanggezin in Antwerpen heeft in de woonkamer een portret van Adolf Hitler aan de muur. In de boekenkast staat bovendien een uitgebreide collectie naziboeken, zo blijkt uit een undercoverreportage van het Vlaamse programmma Terzake maandag.
De tv-journalist gaf zich uit voor een vader die opvang zoekt voor zijn dochtertje. Na enige tijd ontdekte hij het Hitlerportret. In de woonkamer staan ook vlaggen van VMO, de verboden extreem rechtse Vlaamse Militanten Orde.
Het opvanggezin is erkend door de instantie Kind & Gezin, die toeziet op de kwaliteit van zulke gezinnen. Zogeheten onthaalmoeders mogen dan thuis tot acht kinderen opvangen als oppas. De opvangmoeder erkent dat Kind & Gezin wat moeite heeft met het Hitlerportret. ,,Maar ik werk niet voor hen, ik ben alleen erkend door hen. Ik heb ook nog mijn privacy", zo verdedigt ze zich in de reportage.
