CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu`nun Brüksel`de Başbakan Erdoğan`la ilgili sözlerinin ardından Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda`nın tepkisi basında CHP ile S&D arasında Türkiye ve Başbakan R. Tayyip Erdoğan konusunda derin görüş ayrılıkları olduğu şeklinde yorumlandı.
Olay kriz olarak değerlendirildi.
AP Sosyalistler ve Demokratlar Grubu ile toplantısı için Brüksel`de bulunan Kılıçdaroğlu Brüksel programı çerçevesinde Swoboda ile ikili görüşme yapacaktı. Ancak sabah düzenlenen ortak basın toplantısında CHP liderinin sözleri kriz yarattı.
Swoboda kendisine yönelik sorular bitince Sosyalist Grup toplantısına döndü.
Swoboda yokluğunda Kılıçdaroğlu`nun, Başbakan Erdoğan için Reyhanlı olayı ile ilgili sözlerine sert tepki gösterdi.
Swoboda, Esad ile Erdoğan`ın "baskıcı" olduklarını, aralarında sadece "ton farkı" bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu`nun sözleri için şu açıklamayı yaptı: "Politikaları meşru olarak eleştirilse de Erdoğan, Suriye halkına yönelik savaş ve teröre devam eden Esad`la kıyaslanamaz."
Bu gelişme sonrası Swoboda, "Sözlerinizi düzeltirseniz ikili görüşmeye gelirim" mesajı gönderdi. Kılıçdaroğlu kabul etmeyince görüşme iptal edildi.
CHP lideri daha sonra Avrupa Komisyonu`nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Füle ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schultz ile görüştü.
AB Bakanı Bağış, Kılıçdaroğlu’nu Tİ’ye aldı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu`nun, Başbakan Erdoğan`ı her yurt dışına çıktığında şikayet etmekten başka gündemi olmadığını aktaran Bağış, şunları söyledi:
"Kılıçdaroğlu bizi Türk halkına şikayet edemiyor. Ettiği zaman çarpılabileceğini biliyor. O yüzden yabancılara sığınıyor. Ne yapsın, adres bulma konusunda kendisinin zaafı var. `Somali`ye gidiyorum` diye Kenya`ya gitmişti. Adresini bildirmediği için oy kullanamamıştı. O yüzden her seferinde adres şaşırıyor. Bu akıl almaz zafiyeti de AB`nin Türkiye ile en fazla uyum gösterdiği konulardan biri olan Suriye konusunda yapabiliyor.
"Kemal Bey`i her gidişinde Brüksel havası çarpıyor. Bu sefer de hava sert esmiş olacak ki iyice şirazeden çıkmış. O hava daha çok çarpmaya devam edecek Kemal Bey`i. Çünkü Brüksel havasında demokrasi vardır, özgürlük vardır. Buna alışması için bilgi notu da göndermiştim kendisine. Ama anlaşılan onu da okumamış. Keşke okusaydı. Okusaydı bilirdi, bilse çarpılmazdı." diyerek durumu alaycı bir tavırla kamuoyu ile paylaştı.
Editörün Yorumu:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda ile buluşması AB penceresinden Türkiye’ye bakışın aktarılmasında son derece önem taşıyordu.
Kılıçdaroğlu’nun Brüksel gündemi yoğun başlamıştı. CHP Genel Başkan Yardımcıları Faruk Loğoğlu ile Umut Oran, Özel Kalem Müdürü Tuncay Ceylan ve CHP Avrupa Birliği Temsilcisi Kader Sevinç ile birlikte sürdürülen buluşmalar zinciri sırayla gerçekleştiriliyordu.
Kılıçdaroğlu’nun Brüksel ziyaretinde Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu (S&D) ’nda konuşma, S&D Grup Başkanı Hannes Swoboda ile ortak basın açıklaması ve daha sonra ikili görüşme, AP Milletvekilleri ve S&D Grup Başkan Yardımcısı, AP Milletvekili Libor Roucek ile görüşme, AB Komiseri Stefan Füle, AP Başkanı Martin Schulz, AP ALDE (liberal) Grup Başkanı Guy Verhofstadt ile görüşme, Belçika Başbakan Yardımcısı Laurette Onkelinx ve Belçikalı Sosyalist Partili siyasetçiler ile akşam yemeği gibi yoğun bir program zinciri bulunuyordu.
CHP yönetimi tarafından oldukça önem verilen Brüksel ziyareti Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda ile başbakan Erdoğan üzerinden yaşanan görüş ayrılığı nedeniyle basına yansıyan haliyle adeta krize dönüştü.
Şimdi gelişmelere hep birlikte bakalım..
Kılıçdaroğlu’nun sözleri.
Bu sırada soruları cevaplandırmaya devam eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuşmuştu: "Reyhanlı`da ölen 51 kişinin katili Recep Tayyip Erdoğan`dır. Onun sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan`dır. İstiyorsa gitsin Reyhanlı`da yurttaşlara sorsun. Hatay`da sorsun, Kırıkhan`da sorsun, Samandağ`da sorsun, İskenderun`da sorsun. O masum insanların ne günahı vardı- Kalkmış CHP`yi suçluyor, `CHP, Esed rejimini destekliyor`. Hiçbir zaman baskıcı hiçbir rejimi desteklemedik. Tıpkı AK Parti hükümetini desteklemediğimiz gibi."
Esed ile Erdoğan`ın "baskıcı" olduklarını ve aralarında "ton farkı" bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ne fark var aralarında demokrasi açısından" diye sormuştu.
Swoboda’nın tepkisi.
Brüksel’de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun programını yakından takip eden gazeteci dostlarımızın ifadelerine göre Swoboda, Kılıçdaroğlu`nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed`i kıyasladığı açıklamasından rahatsızlık duydu.
Açıklamanın ardından CHP liderinin Swoboda ile yapacağı ve programda yer alan ikili görüşmeye gelmekten vazgeçildiği belirtildi. Buna rağmen Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet yine de görüşmenin yapılacağı protokol odasına geldi. Görüşmenin Sosyalist Grup`un merkezinde yapılacağı söylendi. Buraya yönelen CHP heyeti ise görevliler tarafından geri çevrildi.
Swoboda`nın, Sosyalist Grup bu konuda farklı görüşe sahip olduğu için tavır göstermek amacıyla Kılıçdaroğlu ile görüşmek istemediği belirtildi.
AP çatısı altında ortak noktalar aranmasına rağmen Kılıçdaroğlu’nun görüşlerini muhataplarına aktaran ekibin beklenen yumuşamayı ve ortak noktayı bulamaması nedeniyle köprüler atıldı ve nihai görüşme ve ortak basın toplantısı yapılamadı.
Loğoğlu’nun açıklaması:
CHP`nin özellikle dış politika ve AB düzeyindeki görüşmelerde partinin duruşu ve politikalarında sorumlu bir yönetici olduğu biliniyor. Loğoğlu gelişmelerin hemen ardında CHP tarafının duruşunu şöyle yansıttı.
Loğoğlu açıklamasında:"Bulunduğumuz çatı demokrasi, insan haklarını ama özellikle ifade özgürlüğünü savunan bir kurumdur. Dolayısıyla bu çatı altında herhangi bir anlamda ifade özgürlüğünün, `şurası fazlaydı, burası eksikti tartışmalarının çok yararsız olduğunu, çok yanlış ve aykırı olduğunu; hele hele bir sosyal demokrat grubun başkanlığını yapan bu kadar deneyimli bir politikacıya yakıştıramadığımızı belirtmek isterim. İfade özgürlüğüne saygı duyulması gerektiğini ve bu saygının Sayın Swoboda dahil herkes tarafından gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz."
Görüşmelerden vazgeçildi.
Faruk Loğoğlu, "Kılıçdaroğlu, Türkiye`deki demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, özgürlükler bağlamındaki eksikliklere işaret etmek amacıyla Sayın Başbakan Erdoğan ile Suriye rejiminin başındaki Beşşar Esed arasında bir paralellik kurmuştur. Kurduğu bu paralelliğin Swoboda`da bir rahatsızlık yarattığını öğrendik." dedi.
Bu rahatsızlığı görüşmeye gittiklerinde Swoboda`nın yardımcıları tarafından kendilerine ifade edildiğini aktaran Loğoğlu, "Bu rahatsızlığın ifade edilmesinden sonra genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Swoboda ile görüşmenin uygun olmayacağını, bir yarar sağlamayacağını düşünerek görüşme mahallinden ayrıldık. Konu bundan ibarettir." diye konuştu.
Sonuç olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Brüksel buluşmalarına SWOBODA krizi damgasını vurmuş oldu.
Şimdi sıra asıl cevaplanması gereken sorulara geldi.
-Swoboda krizinin gerçek suçlusu kim?
-Kılıçdaroğlu’nun AB ilişkilerinden sorumlu ekibinin hataları var mı?
-Kader Sevinç bu olumsuz gelişmeleri niçin önleyemedi?
-Loğoğlu’nun açıklamaları ne kadar gerçekçi?.
-CHP’nin iç ve dış politika ile ilgili düşüncelerinin aktarılmasında neden sıkıntılar yaşanıyor?