"Sıfır Kilometre" adlı Iraklı Kürt yönetmen Hiner Saleem' in yaptığı bir film bugünlerde dünyayı dolaşıyor...
Film Kürtçülüğü savunuyor, PKK terörünü meşru gösteriyor.
Filmin kadın başrol oyuncusu Hacettepe Universitesi öğrencisi Belcim Bilgin.
Belcim Bilgin Türk vatanına ihanetten idam edilen Seyh Sait'in torunu.
Ve "Sıfır Kilometre" filmine her türlü maddi ve teknik desteği veren kişi Türk milletinin ödediği enayilik parasıyla zengin olmuş Yılmaz Erdoğan diye bilinen "Mukremin".
Ağustos 2006'da Yılmaz Erdoğan ile Seyh Sait'in torunu Belcim Bilgin evlendiler.
"Meşhur mektubuyla gündemde olduğu bir dönemde, Seyh Sait'in soyundan gelen Belcim Bilgin'le evlenmesi tesadüf olabilir mi acaba?"
Yılmaz Erdoğan'in Gülben Ergen ile evlenen kardesi Mustafa Erdogan da, bir zamanlar PKK'nin sözcüsü durumundaki bir gazetenin Ankara temsilcisiydi.
"Yılmaz Erdoğan içinden çıktığı feodal toplumu belli ki,bir türlü aşamamış ve bütün yaşadığı aşklardan sonra ona en çok anlam ifade eden de Şeyh Sait' in soyundan çocuk sahibi olma ihtimali. Çünkü bu paye onun için öylesine anlamlı ki....
Şeyh Sait'e torun vermek Yılmaz Erdoğan için bugüne kadar yaptığı bütün işlerin, bütün adımların ötesinde bir önem taşıyor."
Geçenlerde yeğeni PKK'dan kaçarak Turkiye Cumhuriyetine teslim olduğunda ; "PKK yöneticilerinin samimiyetine inanmadığım için kaçtım ve teslim oldum" demişti.
Yani adam pişmanlıktan geri gelmemiş. Bir de ya samimiyetlerine inansaydı ne olacaktı acaba?.
Yine hepiniz bilirsiniz, makum zat kuş kanadına mektuplar yazmıştı. Mükremin bey yazdığı riya dolu mektuplarla, sloganı "Turkiye Turklerindir" olan Hürriyet gazetesinde tam sayfa yer bulmuştu kendine!
Bu mektubun amacının son günlerde gündemde olan konuşmalardan PKK'ya af ve hatta devamında bebek katili APO'ya affın yumuşatıcı temellerini atmayı amaçladığı açık bir şekilde anlaşılıyor..
İlerde sinema ödülü, nobel falan alırlarsalar hiç kimse şaşmasın. Ya kulağınızın üstüne yatar uyur "gurur duyarsınız" ya da gerçekleri hatırlarsınız.
Kürtlere yönelik yayın yapan bir haber ajansında "Sıfır Kilometre" filmi ile ilgili bir haberi aşağıda okurlarımıza sunuyoruz..
Kürt sineması Montreal'de
Montreal'de Kürt Filmleri Festivali önceki gün başladı. 9 Kasım'a kadar sürecek olan festivalde, birçok Kürt filmi sinemaseverlerle buluşacak.
Montreal Kürt Enstitüsü ve Cinémathèque Québécoise'ın ortak çalışmalarıyla "Kürt Sineması'nın Odysesi" adıyla gerçekleştirilen Kürt Filmleri Festivali açılışını yaptı.
Cinémathèque Québécoise'da verilen resepsiyona Kürt yönetmen Jano Rosebiani, Kürt kökenli Irak Kanada Büyükelçisi Howar Ziad, Washington Kürt Enstitüsü Başkanı Doktor Najmeldin Karim ve Québécli parti temsilcileri katıldı. Açılış filmi olarak gösterimi planlanan Hiner Saleem'in son filmi "Dol", teknik aksaklıklardan dolayı yerini aynı yönetmenin "Sıfır Kilometre" adlı filmine bıraktı.
Açılış konuşmasını yapan Kürt Enstitüsü Başkanı Lili Charoeva, bir yandan etkinliğe dair heyecanını paylaşırken diğer yandan da resepsiyona katılmaları beklenen Kürt yönetmenler Hiner Saleem ve Bahman Ghobadi'nin aralarında bulunamamasından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
'Kürt sinemasının öncüsü Yılmaz Güney'
Irak Kanada Büyükelçisi Howar Ziad da yaptığı konuşmada, Kanada'da Quebecli olmakla Irak'ta Kürt olmak arasında özdeşlik kurarken, her iki halkın da kendini ifade etmede sinemayı araç olarak belirlediğini vurguladı. Yılmaz Güney'in "Yol" filmi başta olmak üzere ürettiği diğer filmleriyle Kürt sinemasının öncüsü olduğunu ifade eden Ziad, 1990'ların başlarından itibaren Irak'ta Kürt sinemasının özgürleşmeye başladığını söyledi. Ziad ayrıca günümüz Kürt sinemasının İkinci Dünya Savaşı sonrası İtalya'sında Vittorio De Sica, Roberto Rossellini gibi yönetmenlerin "Bisiklet Hırsızları", "Roma Açık Şehir" gibi filmlerle öncülüğünü yaptığı sinemada "Yenigerçekçilik" akımına benzediğine dikkat çekti.
Konuşmacılardan Washington Kürt Enstitüsü Başkanı Doktor Najmeldin Karim ise Irak'taki özgürleşme ortamının orda yaşayan Kürt sanatçıların yeteneklerini ortaya çıkarmalarına olanak tanıdığını söyledi. ANF'ye konuşan Karim, "Irak'ın kısıtlamalar konusunda Türkiye'den bir farkı yoktu. Örneğin Yılmaz Güney bir kelime dahi Kürtçe kullanamamıştır filmlerinde. Ama şimdi her yerde bir şeyler yapılıyor ve bu devam edecek" dedi.
Güney Kürdistan Hükümeti ve Paris Kürt Enstitüsü'nün katkılarıyla gerçekleşen festival, 20'yı aşkın çoğunluğu uzun metraj olan film gösterimleriyle 9 Kasım'a kadar devam edecek. Festivalde; Hiner Saleem'in "Sıfır Kilometre", "Hayallerimizin Ötesinde", "Gelin Çok Yaşa, Kürdistan'ın Özgürlüğü", "Votka Limon"; Bahman Ghobadi'nin "Sarhoş Atlar Zamanı", "Kaplumbağalar da Uçar", "Irak'ta Terkedilmiş Anavatanımın Şarkıları"; Nizamettin Ariç'ın "Beko'ya Bir Türkü"; Jano Rosebiani'nin "Yaşam"; Samira Makhmalbaf'ın "Karatahtalar"; Yılmaz Güney'in "Umut", "Ağıt", "Arkadaş", "Yol", "Sürü" ve Kazım Öz'ün "Fotoğraf" adlı uzun metraj filmleri yeralıyor.