Ülkemize ve toplumumuza hizmet etmenin onuruyla görevimi tamamlıyorum.
Değerli vatandaşlarımız,
Belçika Türk toplumunun değerli mensupları,
Belçika’da göreve başladığım 30 Ekim 2011 tarihinden bu yana geçen sürede, sizlerle yakın işbirliği içinde, ülkemize ve toplumumuza hizmet etmenin onuruyla görevimi tamamlıyorum.
Yaklaşık bir yıllık görev süremin yoğun bir mesaiyle geçtiğini, bu zaman zarfında, gerek Belçika’yla siyasi ve ekonomik ilişkilerimizin ulaştığı noktayı, gerekse uyum konusunda başarılı, meselelerine sahip çıkan, haklarının takipçisi, kendileriyle ve yaşadıkları toplumla barışık bir Türk Toplumu görmekten gurur duyduğumu bir kez daha ifade etmek isterim.
Görevime başlamam vesilesiyle sizlerle paylaştığım ilk mesajımda, buradaki mesaimize dair bir yol haritası ortaya koymaya çalışmıştım. Nitekim, şahsım ve mesai arkadaşlarım, gayretlerimizi hep bu yönde sürdürdük.
Belçika Krallığı ile diplomatik ilişkilerimizin kurulmasının 175. yılında , Türkiye ile Belçika arasındaki ilişkilerin siyasi, diplomatik ve ekonomik alanlarda farklı bir ivme ve çok boyutlu bir nitelik kazandığını memnuniyetle belirtmek isterim.
Peşpeşe gerçekleşen üst düzey ziyaretlere önümüzdeki günlerde Prens Philippe’in ülkemize yapacağı Ekonomik Misyon’un da eklenecek olması önemli bir gelişmeyi teşkil edecektir. Karşılıklı üst düzey ziyaretler ülkelerimiz arasındaki dostluğa önemli katkılarda bulunmaktadır.
Ticari ve ekonomik ilişkilerimiz de ekonomik kriz ortamına rağmen hız kaybetmeden ilerlemesini sürdürmektedir. Özel önem verdiğimiz bu alanda her kesimle yaptığımız temaslarımızın da olumlu etkileri olduğu kanaatindeyim. Mevcut seviyeyi kaydadeğer bulmakla beraber yeterli görmediğimizi belirtmek isterim. İki ülkenin potansiyelinin bunun çok ötesinde olduğuna inanıyorum. Ülkelerimiz arasında siyasi bir sorun bulunmaması da çok boyutlu ilişkilerimizin gelişmesi için kolaylaştırıcı bir rol oynamaktadır.
Görev sürem içerisinde kültürel etkinlikleri desteklemeye devam ettik. Brüksel’de tertiplenen çeşitli fuarlara katıldık. Çeşitli üniversite ve meslek kuruluşlarında konuşmalar yaptık. Van depremzedeleri yararına, toplumumuzun katkılarıyla yardım konseri tertipledik. Basın mensuplarıyla, dernek yöneticileriyle, vatandaşlarımızla çeşitli vesilelerle biraraya gelerek görüş alışverişinde bulunduk.
Belçika’daki Türk toplumuyla ilişkilerimizi herzaman özel bir önem ve hassasiyetle ele aldık. Buradaki toplumun Batı Avrupa’daki Türkler arasında özgün bir yeri olduğunu çeşitli vesilelerle dile getirmiştim. Gerçekten de, 2014’te 50. yılına girecek olan işgücü hareketiyle Belçika’ya yerleşmeye başlayan Türk toplumunun katettiği mesafeyi gururla takip ettik. Toplumumuzun içinden yetişmiş her meslek grubundan kişileri, başarılı isimleri takdirle izledik. Derneklerimizin gayretli çalışmalarını gördük. Bu, çok önemli bir entegrasyon ve uyum başarısıdır. Elde edilen bu başarı, Türk insanının kendi huzur ve refahı adına olduğu kadar Türkiye-Belçika ilişkileri bakımından da bir kazanımdır.
Ancak, gelinen aşamayı gurur verici bulmakla beraber yeterli görmüyoruz. Başta eğitim konusu olmak üzere birçok alanda yapılması gereken pek çok şey vardır. Yaşanılan bölgede konuşulan dilin öğrenilmesi uyumun en önemli anahtarları arasındadır. Esasen hedeflerimiz, genç kuşakların, köklerinden, milli ve manevi değerlerimizden kopmadan, ana dilini ve öz kültürünü iyi bilerek, iyi bir eğitim sahibi olması ve topluma yön veren bireyler yetiştirilmesi olduğu kanaatindeyim.
Belçika’da görev yaptığım süre zarfında, eğitim konusunda, dostane ilişkiler çerçevesinde, ancak ısrarla girişimlerde bulunduk ve belli ölçüde mesafe katettik. Pek çok şehir ve beldede yeni sınıflar açıldı. Bu girişimlerin devamlılığı büyük önem arzetmektedir.
Toplumumuzun uyum başarısında hizmetleri bulunan tüm kesimleri, bu bağlamda başta öğretmenlerimiz olmak üzere, din görevlilerimizi, derneklerimizi ve gönüllü kuruluşlarımızı bir kez daha kutlamak isterim.
Bu başarı hikâyesinde elbette Belçika makamlarının gösterdiği kolaylığın da önemli bir payı vardır. Bu vesile ile Belçikalı dostlarımıza da tekrar teşekkür etmek istiyorum.
Derneklerimizin tamamıyla yakın ve iyi ilişkiler içerisindeydik. Onların da birlik ve beraberlik içerisinde toplumun gelişmesi için gayretlerini sürdüreceklerine inancımız tamdır.
Bu misyonda bulunduğum süre boyunca, Türkiye-Belçika ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla, tüm mesai arkadaşlarım ve sizlerin de katkılarıyla çabalar sarfettik.
Bu vesile ile Büyükelçiliğimizdeki tüm mesai arkadaşlarıma, Büyükelçiliğimiz Müşavirlerine, Anvers ve Brüksel Başkonsoloslarımız ve çalışanlarına bir ekip halinde benimle aynı heyecanı paylaşarak, uyumlu, özverili ve dinamik bir performans sergiledikleri için teşekkür ediyorum.
2011 yılında faaliyete geçen ve kültürümüzün Belçika’da öğretilmesi ve ülkemizin tanıtımı konusunda çok yararlı çalışmalar yürüten Brüksel Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’ne ve toplumumuza yönelik çok önemli bir hizmeti ifa eden THY Benelux Temsilciliği’ne ayrıca müteşekkirim.
Burada bulunduğum süre içinde, sizlerin Türkiye’den uzakta, ama gelenek ve göreneklerimize sahip çıkarak, Belçika toplumu ile kaynaşmış ve her alanda giderek yükselen saygı değer konumunuzu takdirle izledim. Belçikalı yetkiler nezdinde itibar ve takdir görmenizden de ayrıca büyük memnuniyet ve gurur duydum.
Keza, görev sürem boyunca, basınımızın değerli mensuplarının da, toplumumuzu zamanlıca ve sağlıklı biçimde bilgilendirmek amacıyla, sorumluluk bilinci içerisinde özverili çabalar sarfettiğini görmekten memnuniyet duyduğumu belirtmek isterim.
Bundan böyle de, birlik ve beraberlik içinde hareket ederek, yaşadığınız ülke Belçika’ya ve geldiğiniz vatan topraklarına daha nice değerli katkılarda bulunacağınıza inanıyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, eşim Tülay MUSA ile birlikte, hepinize sağlık, refah, mutluluk ve başarılar diliyorum.
Görev sürem boyunca sizlerden gördüğüm değerli katkı ve desteğe tekrar gönülden teşekkür ediyor, toplumumuza huzurlu ve refah içinde bir yaşam diliyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
6 Ekim 2012
İsmail Hakkı MUSA
Büyükelçi