Döner Almanya'nın en sevilen yiyecekleri arasında 
Karnı acıkan Alman, soluğu dönercide alıyor. Alışverişini "Mehmet Dayı"nın bakkalında yapıp, yeni cep telefonu kontratını da "Çılgın Ahmet"in dükkanında imzalıyor. Gelişme, entegrasyonu da olumlu yönde etkiliyor.
 
"Alman toplumunda bu düşüncenin yerleştiği doğrudur. Çünkü bu gibi işletmelerin tabelaları hemen göze çarpıyor. Doktorluk ve avukatlık gibi hizmetler sektörünün diğer branşlarında çalışan yabancıların levhaları ise görünmüyor."

Bu sözler göçmen müteşebbislerle ilgili araştırma yapan Mannheim Üniversitesi öğretim üyelerinden Rene Leicht'a ait. Almanya nüfusunun beşte biri ya göçmen olarak Almanya'ya gelmiş ya da göçmen çocuğu. Göçmenler arasındaki serbest meslek sahiplerinin sayısı son yıllarda oldukça arttı. Almanya'da kurulan her on işyerinden biri kökleri dışarda olan müteşebbislere ait.

Esnek ve dinamik
Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Holger Hey,  "Her işe yatkınlar, dinamikler ve değer katkıları çok yüksek" diyor. 1990'lı yıllardan bu yana yabancı müteşebbis sayısı ikiye katlandı. Bunun en önemli nedeni göçmen arasındaki nesil değişikliği. 1960 ve 70'li yıllarda misafir işçi olarak Almanya'ya gelen yabancıların çocuk ve torunları kendi işyerini kuruyorlar. Yüksek işsizlik ve istihdam imkanlarının daralması da genç kuşak göçmenleri serbest meslek sahibi olmaya itiyor.

Polonyalılar geride
Türkler ve Türk asıllı Almanlar bu alanda son derece girişken. Rene Leicht son yıllarda Polonyalı müteşebbis sayısının da artmaya başladığını ancak bunun istisnai bir durum olduğunu söylüyor: "Çünkü Polonyalılar henüz işçi olarak Almanya'ya yerleşemiyorlar. Serbest meslek sahibi gibi görünüp işçi gibi çalışabilmek için bu yolu deniyorlar."

Öncelik gıda sektöründe
Yabancılar, öncelikle gıda ve lokantacılık gibi branşlara el atıyorlar. Kültürel özelliklerini en iyi bu iş kollarında değerlendiriyorlar. Örneğin cacığın iyisini Yunan yapıyor, pizzanın en lezzetlisi İtalyan'da yeniyor, Çin yemeklerini de tabii Çin'liden başkası bu kadar güzel hazırlayamıyor.
 
Essen'deki Türkiye Araştırmalar Merkezi'nden Cengiz Yıldırım, "serbest mesleğe atılan göçmenlerin artık bütün işkollarına ilgi duyduklarını ve müşterilerinin büyük bölümünü de Almanlar'ın oluşturduğunu" söylüyor.

Çift dil avantajı
Modern göçmen, artık etnik piyasa boşluklarını değerlendirmekle yetinmeyip bütün branşlarda iş sahibi olmayı deniyor. Hekimlik, avukatlık, danışmanlık ve diş doktorluğu gibi mesleklerde çalışan yabancıların sayısı hızla artıyor. Bir diğer avantajları da en az iki dil bilmeleri. Hem Almanlarla hem de hemşehrileriyle ana dillerinde anlaşabiliyorlar.

Entegrasyon anahtarı
Cengiz Yıldırım bu avantajın küçümsenemeyeceği görüşünde: "Ekonomik bakımdan tutunabilen yabancı, artık bu toplumun bireyi olduğunu kanıtlamış sayılır. Yaşadığı toplumda sorumluluk üstleniyor, demektir. Ekonomik entegrasyon, sosyal ve toplumsal entegrasyonun anahtarıdır."
 
Kaynak:DW