Çağlayan, Belçika ziyaretinde, Belçika Federal Hükümeti Ekonomi ve Reform Bakanı Vincent Van Quickenborne ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Ulaştırmadan Sorumlu Komiser Siim Kallas ile görüştü. Belçika´nın Flaman Bölgesi Başbakanı Kris Peeters´la bir araya gelerek ikili bir görüşme yapan Bakan Çağlayan, ayrıca ´´Türkiye´nin Ticari İlişkileri-Üçüncü Ülkelere Yönelik Ortak Ticaret Politikası Uygulaması´´ konulu seminerde bir konuşma yaptı.
Belçika ve Hollanda´da faaliyet gösteren Türk işadamlarıyla bir araya gelen ve sorunlarını dinleyen Bakan Çağlayan´a Brüksel ziyaretinde Crans Montana Forumu tarafından ´´Prix de la Fondation´´ ödülü verildi.
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan Belçika temaslarının yanı sıra sivil toplum örgütlerinin programlarına da katıldı.
Belçika´nın liman şehri Anvers´te ikincisi düzenlenen "İş Dünyası Buluşması" programına katılan Çağlayan, Belçika ve Hollanda´dan yaklaşık 500 kadar Türk işadamına seslendi. Hilton Hotel´de gerçekleştirilen işadamları toplantısı Belçika´dan Belçika Türk İşadamları Derneği (BETİAD) ve Hollanda´dan Hollanda Genç İşadamları Federasyonu´nun (HOGİAF) öncülüğünde gerçekleştirildi.
UETD Brussel Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ve beraberindeki delegasyon onuruna Zonhoven Le Mas Restorant´da Türk ve Belçikalı iş adamlarının iştirak ettiği bir akşam yemeği verdi.
Bu yemeğe Flaman hükümeti başbakan yardımcısı Ingrid Lieten ve Limburg Valisi Herman Reynders Anvers Başkonsolosluğundan Muavin Konsolos Nur Alkış, Din İşleri Müşaviri Prof. Dr. Halife Keskin, Houthalen Belediye Başkanı Alain Yzermans, Zonhoven Belediye Başkanı Johny De Raeve iştirak ettiler.
UETD tarafından organize edilen buluşmada açılış konuşmasını Başkan Eşref Yağcıoğlu yaptı. Limburg Valisi, ve Flaman Bölgesi Hükümetinde Başbakan tardımcısı olan İngr,g Lieten´in ardından söz alan Bakan Çağlayan Türkiye AB ilişkikerinde gelinen nokta ve özellikle Türkiye´nin geleceğine yönelik çarpıcı açıklamalar yaptı.
Zafer Çağlayan:Türkiye Avrupa´nın akciğerleridir, en rahat nefes alabileceği yerdir
Dış Ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan,temaslarını Brüksel´de yaptığı bir basın toplantısıyla değerlendirdi.Çağlayan, basın mensuplarına "Türkiye´nin bu kadar sevildiğini bilmiyordum!"dedi.
ABHaber´in yakından izlediği basın toplantısında Çağlayan şunları kaydetti:
´´Bir çok üst düzey yetkili ile görüşmeler yaptım. Türkiye´nin başarı hikayesini merak ediyorlar. Fakat aynı zamanda zaten bizi çok iyi öğrenmişler. Türkiye´yi çok seven Flaman Başbakanı Kris Peeters ile görüşme yaptım. Önemli şeyler söyledi. Yıldızı parlayan Türkiye´nin AB üyeliğini desteklediklerini belirtti. AB´nin Türklere karşı açık ve samimi davranması gerektiğini bildirdi. Artık Türkiye´nin BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ülkelerine dahil olduğunu belirtti. Belçikalı yatırımcıların Çin yerine Türkiye´yi daha çok tercih ettiklerini söyledi. Görüşmelerimde sürekli buna benzer çok iltifat duymam beni gerçekten şaşırttı. Belçika´nın Türkiye´yi bu kadar sevdiğini bilmiyordum.
Karşılık olarak ben de Türkiye´nin güçlü ekonomisini, lojistik önemini, genç nüfusunu anlattım. Belçika´nın – Avrupa´nın – yaşlanmış nüfusu ile Türkiye´ye ihtiyaç duyduğunu söyledim.
Yine her fırsatta vize konusunu dile getirdim. Vize problemlerini yaşamış bir insanım. Bu yüzden özellikle işadamlarımız tarafından çekilen sıkıntıları çok iyi biliyorum. Belçikalılardan bu konuda hukuka saygı duyulmasını istedim. Vize serbestisi, imzalanan Katma Protokol ile bir haktır. Açılan ve kazanılan davalar, mahkeme kararları var. Belçika Federal Hükümeti Ekonomi ve Reform Bakanı Vincent Van Quickenborne ile yaptığım görüşmede bakan, vize konusunda gelişmelerin mutlaka yapılacağını bildirdi. Hazırladıkları planda vize için vatandaşların başvuruyu yaptıktan sonra en geç 2 gün içerisinde sonuç alacaklarını, işlemlerin hızlanacağını söyledi. Ancak bizim hedefimiz tabiî ki bunun ötesindedir.
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Ulaştırmadan Sorumlu Komiser Siim Kallas ile de görüşmede bulundum. Komiser söylediğimiz her şeyde haklı olduğumuzu, itiraz edilemeyeceğini söyledi.
Tüm görüşmelerimde ticaretteki problemleri dile getirdim. Liberal ekonomi, serbest piyasa diyorlar, ardından vizelerle, kotalarla ticarete engel oluyorlar. Bunun böyle yürümeyeceğini söyledim. Eğer birlik dışında hiçbir ülke ile serbest bırakmıyorsanız bir yerde kabul edilebilir ancak öyle de değil. Hırvatistan´la yapılıyor ama Türkiye´ye gelince yok. Bu ikiyüzlülüktür. Yapılan çifte standartların tarafımızca yakından takip edildiğini söyledim. Siim Kallas tüm bu konularda haklı bir itirazımızın olduğunu söyledi. Estonya´nın da üyelik öncesi bu gibi zorluklar yaşadığını söyledi.
15 gün önce Merkel, Almanya´da göçmen nüfusun giderek arttığını ve bunun tehlike yarattığını söylemişti. Ardından aynı düşüncelerle Kıbrıs´a gidip Türkiye´yi suçlamıştı. Dün ise Hamburg´a seçim öncesi çalışmalar için gitmiş. Burada görüşlerinden 180 derece dönerek, göçmenlerin Almanya´da zenginlik olduğunu, halkın refahını arttırıyorlar demiş. Bu popülist bir politikadır. Eskiden Türkiye´de de vardı.
Portekiz´e gideceğim daha sonra Güney Amerika´ya gideceğim. Venezüella ve Arjantin´de görüşmelerde bulunacağım. Belki fırsat olursa New York´a geçeceğim.
Soru: "Yapacak olduğunuz bu ziyaretin amacını biraz açabilir misiniz, hangi konularda olacak?"
Venezüella da ciddi manada konut ihtiyacı vardır. 2011de 150 000 ve 2012de 200 000 adet konut yapılmasını istemişlerdir. Bunun içinde sosyal tesisler ve spor tesisleri de vardır. Bizimle müteahhitlik ve inşaat malzemeleri alanlarında çalışmak istediler. Arjantin ve Venezüella ziyaretimiz işadamları ve müteahhitlerle olacak. Türkiye – Venezüella Müteahhitlik ve Müşavirlik Ortak Çalışma Grubu kurulacak. 10 000 konut inşa edilecek ve finansmanını Venezüella kendi bütçesinden karşılayacak. Bölgede sel felaketinden sonra konut ihtiyacı ekmek ihtiyacından daha önemli olmuştur. Chavez dahil tüm bakanlıklarda insanlar yaşamaya başlamıştır. Üstelik Venezüella´da inşaat malzemesi üretimi yapan firma yok denecek kadar azdır. Türkiye de çimento ve demir - çelik ihracatında dünya şampiyonudur.
Bir diğer konu da petrol arama imtiyazı hakkındadır. Bir havuz fon oluşturulacak. Belki Eximbank ile çalışılabilir.
Latin Amerika ile ticaretimiz 2,5ten 5 milyar dolara yükselmiştir. Bölge ile ilişkilerimizi geliştirmemiz çok mühim değerdedir.
Soru: "Önceki dönemlerde AB´nin vize ve kota uygulamaları hakkında tavrımız yumuşaktı, bu dönemde neden sesimizi artırdık?"
Çünkü artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Bakın bir örnek vereyim. Geçen sene Köln´de şekerleme-bisküvi fuarı yapıldı ve Türkiye´den bir çok firma katılamadı. 16 yıldır Gümrük Birliği içindeyiz. Türkiye´ye yapılan bu muamele hangi açıdan olursa olsun açıklanamaz. Fuara gelen firmalarımız da standlarını kurmak için geç kalmışlar. Neden çünkü teknisyenlerine vize çıkmamış. Malların dolaşımı serbest değil, insanların dolaşımı serbest değil, bu iş böyle yürümez. AB önce kendi mahkemelerine hukukuna saygı duymalıdır. Bizim derdimiz her kapıyı zorlayıp, uluslararası anlaşmalardan geri kalmamamız. Gümrük Birliği´ne imza atarken bu konuda kesin şart koymayanlara kızıyorum.
Gümrük Birliği önce imzalandı sonra içi dolduruldu.
Bu konuda kendi hatalarımız da var. Baştan müdahale edecektik. Avrupa Birliği´nin yaptığı hiçbir ticari anlaşmada, serbest ticaret anlaşmasında mevzuat uyumu yoktur. Ancak Türkiye´ye hem teknik uyum hem de mevzuat uyumu vardır. Üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesi vardır. Türkiye hiçbir ülkeye istediği gibi gümrük uygulayamıyor. İnanabiliyor musunuz ortalama % 4,5 gümrük uyguluyoruz. Türkiye kendini koruyamıyor. Cezayir, Güney Kore, Meksika önce AB üzerinden Türkiye´ye ürettikleri malları çok düşük bir gümrükle sokuyorlar, fakat Türkiye söz konusu ülkelere mal satmaya çalıştığında %40 - %50 gümrük duvarı ile karşılaşıyor. AB´nin Türkiye ile yaptığı Gümrük Birliği başka bir ülke ile yok.
Soru: " Peki bu haksız durum nasıl çözülecek, daha somut, sert bir planınız var mı?"
Bizi yorup, bıktırıp, pes etmemizi istiyorlar. Ancak biz bu işi masada çözmek zorundayız. Bunları her fırsatta her noktada her yerde ifade ediyoruz edeceğiz. Sadece bu yolla çözebiliriz.
Soru: " bıçağın kemiğe dayanması halinde önümüzdeki seçimlerin etkisi var mı?"
Şimdi siz söyleyince aklıma geldi. Böyle bir politikamız yok. Buna ihtiyacımız da yok.
Bu arada Libya´da bazı Türk inşaat firmalarının şantiyeleri yağmalanmıştır. Konu ile ilgili acilen temaslarda bulunduk ve önlemlerin alınması konusunda uyarıları yaptık. Vatandaşlarımız istemeleri durumunda tahliye edileceklerdir.......
Kaynak:ABHaber,