Hüseyin Dönmez Yazdı.
Hasta ruhlu bir zevat geçtiğimiz günlerde çok fena işletilmiş. Birisi kendisine bir fotoğraf ile tamamen yanlış olan kısa bir yorum eklemiş, bizim garipte b.kunda boncuk bulmuş Hind fakiri gibi üzerine atlayıp bir hikaye uydurmu.
Elbette söz konusu şizofrenik hasta, bu çamur atma girişimi altında feci bir şekilde ezildi, gitti.
Y. Ç NE DEMİŞTİ?
Şizofrenik hastamız Y. Ç gazetesinde yaptığı yorumda; ‘’Gündem web-sitesi yanında Kanal Avrupa TV’de de programlar yapan Bay Hüseyin Dönmez’in, Fetullah Gülen(FETO) cemaatinin son dernekleri ‘Vefa’nın açılışına katılması şaşkınlıkla karşılandı.
Bay Hüseyin Dönmez gibi, Beringen’de çok sevilen ve Müzik Club Başkanı İsmail Erdoğdu’nun da açılışta boy göstermesi gözlerden kaçmadı’’ demişti.
Bay Y. Ç eline geçen fotoğrafı darbe sonrası yapılan bir etkinliğe katılmışız gibi gösterdi. 26 Ocak 2016 tarihli bir etkinlikte çekilmiş bir fotoğrafı çarpıtarak 24 mart 2017 tarihli bir etkinliğe katılara destek vermiş gibi yansıtarak aklı sıra algı yaratarak şahsımıza zarar vermeye çalıştı.
Halbuki ne geçmişte ne de bugün için bizim söz konusu cemaat ile uzaktan yakından ideolojik bir yakınlığımız veya işbirliğimiz söz konusu bile olamaz. Bizi bu ülkede 40 yıldır yakından tanıyan dostlarımız hangi çizgide ömrümüzün geçtiğini iyi bilirler.
ÇAMUR TUTMADI, TARİH DEĞİŞTİ
Tabii ki bu yalan ortaya çıkınca gelen tepkiler karşısında ne yapacağını şaşıran bu zatı muhterem, şimdi de ‘’Olsun, 17 ve 25 Aralık 2013`te gerçekleştirilen operasyonlar, bir milattır’’ diyerek haklı çıkmaya çalışıyor.
Cemaat ile ilgili sürecin milat olarak tanımlaması kimine göre 2004 yılında Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül ve Hilmi Özkök tarafından imzalanan Milli Güvenlik Kurulu kararına yer verilmesi, kimine göre İstanbul’da savcılık 2012 Şubat ayında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı PKK ile yapılan görüşmeler nedeniyle ifadeye davet etmesi, kimine göre 2013 dershane krizi, 17 ve 25 Aralık 2013`te gerçekleştirilen yolsuzluk operasyonları ve nihayet 15 Temmuz darbe girişimi milat olarak değerlendiriliyor.
Bizim nezdimizde ise cemaat oluşumuna devlet yapılanması içerisinde hiçbir zaman yer verilmesi hoş görülmemiştir. Bu görüşümüzü çok açık bir şekilde her platformda, her zaman ve her şartta dile getirmişizdir.
Devletimizin laik, seküler bir sosyal hukuk devleti olması bizim asıl kabulümüzdür. Bu çerçevede cemaat gibi organizasyonlara devlet mekanizmasında asla yer yoktur.
Ülkemizin bugün çektiği sıkıntı ise bu çizgiden uzaklaşan siyasetçilerimizin yarattığı bir kaos ortamıdır. Zaten bugün için öz eleştiriler, itiraflar, suçlamalara bakıldığında durum daha net bir şekilde görülüyor.
FETÖ PARANOYASI VE RANT ÇETELERİ.
Paranoya genelde aşırıya kaçmış korku ve endişe ile tasvir edilen bir rahatsızlık olarak tanımlanmaktadır.
Paranoya bir olgu veya olayın perde arkasındaki gerçeği, müttefikleri, göremiyorsanız, sizde yaratılan algı dolayısı ile gerçeği görememe nedeniyle, yaratılan şüphe, korku, kuşkunun sizde yarattığı etki olarak görülebilir.
Eskiden cemaat sisteminin başlattığı ve başlangıçta yönetiminde desteklediği süreçte `her olayın arkasında Ergenekon var paranoyası` insanların aklını allak bullak etmişti.
Şimdi ise her olayın arkasında cemaat var paranoyası dalga dalga yayılarak adeta ülkemizin insanları ipnotize edilmiş gözüküyor. İşte bu durumu fırsata çevirme peşinde olanlardan biriside bizim hasta ruhlu, paranoyak Y.Ç aklı sıra birilerine çamur atarsam bana kim kemik veririn peşinde.
Eskiden lav silahları, cephanelikler, el bombaları, ıslak imzalı belgeler, çatır çatır ana avrat vatandaşa millete küfreden dümdüz giden ses kayıtları ,mütedeyyin insanları fişleme kayıtları kadar dahi ciddiye alınacak en ufak bir iz, emare olmamasına rağmen organize iftira şebekesinin yandaş ve candaş medya aracılığıyla kamuoyuna pompaladığı yalan, dolan silsilesi ile bir paranoya yaratılmıştı.
Askeri vesayet konusunda asıl izlenmesi gereken politika ise takip edilen yolun, yaratılan algının ve paranoyanın yanlışlığı sebebi ile güme gittiği de önemli bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
Bir anda herkes affedilip ‘’sorry’’ denildi.
Ne kadar kolay, ne kadar basit di mi?
15 TEMMUZ GERÇEĞİ.
Türkiye’de Ergenekon davasında suçlananlar bir bir salınırken, diğer taraftan başka bir dinamik yavaş yavaş yönetime el koyma planları yapmış.
Türkiye 15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından gerçekleştirilen askerî darbe teşebbüsü ile büyük bir olayla karşı karşıya geldi.
Yaşananlar korkunçtu. Hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman ve yaklaşık 50 kadar milletvekilinin mecliste bulunduğu sırada F-16 savaş uçakları meclis üzerinde uçuş yaparak parlamentoyu dört kez bombaladı.
16 Temmuz 2016 sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda darbe girişimi bastırıldı ve askerler silahları ile birlikte teslim oldu. Olaylar sonucunda 104`ü darbe yanlısı asker olmak üzere 300`den fazla kişi hayatını kaybetti, 1491 kişi yaralandı, farklı rütbelerden 8036 asker gözaltına alındı. Yargı ve sivil siyaset mensupları dahil olmak üzere toplam gözaltı sayısı 22 Temmuz tarihi ile birlikte 10 bini buldu. Bunun yanı sıra askerî, idari ve adli kurumlarda birçok kişi görevden alındı.
Türkiye büyük bir kaos yaşadı. Ancak yöneticilerin güçlü direnişi, Türk halkının basireti sayesinde büyük bir bela defedildi.
Şimdi hangi demokrat, vatansever, insan böye bir cinayet şebekesinin yanında olabilir?
ERDOĞAN: RABBİM VE MİLLETİM BİZİ AFFETSİN.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin zirvesinde olan insan Recep tayyip Erdopan, darbe girişimi sonrası yaptı açıklamada şu ifadelere yer vermişti.
"Şayet 17-25 Aralık sonrası aldığımız önlemler olmasaydı, özellikle yargıdaki önlemlerimiz olmasaydı, bu darbe girişimi TSK içindeki bir grup silahlı teröristin değil, polisin, yargının katılımıyla çok daha büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkacaktı.
Rahmetli Özal, Ecevit hatta biz de bu yapıya zamanında iyi niyetle destek olduk. Ben de katılmadığım pek çok yönleri olmasına rağmen herkes gibi yardımcı oldum. Bu kesimin de istifade etmesini sağladık. Yapının başındaki kişi üzerindeki tereddütlerimize rağmen, eğitim, yardım, dayanışma faaliyetleri için müsamaha gösterdik. Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. ‘Bir ortak yanımız var’ dedik. Aslında bu yapının bambaşka niyetleri olduğunu uzun süre görmedik, göremedik."
Bu hain örgütün yüzünü ortaya dökememenin üzüntüsü içindeyim. Hem Rabbime, hem milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de, milletim de bizi affetsin’’
HÜSEYİN DÖNMEZ VE BTMB 15 TEMMUZ`DA NE YAPTI?
Avrupalı Türklerin büyük bir bölümü ülkesinde tatildeydiler. Bizlerde tüm bu süreci ülkemizde bizzat takip ettik. Ben BTMB Başkanı olarak üyelerimizle kurduğumuz ilk irtibatta derhal bir duyuru hazırlayarak, devletimiz ve milletimizin yanında olduğumuzu ilan ettik. (Bu duyurumuz aşağıda bulunmaktadır)
Daha sonra yaşanan süreci de bir gazeteci olarak yakından takip ediyoruz. Yazdığımız yazılar, yaptığımız tv programları ortadadır.
Ülkemizi yönetenler Türk devletinin kılcal damarlarına kadar sızmış bir çete ile uğraşırken, birileri de bu durumu fırsata çevirme peşindeler. Türkiye’de ve yurt dışında son zamanlarda adeta darbe girişimi tüccarları türedi.. Bunlar işin rantı peşindeler. Örneğin bir bürokrat olarak çalışıyorsunuz, birinin koltuğunda gözünüz var, bu koltuğu ele geçirmek için rakip olarak gördüğünüz kişiyi ‘’Cemaatçi’’ olarak suçlayın, işiniz kolaylaşsın.
Veya Y.Ç’nin yaptığı gibi gerçeği yansıtmayan bir fotoğraf ile kamuoyunda algı yaratın, rakibinizi sindirin, korkutun, kurumlar ve kişiler nezdinde kredisini düşürün.
Ne organize işler bunlar,
Ancak balta taşa vuruldu, takke düştü, kel gözüktü.
Vaaaahhhh ki, vah,
İNSANLARA FETÖCÜ DAMGASI VURMAK BU KADAR KOLAY MI?
Şimdi yaratılan bu paranoya çerçevesinde bir çok insana zarar vermek artık çok kolaylaştı. Geçmiş zamandan bir fotoğraf karesi bulun hemen sosyal medyaya paslayın, 5, 10 kişi paylaştı mı, artık işin geri dönüşü yok. Eğer toplum tarafından çok yakından tanınıyorsanız, kendinizi ifade etme, savunma şansınız var, yoksa boğazınıza ip bağlayın, kendinizi atın Abert kanalına. Hapı yuttunuz yani.
Cemaat Rantçılarının hiç acıması yok, çok dikkat edin kendinize.
Şimdi size geçmişten bir haber sunuyoruz ve düşünmeye davet ediyoruz.
Toplumda şu anda oluşturulan Cemaat paranoyası kullanılarak ne kadar insana zarar verebilirsiniz bir düşünün.
GEÇMİŞTEN BİR KARE.
Kısa adı FEDACTIO olan Belçika Aktif Dernekleri Federasyonu Brüksel`de bulunan merkez toplantı salonunda bir iftar programı düzenledi.
Fedactio Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Abdulkadir Kara`nın davetlilerini karşıladığı program adeta zirveye dönüştü. İftar programına Bakan Emir KIR, T.C. Brüksel Büyükelçilik Maslahatgüzarı Tufan Korkut, T.C. Brüksel Başkonsolosu Mehmet Poroy eşi Ressam Ayşegül Poroy, Milletvekili Veli Yüksel, Eski Senatör Meryem Kaçar, Schaerbeek Belediye Başkan Yardımcısı Sait Köse, Saint Josse Belediye Başkan Yardımcısı Havva Ardıçlık, Schaerbeek Belediye Meclis Üyeleri Derya Aliç, Filiz Güles, Halis Kökten, Saint Josse Belediye Meclis Üyeleri Cevdet Yıldız, İbrahim Erkan, Anderlecht Belediye Meclis Üyesi Abdurrahman Kaya, Gent Belediye Meclis Üyesi İlknur Cengiz. Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Halife Keskin, Diyanet Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Gün, Coşkun Beyazgül, İslam Temsil Kurumu Başkanı Şemsettin Uğurlu, FEDACTIO Yüksek İstişare Kurul Üyesi, Yusuf Kulaksız, BİF Başkaın Zeki Bayraktar, EYAD Başkanı Metin Edeer, Belçika İslam Kültür Merkezi Birliği Başkanı Erdoğan Çelik, UETD Brussels Başkanı Eşref Yağcıoğlu, AIMME Başkanı Esma Caner, Life System Başkanı Mustafa Özcan, Belçika Ehlibeyt Kültür Derneği Başkanı İsmail Dorbar, Belçika Süryani Federasyonu Başkanı Numan Ergen BİAF Başkanı Oğuz Gençoğlu, ANATOLIA Başkanı Abdullah Yiğit, BETİAD Başkanı Kenan Sezer, BETİAD Eski Başkanı Ahmet Tanrıkulu, Sinemacı Erkan Albay, Belçika Haber Halkla İlişkiler Müdüresi Zerrin Aydın, FEDACTIO`ya bağlı kuruluş temsilcileri, işadamları ve kalabalık davetli topluluğu katıldı.
Eeeee, şimdi burada Fedactio yöneticileri ile birlikte iftar açan, konuşmalar yapan, faaliyetler hakkında övgüler söylenen davetliler Fetö üyesi mi sayılıyorlar?
ŞİMDİ BU FOTOĞRAFLARDAN HAREKET EDEREK BURADA BULUNAN BU KADAR DEĞERLİ İNSAN FETÖCÜ OLARAK YAFTALANABLİR Mİ?