Brüksel Eğitim Müşaviri Saliha EKER, “15 Eylül 2011 tarihi itibariyle Flaman Okulu, GEMEENTELIJKE GESUBSIDIEERDE Basisschool Klavertjevier Groendreef 16- 1000 BRUSSEL adresinde Türkçe ve Türk Kültürü Derslerine Başlayacağız”dedi.
GEMEENTELIJKE GESUBSIDIEERDE Basisschool Klavertjevier (Groendreef 16- 1000 BRUSSEL) Flaman Okulu’nda, 2011-2012 Eğitim-Öğretim yılında Anadil Türkçe ve Türk Kültürü Derslerinin başlaması kararlaştırıldı. Okul Müdürü Nanda DREESEN, derslerin başlayacağını duyurmak amacıyla “Velileri Bilgilendirme Toplantısı” düzenledi. Toplantıda T.C Brüksel Başkonsolosluğu Muavin Konsolos Gamze ALGÜN ve Eğitim Müşaviri Saliha EKER’i konuşmacı olarak davet etti.
Toplantıda açılış konuşmasını yapan Okul Müdürü DREESEN, okulda 100’ün üzerinde Türk kökenli öğrencinin bulunduğunu ve bu öğrencilerin eğitimleriyle yakından ilgilendiğini söyleyerek, Türkçe derslerinin yanı sıra diğer ülke dillerinde derslerin de verilebileceğini ve çok kültürlü bir okula sahip olmaktan çok memnuniyet duyduğunu ifade etti. Toplantıya Eğitim Müşavirliği Koordinatörleri Yard.Doç.Dr. Hanife GÜVEN, Türkçe ve Türk Kültürü Öğretmeni Serpil Çiçek AYGÜN katıldı. Rehberlik ve Psikoloji Öğretmeni Gülhan YILAN da velilere çocuklarıyla olan iletişim sorunlarından bahsederek eğitimde anne ve babanın rolünü anlattı.
Trabzon Derneği Yöneticilerinden ve aynı zamanda öğrenci velisi olan Kahraman MALKOÇ’un Türkçe ve Türk Kültürü derslerinin başlamasında büyük gayret gösterdiğini ifade eden Okul Müdürü DREESEN; Kahraman MALKOÇ’a eğitime duyarlılığından dolayı teşekkür etti.
Muavin Konsolos ALGÜN, konuşmasında, Okul müdürüne anadil konusundaki hassasiyeti için teşekkür ederek, Belçika’da eğitimli çocukların sayılarının artmasını önemsediklerini ifade etti. Anadil yetersizliği nedeniyle kendilerini ifade edemeyişlerinden kaynaklanan olumsuzlukların yok olacağını, çok kültürlü ortamda büyüyen çocukların topluma uyum sağlamasının daha kolay olacağını belirtti.
Eğitim Müşaviri Saliha EKER, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği yetkilileri olarak Belçika’da bir okulda ilk kez; velilere, çocukların eğitimlerine yönelik bir seminer verildiğini ifade ederek Okul Müdürüne: “Bizim için bir ilk oldunuz, Sizi asla unutmayacağız.” dedi. Okulda görevlendirilecek Türkçe ve Türk Kültürü öğretmenlerinin okuldaki çalışmalara, çocukların eğitimlerine ve ailelerle olan iletişime çok büyük katkılarının olacağını dile getirdi. ‘Çocuklarımızın eğitimini çok önemsiyorum. Çünkü, ‘Çocuk Dünyanın Her Yerinde Çocuktur.’ Gelecek yıllarda Türk kökenli çocuklarda görülen eğitime karşı duyarsızlığın aşılacağı mutlak görülecektir.’ dedi.
Toplantıyı düzenleyen Okul Müdürüne, Okulun açılmasında büyük katkıları olan Trabzon Derneği Yöneticilerinden Kahraman MALKOÇ’a ve katılımcılara teşekkür ederek, ‘Eylül ayında çocuklarınızın Türkçe ve Türk Kültürü Derslerine katılımlarını sağlayınız. Anadilini iyi bilen çocuk eğitim hayatında da başarılı olacaktır’ dedi. EKER’in konuşmasının önemli yerleri Flamanca’ya çevrilerek toplantıda dağıtıldı.
Geachte Mevrouw Nanda DREESEN,
Geachte Mevrouw Faouzia HARİCHE,
Geachte Leerlingen en geachte ouders,
Goed onderwijs is van primordiaal belang voor de toekomst van onze gemeenschap. Eflatun heeft gezegd : “Als men wil dat de bevolking gelukkig is, moet men het meeste aandacht besteden aan het onderwijs.” We zoeken onophoudelijk naar mensen die zelfvertrouwen hebben, we leven ook in een wereld waar wetenschap en technologie heel belangrijk zijn.
Daarom is het zo belangrijk om de intelligentie en de talenten van ieder individu te helpen ontwikkelen. Tijdens de schoolcarrière is de periode van de lagere school de belangrijkste en meest kritieke periode voor onze kinderen. Opdat onze kinderen succesvol zouden zijn, is een goede samenwerking tussen de school en de ouders nodig.
Zeer geachte ouders, jullie spelen een zeer belangrijke rol in de opvoeding van uw kinderen. Opdat de scholen hun rol ten volle zouden kunnen spelen, mag men de rol van de ouders niet onderschatten.
De burgers van Turkse origine die in België aangekomen zijn meer dan 50 jaar geleden, hebben dit land omarmd als was het het hunne. Naast het aanleren van de taal van het ontvangstland, hebben ze zich alle mogelijke inspanningen getroost om zich op het sociale niveau te integreren.
Ik zou het nu even willen hebben over het belang van het onderwijzen van de moedertaal.
Een taal is iets van een persoon, dus twee personen betekent twee talen. Wanneer u probeert de taal en cultuur van uw oorsprong te behouden, harmoniseer u dan ook met de nationale waarden en cultuur van het land in kwestie. Behalve het aanleren van de taal van het land, is het ook essentieel om de verschillende culturen van de respectieve landen te kennen en te omarmen.
Heden ten dage is opgroeien in een tweetalige omgeving, het perfect beheersen van de twee talen en bovendien het assimileren van de respectievelijke culturen, een onbetwistbare troef op alle gebied. In ons systeem van economische globalisering vormen de tweetalige inwoners een bron van rijkdom zowel voor het land als voor de burgers zelf.
Ik twijfel er niet aan dat u, als ambassadeurs van de culturen in kwestie, van de verdraagzaamheid, van de interculturele vrede en dialoog tussen de landen van de Europese Unie en alle landen van de wereld, België en Turkije op de best mogelijke manier vertegenwoordigen.
Ik zou u het verschil en het belang willen uitleggen tussen de geschreven taal en de gesproken taal. Als mensen een gesprek hebben, spreekt men van de gesproken taal. De gesproken taal komt tegemoet aan onze dagelijkse behoeften, waarvan de woordenschat niet erg rijk is, maar het gaat om een natuurlijke en levendige taal. Men kan zelfs accentverschillen vaststellen binnen de gesproken taal die niet altijd de regels van de taal volgen. Het gebruik van de handen, de armen, het gezicht hebben ook een belangrijke rol in de gesproken taal.
De geschreven taal wordt gebruikt bij het schrijven. De geschreven taal geeft de cultuur en de gebruiken weer. Ze heeft een erg rijke woordenschat en het geschreven woord is onsterfelijk. De geschreven taal is de taal van de literatuur. Daarom beperken onze dagelijkse gesprekken zich niet tot het praten over koetjes en kalfjes. Vandaar wil ik ook het belang van onze projecten benadrukken. Het belangrijkste project is het volgende : “Hand in hand met mama naar de bibliotheek”. We hebben verschillende bezoeken aan bibliotheken georganiseerd in heel België. In de Vlaamse pers werd zelfs een artikel gewijd aan het project. Het is belangrijk dat de talen gesproken door onze kinderen, namelijk het Nederlands en het Turks, aan hetzelfde ritme evolueren. Daarom vraag ik u om zich met toewijding bezig te houden met de toekomst van uw kinderen en uw steun te betuigen aan de projecten die we gerealiseerd hebben in België.
De stichter van de Republiek Turkije, Mustafa Kemal Atatürk, heeft de toekomst van de volgende generaties enkel aan de leraars overgelaten. Hij richtte zich tot hen op de volgende manier :
“Een mooie toekomst wordt gebouwd op een stevige basis, een kwaliteitsvol onderwijs hangt echter af van de onderwijzers. De vijand van de samenleving is de onwetendheid en de vijand van de onwetendheid is de onderwijzer.”
Door deze woorden heeft Mustafa Kemal Atatürk het belang willen aantonen van de verantwoordelijkheid van leerkrachten overal ter wereld.
Ik zou Mevrouw Faouzia HARİCHE, Schepen van Openbaar Onderwijs en van Jeugd, in Schaarbeek en Mevrouw de directrice Nanda DREESEN willen bedanken die de inrichting van lessen Turkse taal en cultuur hebben toegelaten. Ik zou ook de onderwijzers willen bedanken alsook Mijnheer Kahraman Malkoç, verantwoordelijke van de vereniging Trabzon.
Hartelijk dank.
Sayın Flaman Okul Müdürü Nanda DREESEN,
Değerli Veliler
Toplumların ve bireylerin aydınlık bir gelecek kurmalarında şüphesiz en önemli yol eğitimden geçer. Platon; ‘Halkın yaşaması ve mutlu olması isteniyorsa, eğitim ön plana alınmalıdır.’ diyerek eğitimin önemini vurgulamıştır. Günümüz bilgi ve bilişim dünyası kişiliğini, zekâsını ve yeteneklerini de geliştirmiş, kendine güveni olan bireyler aramaktadır.
Eğitim hayatında özellikle ilköğretim dönemi, çocuklarımız için çok önemli ve kritik bir dönemdir. Çocuklarımızın bu dönemde başarılı olmaları güçlü bir okul aile işbirliğini gerektirir.
Değerli veliler, çocuklarınızın eğitiminde sizlerin rolü çok önemlidir. Okulların üstlenmiş olduğu görevleri sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmeleri adına sizlerin katkınız yadsınamaz. Çocuklarınızın derslerini yakından takip ediniz ve öğretmenleri ile sürekli iletişim içinde olunuz.
Belçika’ya 50 yıl önce gelen Ülkemiz kökenli vatandaşlarımız, bu ülkeyi vatanları olarak benimsemiş ve mahalli dili öğrenmelerinin yanında topluma sosyal açıdan uyum sağlamak için çok gayret göstermişlerdir.
Değerli Veliler, anadil eğitiminin önemine değinecek olursak;
Bir insanın konuştuğu dil, kimlik ve ait olma duygusudur. Çocuklarımız her iki dilde gelişme sağlarsa, hayata evrensel bakabilen bir kişiliğin oluşmasını ortaya çıkarır.
Bilimsel ve tutarlı bir anadil eğitimi, hem insan beyninin sağlıklı gelişmesini; hem de toplumsal uyumu ve kalıcı dostlukları güçlendirir.
Bir dil bir insan, iki dil iki insan demektir. Günümüzde iki dilli büyümek ve iki dilli akıcı konuşmak ve bu kültürleri özümsemek, bir çok alanda avantaj sağlamaktadır. Globalleşen ekonomik dünyamızda iki dilli olarak yetişenler hem kendileri için hem de bulundukları ülke için birer zenginlik kaynağı oluşturmaktadır.
İki kültürle büyüyen çocuklarımızın Avrupa ile diğer dünya toplumları arasında kültürlerarası diyaloğun, sevginin, hoşgörünün, gönüllü kültür elçileri olarak Belçika’yı ve Türkiye’ yi en iyi şekilde temsil edeceklerine tüm samimi duygularımla inanıyorum ve onlara güveniyorum.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk gelecek nesilleri sadece öğretmenlere emanet etmiş ve eğitimcilere şu sözlerle seslenmiştir:
Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır.
Toplumun düşmanı cehalet, cehaletin düşmanı öğretmendir.
Sözleriyle tüm dünyadaki öğretmenlere, öğretim görevlilerine ve biz eğitimcilere büyük sorumluluk yüklemiştir.
Bu sorumlulukla başlattığımız projelerden biri de ‘Anne Çocuk El Ele Haydi Kütüphaneye’ projemizdir. Bu çerçevede Lommel Kütüphanesine Anvers Başkonsolosumuz Sayın Deniz ÇAKAR ve velilerimizle birlikte bir ziyaret düzenlendi ve bu ziyaret Flaman basınında da yer aldı. Bu bizleri çok mutlu etti ve sizlerle paylaşmak istedim. Ocuklarınıza Okuma alışkanlığı edindirebilmek için Kütüphanelere birlikte gidin. Hepinize çok teşekkür ediyorum.