UID BELÇİKA Türkler’in Belçika’ya gelişinin 60. Yılı kapsamında organize ettiği etkinliklere bir yenisini daha ekledi.
UID Belçika Anvers Genel Merkez toplantı salonunda organize edilen etkinliğe UID üyelerinin yanında sivil toplum örgütü temsilcileri, iş adamları ve konuya ilgi duyan vatandaşlar katıldılar.
Türkiye’den konuşmacı olarak Belçika’ya davet edilen Doç. Dr. Ali Faruk Yaylacı ve Doç. Dr. Filiz Göktuna Yaylacı’nın göç’ün nedenleri, önyargılar, yabancı düşmanlığı, medya, siyaset gibi olguların kökeni farklı toplumlardan oluşan ortak yaşamda yarattığı olumsuz etkilere değindiler.
UID Belçika Başkanı Enis Çimen kısa bir hoş geldiniz konuşması yaparak katılımcılara teşekkür etti. Başkan Çimen Türkler’in Belçika’ya gelişinin 60. Yılı münasebeti ile başlattıkları etkinlikleri farklı alanlarda sürdüreceklerini ifade etti. Başkan Çimen artık bu ülkede kalıcı olduklarını ve dünden bugüne yaşanan olumlu, olumsuz her konuyu ele alarak önyargısız, tartışmasız, daha sağlıklı bir ortak yaşama katkı sunmaya çalışacaklarını belirtti.
Göç 1964 başlığı altında organize edilen konferansa Türkiye Cumhuriyeti Anvers Başkonsolosu Batu Kesmen’de katıldı. Başkonsolos Kesmen konferansta hem görev süresince yaptığı gözlemleri ve hemde bir yaşam alanından diğer yaşam alanına taşınan canlıların karşılaştıkları durumlardan bahsetti.
Başkonsolos Kesmen zamanında annesinin Afrika menekşesi merakını örnek bir metafor olarak paylaştı. Başkonsolos Kesmen konuşmasında; ‘Annem menekşeleri çok sever. Menekşe çiçeği bakımı fazlasıyla özen isteyen bir bitkidir. Çok nazlı, narin yapılı bir çiçektir. Pembe, mor, mavi, lacivert, beyaz ve alacalı renkleriyle bir hayli sevilen çiçektir. Bakımı doğru yapıldığı takdirde çiçekleri daha çok açar ve çoğalır. Bir başka bölgeden getirdiğiniz bir dal menekşe önce itina ile bir cam bardağın içinde köklendirilir, sonra bir saksıya yerleştirilir. Uzun ömürlü ve yıl boyu çiçek açan bitki olan menekşenin yerini sevmesi durumunda ise daha verimli olabiliyor. Bizler göç olgusunu kısa dönem ve sonuç boyutunda ele alıyoruz. Aslında daha uzun süreli bir bakış gerekiyor. Göç konusu ele alınırken üzerinde en çok durulan konu entegrasyon oluyor. Bu konuda biz ne anlıyoruz, karşımızdakiler ne anlıyor, bu çok önemli. Belçika’da Türkler 60 yıl önce neredeydi, şimdi nerede, buna bakılmalı’’ diyerek görüşlerini paylaştı.
Doç. Dr. Ali Faruk Yaylacı ‘’GÖÇ 1964’’ başlığı altında organize edilen konferansta göçler çağında dünyada ve Türkiye'de uyum ve gelecek konusunu eğitim bağlamında değerlendirdi. Eğitim sistemlerinin göçler sonucunda ortaya çıkan çeşitliliğe cevap vermek üzere dönüşmesinin önemini vurguladı. Türkiye'nin sığınmacıların eğitimiyle ilgili çalışmalarının ve Avrupa'daki Türklerin deneyimlerinin bu bağlamda birlikte değerlendirilmesinin önemini ele aldı.
Doç. Dr. Ali Faruk Yaylacı 2005 – 2010 yılları arasında Belçika’da Türkçe ve Türk Kültürü Dersi Öğretmeni olarak görev yapan ve daha sonra akademik çalışmalarını sürdüren Ali Faruk Yaylacı, Dumlupınar Üniversitesi'nde Yardımcı Doçent olarak görev yapmaktadır. Doç. Dr. Yaylacı Türkiye'deki sığınmacı, mülteci ve göçmenlerle ilgili çalışmalarıyla yakından tanınmaktadır.
Doç. Dr. Filiz Göktuna Yaylacı ise sunumunda göçler çağında karşılıklı uyumun inşa edilmesinde medyanın işlevlerini ve önemini değerlendirdi. Göçmen ve sığınmacıların medyadaki temsillerinin önyargılar ve yabancı düşmanlığına kaynaklık edebildiğini vurguladı. Türkiye ve Avrupa'da medyada göçmenlerin temsiliyle ilgili araştırmalarının bulgularını paylaştı. Karşılıklı uyumun inşa edilebilmesi için medyanın sorumlu davranmasının gerekliliğini vurguladı.
Doç. Dr. Filiz Göktuna Yaylacı, Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünde görev yapan bir akademisyendir.
Doç. Dr. Filiz Göktuna Yaylacı, Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde İletişim Tasarımı ve Yönetimi alanında doktorasını tamamlamıştır. Araştırma alanları arasında ise göç, mültecilik, medya, eğitim, kültür, insan hakları, sosyal politika, sivil toplum konularında çalışmaları bulunmaktadır.
