Belçika’da en medyatik Türk kökenli siyasetçi olarak bilinen Selahattin Koçak Gundem Haber okurları için Baş Editör Hüseyin Dönmez’in sorularını yanıtladı.
Bu özel reportajı okurlarımızla paylaşıyoruz.
Dönmez: Siz SP.a partisinin en güçlü ismi olarak biliniyordunuz. Şimdi ise yerel seçim öncesi tam bir travma yaşadınız. Partiniz ile neden ters düştünüz?
Koçak: Tam 17 yıl süresince SP.a saflarında mücadele ettim. 2 dönem süresince Beringen belediyesinde encümen olarak görev yaptım. Girdiğim seçimlerde oylarımı hep artırarak çıktım. Bu konuda mütevazi olmak istemiyorum. Ulusal seçimlerde hem Flamanlar’dan her Türk kökenli vatandaşlarımızdan oy alarak rekor kırdım. Biz siyasette geleceğinizi başarınız ve halkın desteği belirler diye biliyorduk. Ancak yanılmışız. Siyasette aşamayacağınız ve halkın tercihi ile alay eden başka dinamiklerin olduğunu gördüm.
Girdiğim son genel seçimlerde 44 bin tercih oyu almıştım. Elbette bu oyun karşılığının verilmesi için görüşmelerde bulundum. Gelişmeler ışığında partinin tercihlerinin adil olmadığını gördüm ve bu durumu kamuoyuna anlatmaya çalıştım. Bundan rahatsız oldular. Örneğin SP.a partisi Brüksel’e 2 Arap kökenli milletvekili gönderdi. Bu bölgede 40 bin Türk kökenli insan yaşıyor ve bunların büyük bir çoğunluğu SP.a’ya oy atıyor. SP.a ise Brüksel’e Chokri Mahassine ve Meryem Kitir gibi 2 Arap kökenli vatandaşı gönderdi. Aldıkları tercih oyları ise bizlerin getirdiği oyların çok gerisinde. Limburg bölgesinde ise sadece 9 bin Arap kökenli vatandaş yaşıyor.
Ben yıllarca seçmenlerimin sorularına karşılık bu durumu açıklamaya çalışmanın zorluğunu yaşadım. Genel seçimler sonrası ortaya çıkan durumun adil olmadığını yüksek sesle söylemeye başlayınca birilerini rahatsız ettim. Bu durumu sorgulamaya başlayınca benden kurtulma yoluna gittiler. Bugün gelinen sonucun önemli nedenlerinden biri bu.
Dönmez: Ulusal düzeyde beklentilerinizin karşılanmadığını sürekli dile getiriyorsunuz, ancak SP.a partisinin Beringen teşkilatı ile de işler ters gitti. Burada neler yaşadınız?
Koçak: Bunu anlamak çok zor değil. Basın tarafından neden listeye konulmadığım sorulduğunda listeye konulmama sebebi olarak basında bazı negatif haberleri gerekçe gösterdiler. Halbuki göçmen kökenli bir siyasetçi olarak Belçika’da medyada en çok yer alan kişilerden biriyim. Basında sürekli negatif haberlerle yer bulan bir siyasetçi, 44 bin tercih oyu alarak rekor kırabilir mi? Bu ne saçma bir açıklama. Akıl alacak iş değil. Bir parti kendisini bu kadar gülünç duruma düşürebilir mi?
Beringen’de parti içinde farklı sorunlar yaşadık. Ahmet Koç bunlardan biri. Beni basında negatif haberlerle yer aldı diye suçluyorlar, ancak basında asıl negatif haberlerle yer bulan Ahmet Koç’u ödüllendiriyorlar. Neden acaba?
Beringen belediye meclis üyesi Zeynep Çakır’da listeye alınmadı. Zeynep ne suç işledi, nerede hata yaptı, neden listeye alınmadı? Zeynep basında hangi negatif haberle yer aldı? Peki bu soruları kim cevaplayacak?
SP.a Beringen’de bu olumsuzlukların baş mimarı parti başkanı Freddy Pirens’tir. Pirens bana sürekli Heusden-Zolder’e git, orayı örgütle diyordu. Orada sana ihtiyacımız var diyordu. Şimdi bu isteğin ne anlama geldiğini daha iyi anlıyorum. Meğerse parti başkanı Pirens kendi önünün açılması için bizi kendisine engel olarak görüyormuş.
Ayrıca Pirens ve Ahmet Koç’un çok iyi dost oldukları biliniyor. Her şey Beringen halkının gözü önünde cereyan etti. Zannediyorum halkımız bu durumu yaratanlara gereken dersi verecektir.
Dönmez: Peki yeni parti olarak neden Open-VLD partisini tercih ettininiz?
Koçak: Ben aslında siyaseti bırakmayı düşünüyordum. Yoruldum artık. Hayatım hep insanların sorunlarına çözüm aramakla geçti. Nihayetinde insansınız, hatalarınızda olabiliyor. Siyaset stresi çok yüksek bir iş. Hayal kırıklıkları oluyor, tartışmalar yaşıyorsunuz, ummadığınız ihanetler olabiliyor, yüzünüze başka arkanızdan başka konuşanlar oluyor, sürekli alert durumda olmanız gerekiyor. Siyaset zor iş, bundan dolayı yakınlarıma artık yoruldum dediğim oluyordu. Bu süreçte beni yakından tanıyanların yoğun istek ve baskısı oldu. Siyaseti bu aşamada bırakmamın aslına vatandaşı cezalandırmak olacağını ve buna hakkımın olmadığını söylediler. STK temsilcileri, toplumda sözü dinlenen kanaat önderleri, beni yakından tanıyan ve hizmetlerimizi takdir eden vatandaşlarımızın siyasete devam etmemiz yönünde yoğun talebi oldu.
Bu doğrultuda Open-VLD partisinden gelen teklifi değerlendirdim. Başta Open-VLD partisinin 2 değerli temsilcisi Patrick Dewael ve Marino Keulen ile görüşmelerim oldu. Kendileri bana şayet Open-VLD saflarında siyaset yaparsam partilerine büyük bir katkı yapabileceğimi söylediler. Örneğin göçmenler ve çok kültürlü ortak yaşamı güçlendirme adına özellikle parti içi eğitim projelerinde katkılarımın önemli olacağını söylediler. Patrick Dewael benim Open-VLD saflarında olmamın bir Win-Win durumu yaratacağını ve Flaman bölgesinde yaşayan çok kültürlü toplum için faydalı bir artı değer yaratacağını belirtti. Open-VLD saflarına geçmem bu görüşler doğrultusunda olmuştur.
Dönmez:Peki bu seçimlerde Beringen’de size oy verebilecek durumda olan vatandaşlara ne tür mesajınız olacak?
Koçak: Beringen’de önümüzdeki dönemde başta sosyal projeler olmak üzere belediyenin personel politikasının yeniden masaya yatırılması gerekiyor. İşsizliğin azaltılması ve belediyenin istihdam konusunda uyguladığı politikada toplumun farklı dilimlerine yönelik uyguladığı politikayı gözden geçirip adil bir sistem kurmalıyız. Artık bizim çocuklarımızda belediye bünyesinde nüfusları oranında yer almak zorunda.
Beringen’de ciddi sosyal projelere ihtiyaç var. Güvenlik konusu alarm veriyor. Hırsızlıklar arttı. Bunların nedenlerini uzmanlar, STK yöneticileri ile birlikle tartışarak birlikte çözüm yolları arayacağız. İnsanlar yaşadıkları semtte huzur içersinde olmalı. Beringen’de bu yönde ciddi sıkıntılar var. Bu hassas bir konu. İnsanları popülist bir yaklaşımla, kışkırtarak yaklaşmak çok tehlikeli ve istenmeyen sonuçlara da sebep olabilir. Bu konular çok ciddi ele alınıp kalıcı, uzun vadeli çözümler üretmeliyiz.
Her toplumun kendine göre inancı var. Belçika’da dini inançlar ve pratikler kanun çerçevesinde güvence altına alınmıştır. İslam dini Belçika’da resmi din olarak tanınmıştır. Ancak Beringen’de son Kurban bayramında yaşananlar Müslümanları çok üzdü. Beringen’de Kurban Kesimi konusunda ortaya konan yaklaşım affedilir gibi değil. Bu konuda yetkili olan encümen yine bir SP.a’lı Maurice Webers’di. Belediye Başkanı Marcel Mondelaers, encümen Maurice Webers ve Ahmet Koç Kurban Kesimi konusunda vatandaşlar neden mağdur edildi, hesabını vermek zorundadırlar.
Dönmez: Open-VLD olarak seçimlerde nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Koçak:Yaşadıklarımı tüm detayları ile sizinle paylaştım. Ben bir siyasetçi olarak yaşadıklarımı dürüst bir şekilde ortaya koyuyorum. Bir siyasi partinin göçmen kökenli üyelerine garson muamelesi yapmasını içime sindiremiyorum. Siyasette dürüstlük istiyorum. Halkı bugün kandıranlar yarın hesap vermekte zorlanacaklardır. Beringen’de yaşananları halkımız yakından takip ediyor.
Bu seçimlerde yeni üyesi olduğum partinin değerli adayları ile birlikte bütün gücümle projelerimizi ortaya koyacağım. Open-VLD olarak Beringen’de en iyi sonucu almaya çalışacağız. Beringen’de Open-VLD’nin sesi bundan böyle daha güçlü çıkacak. Listemizde bir diğer arkadaşım Öcal Acer ile birlikte listede yer alıyoruz.
Benimle ilgili kararı bugüne kadar beni ayakta tutan seçmenlerim verecek. Onların vereceği karara karşı boynum kıldan incedir.