30 Mart 2007 Cuma gününü, Cumartesi gününe bağlayan gece Rebiulevvel ayının 12. Gecesi olup Mevlid Gecesi'dir. İnsanlığa hem dünyasını hem de ahiretini anlatmak, onlara kılavuzluk ve mihmandarlık yaparak yollarını aydınlatmak üzere bir şahit, müjdeleyici, uyarıcı ve ışıklar saçan bir kandil olarak seçilmiş ve vazifelendirilmiş olan sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) efendimizin dünyaya teşriflerinin, 1436'ncı yıl dönümünü idrak etmenin sevincini, huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz.
İnsanlığın dirilişinde, karanlıktan aydınlığa çıkışında ve katılaşmış kalplerin yumuşamasında çok önemli bir yere sahip olan, böyle şerefli ve mübarek bir gün vesilesiyle bütün müslümanları tebrik ediyor, kalplerindeki mevcut Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimizin sevgisinin daha da çoğalmasını, Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimizin sevgisinin bütün gönüllere sirayet etmesini ve kök salmasını Yüce ALLAH'tan niyaz ediyorum.
Yüce Rabbimizin lütuf ve keremi ile pek şerefli ve mübarek olan bu geceyi idrak etmiş bulunuyoruz. Kudsiyetiyle gönüllerimize feyiz ve bereket bahşeden Mevlid kandilini tekrar idrak etmenin sevinç ve mutluluğunu yaşamaktayız. Yüce Rabbimize sonsuz şükürler ve hamd ü senalar olsun. Mevlid Kandili Müslümanların, sınırsız af ve merhamet sahibi olan Yüce ALLAH'a sığınarak günahlardan arındıkları, ilahi lütuf ve bereketlere eriştikleri müstesna zaman dilimlerinden birisidir.
Mevlid Gecesi, bütün İslâm âleminin mukaddes kabul edip ihya ettiği en mübarek gecelerden biridir. Yüce Yaratıcının insanlığa gönderdiği en son rahmet elçisi, İlahi vahyin son ve tamamlayıcı halkası Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) efendimizin ALLAH'tan getirdiği ilahi daveti, sünnetini ve örnek ahlakını anlamak, O'na duyulan derin sevgiyi gönüllerden sözlere ve toplumsal bilince aktarmak amacıyla asırlardır Müslümanlar O'nun dünyaya gelişini Mevlid Kandili olarak kutlamaktadır.
Mevlid kutlanması bir bid'at-i seyyie değildir
Bazı bozuk fırkalar ve onların mensupları Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin doğum yıldönümünün kutlanmasını kötü bir bid'at olarak görüyor ve bu kutlamayı yapanları kınıyor. Bu kötüleme ve kınamalar yersizdir. Süyûtî, İbn-i Hacer el-Askalanî ve İbn-i Hacer el-Heytemî gibi büyük din âlimleri ve daha nice ulema ve fukaha, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin doğumunun kutlanmasını güzel bir yenilik olarak görmüşler ve tahsin etmişlerdir.
Mevlid kelimesi, "doğum, doğum yeri ve doğum vakti" gibi anlamlara gelir. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) efendimizin doğumunu anlatmak için kullanılan "mevlîd-i nebî" Türkçemiz'de kısaca mevlid kandili olarak anılır. Mevlid törenleri İslâm dünyasında yaygınlık kazanarak günümüze kadar devam etmiştir. Esasen Resûlullah (S.A.V.) efendimizin doğum yıldönümünü kutlama maksadıyla başlayan mevlid töreni giderek, Kadir, Mîrac, Regaib ve Berat gecelerinde veya sünnet, evlenme, ölüm, deprem gibi önemli olaylar vesilesiyle yapılmaya başlanmış ve toplumsal geleneğimizde yer alan önemli bir dinî-kültürel öğe olmuştur.
Kaynak: Mehmet Talü