1964 yılında Türkiyemiz ile Belçika arasında karşılıklı olarak imzalanan ‘‘İş Gücü Anlaşması’’sonucu Belçikaya yaşanan Göç’ün 50.yılı kutlanıyor.
Bu tarihsel ve anlamlı yılda ilk göçmenlerden bir işçi çocuğu olan Flaman bölge milletvekili Veli Yüksel yazdığı ‘‘Nergens beter dan thuis’’, yani ‘‘Ev gibisi yok” isimli kitabının tanıtımını 22 Nisan 2014- Saat 17’de Flaman Bölge Parlamentosu’nda düzenlenen bir törenle tanıttı. Flaman bölge milletvekili Veli Yüksel tanıtımda Etienne Vermeersch ve Dyab Abou Jahjah ile birlikte Belçika’ya Türk ve Fasgöçünün 50. nci yılında çok kültürlülük ve uyumdaki gelinen nokta hakkında Kitabın yayın evinden Wim De Bock’un moderatörlüğünde bir söyleşi gerçekleştirildi.
Kitabın tanıtım törenine Büyükelçilik müsteşarı Oya Yazar Turan, Anvers Başkonsolosu Mustafa Kemalettin Eruygur, Türk Dernekler Birliği Başkanı Hikmet Çakır ile Türk Dernekler Birliği müdürü Selamet Belkıran katıldılar.
Türklerin Belçika’ya gelişinin 50.nci yıldönümü ülke genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Sivil toplum kuruluşları, federasyonlar ve derneklerin yoğun katılımı ile devam eden kutlamalar; ödül törenleri, konserler, belgeseller ve fotoğraf sergileri aynı zamanda tarihsel bir arşiv niteliğinde. Bunun yanısıra 25 mayısta yapılacak olan bölge ve federal seçimlerine bir de bahar eklenince, ülkede eğlencesi bol karnaval havası esiyor. Diğer taraftan her hafta bir etkinliğin düzenlendiği Belçika’da yayınlanan bir kitap, yabancıların gözü ile Belçikalıları, Belçikalıların gözünde yabancıların yarım asırlık göç serüvenine eleştirisel bir ayna tutuyor.
İNSANIN DOĞDUĞU YER DEĞİL, DOYDUĞU YER EVİ OLUR.
Belçika’nın Flaman Bölgesi Gent milletvekili ve Federal Parlemento adayı Veli Yüksel’in uzun uğraşılar sonucu kaleme aldığı “Nergens beter dan thuis” (Ev gibisi yok)ise, bir anlamda yarım asırın bir özeleştirisi niteliğinde. Başta 1989 yılında Belçika Kralı tarafından atanan dönemin ilk Yabancılar Komisieri Paula D’ondt olmak üzere, 1964 yılında ülkeye ilk gelen Türk ve Faslılara destek olan efsane isim Maurice Marechal, filozof Etienne Vermeersch gibi 10 isimle yaptığı söyleşileri kendi yaşam hikayesi ile harmanlayan Yüksel, “insanın doğduğu yer değil,doyduğu ve yaşadığı yer evi olur. 50 yıl önce büyüklerimiz bu ülkeye gelmişler. Bu ülke bizim ülkemiz. Dolayısıyla bizim kendimizi burada evimizde gibi hissetmemiz gerekiyor. Ama maalesef 50 yıl sonra bir çok alanda hala yabancılar olarak silik bir pozisyonumuz var. Sporda, kültürde, sanatta, ekonomide Türk toplumu olarak ağırlıklı bir yapımız yok” şeklinde konuştu.
Yarım asırlık göçün sonrasında Türk toplumu ve diğer yabancı toplumlar olarak tam anlamıyla Belçika’da yerimizi alamadığımızı vurgulayan Veli Yüksel şöyle konuştu:” Tam olarak Belçika’da uyum da sağlayamadık. Biz kendimizi hala bir çok yerde yabancı olarak görüyoruz. Halbuki biz bu ülkenin vatandaşıyız. Bunun en önemli nedeni ise yabancılara yönelik hiçbir etkin yabancılar politikası üretilmedi.’Bu yabancılar burada bir süre çalışıp, tekrar geri dönecekler’ diye düşünüldü. Bu tarihi bir hataydı. Bu bizim için büyük bir kambur oldu ve bugün de b u kamburun sancılarını Türk toplumu olarak yaşıyoruz.”