Belçika'nın Anvers şehrinde bu yıl Expo Turkey 2008 logosuyla 2.si organize edilen fuara katılan kurumlar ve firmalar arasında bulunan Sabah gazetesi Avrupa Genel Yayın Yönetmeni Mithat Karaalioğlu fuarın açılış gününde ve ayrıca Sabah Gazetesi Belçika muhabiri Fikret Aydemir'in Moderatörlüğünü yaptığı 'Avrupa'da Türk Medyası' forumunda yağtığı konuşmalarda ilginç noktalara değidi.
Sabah Gazetesi Avrupa Genel Yayın Yönetmeni Mithat Karaalioğlu'nun konuşmalarından bazı kesitler:
-Belçika'da bu yıl 2. si düzenlenen bu fuara sponser olarak katkı veriyoruz. Bu tip fuarların sosyal boyutlarının yaratacağı artı değerin farkındayız.
-Avrupa'da zaman içersinde çok önemli bir güç haline geldik. Ancak yaşanan evrimi iyi görmek ve ada nitelikli, kaliteli bir seviyeye ulaşmalıyız. Bu açıdan gelecekte girişimci sayımız da bir artışın olmayacağını, fakat nitelik ve kelitenin artacağını düşünüyorum.
-Ürettiğiniz bir malın kalitesinin artmasını sağlamak için elbette Ar-Ge çalışmaları çok önemli. Bunun yanında malınızın tüketici ile buluşmasını sağlamanız gerekiyor. Bu açıdan insanların sizin markanızı, tanıması benimsemesi gerekiyor.
-Almanya İçişleri bakanlığı yapan Otto Schily yurt dışında görev icra eden Alman askerlerine yönelik yaptığı bir ziyarette "Almanya'da en çok neyi özlediniz? Diye bir soru yöneltiyor. Arkasından oldukça şaşırtıcı bir cevap alıyor. Asker "Almanya'da en çok 'Döner-Kebab'ı özledim deyince herkesde bir şaşkınlık yaşanıyor. Buradan alınacak ders, bir ülkede yarattığınız sektörün önemi, kalıcılığı, benimsenmesidir. İşte Avrupa'da kendi insanımızın girişimi sonucu yaratılan bu ortamın daha nitelikli ve kaliteli bir seviyede devam ettirilmesi gerekiyor.
Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mithat Karaalioğlu 'Avrupa'da Türk Medyası' adlı forumda yaptığı konuşmalarda ise şu noktalara değindi.
-Sabah Gazetesi orta sınıfın sesi olmaya çalışmaktadır.
-Avrupa'da yayınlanan gazetemizde haber yoğunluğu olarak yüzde 20'isini Avrupa'da yaşayan insanlarımızın sorunlarına ayırıyoruz.
-Sabah Gazetesi olarak en çok denge kurmakta zorlanıyoruz. Avrupa'da yaşayan insanlarımza yönelik oluşturmaya çalıştığımız yayın politikamızda belirsiz bir kitleye yönelik gazetecilik yapmaya çalışmamızdan dolayı zorluk çekiyoruz.
-Avrupa'da bir çeşit uyum sürecinin yansımasını yaşıyoruz. Bu süreçte tanımlanamayan, çözülemeyen bir çok nokta var. Bu nedenle sorunlara endeksli bir yayın politikasını doğru bulmuyoruz. Çünkü sürekli çözülemeyen sorunlarda bahsettiğinizde toplumda bir umutsuzluk, mutsuzluk duygusu yaratmanız sözkonusu. Bu konuda gazete bünyesinde sürekli istişarelerde bulunarak sorunları ölçülü bir şekilde yansıtmanı yollarını bulmaya çalışıyoruz.
-Gaztecilik kolay bir iş değildir. Haberi bulmak, işlemek ve vatandaşlarımıza ulaştırmak özel bir yenek gerektiriyor.. Avrupa'da gazetecilik yapanlarda sadece iyi derecede Türkçe bilmek yeterli değildir. Örneğin Almanya'da gazetecilik yapan bir elemenın bilgiyi bulması ve sunması için her iki dilide gayet iyi bilmesi gerekiyor.