Hızır Orucu
Her inançta olduğu gibi Alevi-Bektaşi inancında da bazı kutsal günleri, ibadetler vardır. Gerçi Alevilikte ibadetin yeri, şekli, zamanı, mekanı yoktur. Alevilikte esas olan her zaman kamili (olgun) insan olmaya çalışmak, kendine reva gördüğünü başkasına reva görmemektir.. Alevilikte kutsal günlerinden birisi her yıl 13-14-15 Şubat tarihleri arasında tutulan Hızır orucudur..
Efsanevi bir kişiliğe sahip Hızır Peygamber hakkında başka toplumlar arasında olduğu gibi Aleviler arasında da birçok söylenti bulunmaktadır. Hızır Peygamber'in zor durumda olan kişilerin yardımına yetiştiğine inanılır. Alevilikte bunu anlatan "Yetiş Ya Bozatlı Hızır" gibi sözler sıkça kullanılır. Alevi Ozanlarının deyişlerinde de Hızır önemli yer tutar.
Pir Sultan Abdal'ın bir deyişinde Hızır Peygamber şöyle anılır:
Allah Allah desem kalksam yürüsem
Acep şu dağları aşamam m'ola
Boz atlı Hızır'ı yoldaş eylesem
Varıp efendime düşemem m'ola
Yine İnanışa göre Hızır Peygamber'in yoksul, yetim veya esir şeklinde evleri üç gün peşpeşe ziyaret ettiğine inanılır. Bu amaçla isteyen Aleviler her yılın 13-14-15 Şubat tarihleri arasında 3 gün Hızır Orucu tutarlar. Bununla birlikte Alevi inancında, eline, diline, beline, aşına, işine, yoldaşına, sahip çıkmak en büyük oruçtur.. Cümle canlar, zorda, darda kalana, Bozatlı Hızır'a yoldaş ola.
Muharrem Orucu ve Aşure günü
Yine isteyen Alevi-Bektaşiler hicri takvimin 1.inci ayında, 1-10 Muharrem tarihleri arasında (kurban bayramında 20 gün sonra) Kerbela şehitleri anısına 10-12 gün oruç tutarlar. Tarihte başka inançlarda da kutsal sayılıp tutulan bu orucu Alevilerce esas olarak 10 Muharrem 61 Hicri (10 Ekim 680) günü Emevi Halifesi Yezid'in emriyle Hz. Muhammed'in torunu ve Hz.Ali'nin oğlu İmam Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesi dolayısıyla tutarlar.
Tarihe Kerbela Olayı olarak geçen bu olay;
Muaviye tarafından veliaht tayin edilen Yezid, babasının ölümünden sonra ilk iş olarak özellikle Hz. Hüseyin'in muhakkak kendisine biat etmesini, reddederse öldürülmesini emir veriri. Hz. Hüseyin'in Yezid'e biat etmeyeceğini bildiri.. Küfe (şehri) halkı Hz. Hüseyini Kûfe'ye davet edip, kendisini halife olarak tanıyacaklarını bildirdiler. Bu davetin ve Kerbela olayının sosyal ekonomik boyutları da vardır. Yoksul halk genel olarak Yezid'in yönetiminden memnun değil ve ona karşı bir ayaklanma içindedirler. Hz. Hüseyin'in Küfye doğru yola çıktığını haber alan Yezit, Kerbela Çölünde, İmam Hüseyin'le 73 kişi, ayrıca kadın ve çocuklardan oluşan Kervanın önünü, büyük bir orduyla keser. 1-10 Muharrem günleri onları aç susuz bıraktıktan sonra, nihayet 10 Ekim 680 (Hicri 10 Muharrem 61) günü, Hz. Hüseyin, Yezid'in ordusuna karşı anlamlı bir konuşma yapar, Fakat karşılığı ya biat ya ölüm olur.. Çok dengesiz bir şekilde başlayan savaşta Hz. Hüseyin'le birlikte olan 72 kişi teker teker savaş meydanına çıkıp dövüşerek şehit olur.. En son kalan Hz. Hüseyin'le bir türlü baş edemezler Yezid'in ordusu, sonunda Şimr'in emriyle her yandan hücum edilerek Hz. Hüseyin oklanarak şehit edilir. İmam Hüseyin Aleviler için bir direniş abidesidir. Bu çirkin savaşın en küçük kurbanı ise, daha altı aylık bir bebek olan Hz. Hüseyin'in oğlu Ali Asgar'dı. Kadınlarla birlikte, İmam Hüseyin'in hasta olan küçük oğlu İmam Zeynel Abidin bu katliamdan kurtulur.
Aleviler, bu acı olayı Oniki İmamlar ile de bütünleştirerek, 1 Muharrem'den başlamak üzere oniki gün oruç tutarlar. Buna Matem Orucu da denilmektedir. Oruç süresince su içilmeden sulu içeceklerle yetinilmesi, hayvan kesilmemesi, düğün, eğlence yapılmaması vb. gibi uygulamalar İmam Hüseyin'in matemini simgelemektedir. Yine oruç günlerinin akşamlarında Dedelerce Kerbela Olayını konu alan Fuzuli'nin "Saadete Ermişlerin Bahçesi" gibi kitaplar okunur, Alevi ozanlarının Kerbela Olayı'nı konu alan deyişler "mersiyeler" okunur.
Pir Sultan Abdal'ım ellerim bağlı
Yezidin elinden ciğerim dağlı
Muhammed torunu Ali'nin oğlu
Su içmeyip şehid olan Hüseyin
Bu orucun sonunda Aşure günü yapılır. O gün pişirilen ve en az 12 değişik malzemeden oluşan, (Kerbelada yenilen son yemek) Aşure tatlısı da İmam Hüseyin'in oğlu İmam Zeynel Abidin'in Kerbela'da kurtulması ve Hz. Ali soyunun ondan sürmesinden duyulan memnuniyeti ifade etmektedir. Etli pilav ve Aşure'nin topluma dağıtılması orucun bitiminde yani onikinci günü akşamı veya onüçüncü gün yapılmaktadır. Bu nedenle bugüne Aşure Günü de denilmektedir. Aşure ve Aşure Günü başka olaylarla da simgeleştirilir, fakat esas anlamı: acı tatlı yarin yanağından gayrı her şeyi paylaşmayı simgeler..
Kaynak:Feramuz Acar/Danimarka Alevi Birliği Federasyonu