Belçika'nın Charleroi şehrinde yapılan 'Holdingzedeler' toplantısının yansımaları devam ediyor.
Kendiside bir Holdingzede olan Mustafa Avcu artık devletimizin kendilerini aldatanlara yönelik hiçbir girişimde bulunmayarak binlerce insanın mağduriyetine göz yummasına isyan ettiklerini belirterek bilhassa Başbakan Tayyyip Erdoğan'ın 16 Ekim 2003 yılında Brüksel'de söylediği 'Holdinglere para yatırırken bana mı sordunuz? Sözüyle bu işin üzerine bir nevi sünger çekildiğini söyledi.
Belçika'da 'Yeşil Sermaye' adıyla anılan sisteme para kaptıran ve bir şekilde dolandırılan insanlarımızdan biri olan Mustafa Avcu Charleroi toplantısı ve holdinzedelerin son durumu hakkında şu açıklamaları yaptı:
Başbakan Tayyip Erdoğan 'bana mı sordunuz' dedi..
Aslında Başbakanımız Tayip Erdoğan 16 ekim 2003 tarihinde Brüksel'de bulunan Büyükelçilik toplantı salonunda bulunan 400 kişinin huzurunda kendisinden bizlere yardımcı olmalarını talep ettiğimde "Nema alırken iyiydi. Paraları verirken bana mı sordunuz? diyerek, bu meselenin üstüne sünger çekmiştir.. Başbakan benzer sözleri 2003 yılında Berlin'de yapılan toplantılarda da tekrarlamıştır.
Bizi 'Allah, Kitap, Kur'an' sözleri ile aldattılar.
Türkiye'de zamanın iktidar ortağı Erbakan'ın da desteği ile oluşan ve yeşil sermaye olarak adlandırılan grupların, Avrupa'da birçok cami ve dini motifli derneklerde bulunan vatandaşlarımızdan 'Allah, Kitap, Kur'an' nutukları ile insanları birebir ikna ederek ve birçok dernek baçkan ve yöneticilerinin de verdiği garantiler sonucu yönlendirerek paralarını aldılar.
Zamanla dolandırıldığımız ortaya çıktı. Paralarımızı alanlar bir şekilde ihya oldular. Bu paraları zimmetine geçirenler hukuki kılıfları da hazırladılar. Uydurma takip davalarından bir sonuç çıkmadı.
Bizi aldatanlar iktidarda
Elbette aldatılmış, dolandırılmış insanlar olarak paramızın peşine düştük. Örneğin ben İndüstri Holding'e 75 bin avro para kaptırdım. Avukatlar tuttum. Gazetecilerden yardım istedim. Aylarca yapılan araştırmalar sonucu AKP partisinde bakanlık yapan Ali Coşkun, Beşir Atalay, Cemil Çiçek gibi bakanların, Hasan Angı(AKP Konya Milletvekili), Endüstri Holding'in ilk başkanı Mustafa Ertekin'in avukatı Atilla Kurt(CHP Konya Milletvekili) ve bizzat Başbakan Tayip Erdoğan'ın bu paralardan dolaylı veya direkt nemalandığını gördük. AKP kurulduğu zaman yapılan pahalı kampanyaların en büyük desteği bizim Endüstri Holding'e kaptırdığımız paralar oldu.
Avukatlarımızın derinlemesine yaptığı araştırmalarda 42 milyar dolar civarında bir paranın holdingler vasıtası ile 'Yeşil Sermaye' sistemi ve zamanın iktidar desteği ile iç edildiği artık bir gerçek. Bu sistemin içersinde bugünkü iktidarda olan bir çok bakan ve milletvekilide var.
Sonuna kadar gideceğiz..
Avrupa'da birçok dava açtık. İsviçre Savcısı 3 bin belge topladı. Bu belgelerin içersinde henüz basına yansımayan, fakat oldukça çarpıcı gerçekler var. Bizim elimizde ise henüz yayınlamadığımız belgeler bulunuyor. Zamanı gelince basına gerekli açıklamaları yapacağız.
Tüm Avrupa'da geniş katılımlı bir dava süreci başlattık. Başta bizleri adeta dolandırıcıların kucağına iten hükümetlerden hesap soracağız.
Bizi dolandıranlarda hesap sorması gerekirken, hırsızlara sahip çıkanlardan hesap soracağız.
Charleroi toplantısı çok önemli.
Charleroi'da yaptığımız toplantı bugüne kadar yapılanları geniş bir şekilde ele alarak daha üst düzeyde yeni girişimler yapmamıza zemin hazırlamıştır.
Burada Almanya'nın Dortmund şehrinde aktif olan Akça&Arıkan avukatlık bürosundan uluslar arası hukuk uzmanları gelerek bizi bilgilendirdiler.
Belçika'da açtığımız davalarda bize uzun bir zamandır yardımcı olan Belçikalı avukat Phlippe Diarre ulaştığı bilgileri isteğimiz üzerine ortaya koydu. Eski Senatör-Avukat Meryem Kaçar bu davanın devamında Türkiye-Almanya-Belçika üçgeninde bize yerel bazda açılacak davalarda yardımcı olacak.
Bizi engellemeye çalışanlara aldırmıyoruz..
Holdingzedeleri bilgilendirmek üzere Charleroi'da bir dernek merkezini toplantı yeri olarak seçmiştik. Fakat toplantı yeri olarak seçtiğimiz Charleroi-Farciennes derneğinin yönetimi daha önce bize müseade etmelerine rağmen toplantı günü müdehale ederek bizi engellemeye çalıştılar. 11.05.2008 tarihinde yapılan toplantı başladıktan kısa bir süre sonra yönetim kurulu başkanı toplantıyı derhal bitirmemizi istedi. Aksi takdirde polise başvuracağını söyledi. Daha sonra güvenlik alarmını çaldırarak toplantıyı sabote ettiler.
Bu duruma şaşırmıştık. Bizler hak arama peşindeydik. Yöneticilere 'Neden böyle yapıyorsunuz' diye sorduğumuzda ise bize "Almanya'da bulunan genel merkezin talimatı böyle" dediler.
Bu olay bizleri kimin ve nasıl engellemeye çalıştığının en somut örneğidir. Bizler bir şeyi gayet net olarak söylüyoruz. Geçmişte 'İslami Sermaye' veya Konya merkezli bu holdingler para toplama faaliyetlerinin büyük bölümünü Avrupa'da bu teşkillatların cami ve derneklerin de yaptılar. Bu derneklerin bazı yöneticileri evlerde, iş yerlerinde holdinglerin reklamlarını yaptılar.
Şimdi soruyoruz…
Geçmişte bu nitelikli ve organize , Holdig dolandırıcılarına kapılarını sonuna kadar açan, bu cami ve dernekler şimdi niçin insanları bilgilendirme toplantısına bile izin vermiyorlar.
AKP partisi iktidara geldikten bugüne 7-8 yıldır bize sahip çıkmasını bekledik. Bu konuda en ufak bir açıklama dahi yapmadılar. Yaptığımız araştırmalarda meğerse paralarımızı iç edenler bizzat iktidar partisinin üyeleri imişler.
Şimdi tüm Holdingzedelere bir çağrı yapıyoruz.. "Bulunduğunuz ülkelerde Holdinzedeler olarak birleşerek toplu olarak davalar açın. "Allah" ile bizi aldatanlardan hesap soralım".
Bize sahip çıkan tüm gazete, televizyon ve basın mesuplarına teşekkür ederiz.
Mustafa Avcu .
Holdingzede/Charleroi
Geniş bilgi için:
Almanya irtibat numarası: 00.49.0.2302 70 77 50
Belçika irtibat numarası: 00.32. 474 640 149