Onca kopan gürültüden sonra ABD başkanı nihayet geldi. Ülkede önemli ziyaretlerde bulundu. Hükümetle ve mecliste gurubu bulunan parti liderleriyle kısa görüşmeler yaptı. İstanbul'da tarihi yerleri gezdi. Din adamlarıyla sohbet etti. Salı günüde ülkeden ayrıldı.
 
Tartışmalar Obama gelmeden önce başlamıştı. Gitti ama tartışmalar bitmedi. Her kanalda konuklar hararetle tartıştılar. Bende elden geldiği kadar zan piklerle her birini dinlemeye çalıştım. 
 
O kadar kişi dinledim doyurucu yanıtlar bulamadım doğrusu.
 
Ülkede, Obama'nın gelişi çok abartıldı. Ülkemiz, dünyanın merkezine yerleştirildi adeta. Önemli bir ülke oldu. Cengiz Çandar, "İsrail'in yerini biz alacağız" dedi. Yine bir sürü kişi, "Önemli bir ülke Türkiye", "ABD'nin yol arkadaşı, stratejik ortağı" gibi ifadeler kullandı.
 
Neyin ortaklığı?
 
Nerenin yol arkadaşlığı?
 
Neyin stratejik ortaklığı?
 
İsrail'in yerine geçmek mi?
 
Ülkeler arasında bir işleyiş vardır. Bu işleyiş ekonomik ilişkiler üzerine kurulur. Sermaye, üretim, işgücü, pazar gibi kavramlar temel faktördür. Diğer görüntüler işin makyajıdır.
 
İsrail, dünyanın silah fabrikası, tarımda çok ileri ve diğer alanlarda da gelişmiş bir ülke. ABD ile müttefik, ortak çıkarları var. Ortadoğu'da güveneceği tek ülkedir
 
Ortak olmak için, ortada alacak, satacak bir ürünün olması gerekir. ABD'nin satacakları ve alacakları var. Irakta, petrol kuyularına el koydu. Dünya'ya Irak'ın petrolünü satıyor. Ülkelere silah satıyor. Sanayi satıyor, işgal ettiği ülkeleri sömürgesi yapıyor.
 
Peki biz…
 
Afganistan'a asker göndermek, neyin kazanımı?
 
Körfez savaşı, iyi bir örnek ve derstir bizim için.
 
Özal, ham hayallerle körfez Savaşında ABD'nin kuklası olmuş, ülke bunun bedelini çok ağır ödemiştir.
 
Güç; üretmekten, teknolojiye sahip olmaktan ve onu satmaktan geçer.
 
Obama ve diğerleri bizi daha fazla sömürmek ve köleleştirmek için vardır.
 
 Ekonomik kriz, dış borç her yanımızı sarmış durumdadır.
 
Ülke, ABD ve AB'ye sürekli tavizler vermektedir.
 
Bu gerçekler ortadayken hala aslan kesilmemiz, büyük beklentiler içine girmemiz ve böyle bir hava yaratmamız koca bir yalan rüzgârı değil de nedir?
 
Bakmayın siz Ortadoğu uzmanı diye yutturulanlara; iyimser hava estirenlere; onlar, bizi uyutmak için kullanılan ara elemanlarıdır.
 
Gerçekleri ne kadar uğraşsalar gizleyemezler.