Maasmechelen`de bulunan Atheneum Maasland`da eğitimini sürdüren Havva Yılmaz 2013 eğitim yılı sonunda girdiği imtihanda Fransızca ve İngilizce`den yüz üzerinden 49 puan aldığı gerekçesi ile C karnesi verilmiş, ardından ikmal imtihanlarında sözlü olarak iyi puan aldığı belirtilsede, öğretmenler kurulunda C notunda ısrar edilerek sınıfta bırakıldığı belirtildi.

Konu ile alakalı Gundem Heber`e bilgi veren baba Sebahattin Yılmaz durumu mahkemeye taşıdıklarını belirterek: ``Yargıtay kararı ile kızım haklı görüldü ve durumun düzeltilmesi istendi. Ancak okulun meslek komisyonu yargıtayın kararını tanımadıklarını ilan ederek C karnesinin geçerliliğini koruduğunu açıkladılar. Kızım bu durumda boşuna bir yıl kaybetti. Bu duruma çok üzülüyoruz. Okulun bu haksız uygulamada ısrar etmesine de bir anlam veremiyoruz. Bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğimiz konusunda ise aile iöçinde bir değerlendirme yaparak karar vereceğiz`` dedi.

Belçika`nın bir çok bölgesinde benzer şikayetlerin giderek artması dikkat çekiyor.

OLAYIN DETAYLARI.....

-28 Ağustos 2013 tarihinde tek ders olarak Hollandaca dersinden bütünleme sınavına girmek için okula giden Hilal, öğretmenin okulda olmadığını öğrendi. Sınavı unutan öğretmene telefonla haber verildi ve saat 8.30’da başlaması gereken sınav saat 10.00’da başladı.

-Unutmuş olmanın verdiği panikle eline bir sınav kâğıdı tutuşturan öğretmen, Haziran ayında vermiş olduğu ders ve puan sistemini değiştirdi. % 70 ve % 30 olarak önceden belirtilmiş bölüm ağırlıklarını % 60 ve % 40 olarak değiştirdi, ayrıca sınav için belirtmediği bölümden de sorular sordu.

-Saat 12’lerde ise Hilal’in sınav kâğıdını iyice kontrol etti ve geçtiğini söyledi, kendisini tebrik etti ve gelecek planlarını sordu. Okulun hemen karşısında oturan Hilal sevinçle eve döndü ve okulu bitirmenin sevincini ailesiyle birlikte yaşadı.

-Ancak sevinç uzun sürmedi, 2 gün sonra okuldan sınıfta kaldığı haberini aldım sınav notunun 45 olduğu söylendi.

-Bunun üzerine hemen okul müdürüyle irtibata geçen baba, kızının sınav kâğıtlarını görmek için müracaatta bulundu, ancak öğretmenlerin hiçbiri görüşmeye gelmedi. Yazılı ihbarla değerlendirme kâğıtlarını inceleme talebi de karşılıksız bırakıldı.

-Babanın İtiraz Komisyonu’na yaptığı müracaat sonrası, bu Komisyon kararı tekrar gözden geçirilmesi için okula iade etti. Ancak okul kararını yine değiştirmedi.

-Son olarak Yargıtay’a başvuran baba, 18 ay süren hukuk mücadelesini kazandı ve Yargıtay kararı bozdu.

-Olayda hiçbir yeni delil olmamasına rağmen iki dahili, iki de harici müdür tarafından toplanan ikinci komisyon da Yargıtay’ın kararını hiçe sayarak okulun kararına uydu.

-Ellerinde öğretmenin ve okulun resmi kayıtlarına dayanan somut delillerin bulunduğunu belirten baba, okulun yaptığı hatadan dönmeme inadını sürdürdüğünü ve yalan beyanda bulunduğunu belirtti.

-Davanın sadece sınıf geçme davası olmadığını, sonuç ne olursa olsun hak arama davasından ASLA vazgeçmeyeceğini de sözlerine ekleyen baba, kararı tekrar Yargıtay’a taşıyacaklarını belirtti.

-Kendisi de aktif eğitimci olan baba, Belçika’nın bir hukuk devleti olduğunu, herkesin işini yasalara uygun yapması gerektiğini, yapmayanların da bunun hesabını mahkeme önünde ödemek zorunda olduğunu ve her türlü keyfi uygulamaya karşı şiddetle mücadele edeceğini belirtti.

-Çocukların eğitiminin 2-3 öğretmen müsveddesine emanet edilemeyecek kadar önemli olduğunu da söylerine ekleyen baba, bu konuyla ilgili çok yakında Belçika çapında büyük bir kamuoyu oluşturarak, girişimlere başlayacaklarını söyledi. Eğitim sektöründeki çifte standart ve ayrımcılığa da dikkat çeken baba, toplum olarak çocukları ‘eğitim malzemesi’ne dönüştüren okul ve eğitimcilerin artık teşhis edilmesi gerektiğini belirtti.