Kısa adı UETD olan Avrupa Türk Demokratlar Birliği Brüksel Şubesi tarafından 27 Ağustos 2010 tarihinde "Türkiye'nin demokratikleşme süreci: 12 Eylül 2010′da neyi oyluyoruz?" başlıkları altında düzenlenen bilgilendirme programında Anayasa Raportörü Doç. Dr. Osman CAN referandumda oya sunulan maddelerin içeriği hakkında bilgiler verdi.
İstanbul Centre in Brussels merkezinde düzelenen buluşmaya basın mensupları bazı dış sivil örgüt temsilcileri ile Belçika'da aktif sivil toplum örgütleri üyeleri katıldılar.
Toplantıyı UETD Brussels Koordinatörü Mehmet Alparslan Saygın yönetti. Saygın Türkiye'de yapılacak olan referandum konusunda Belçika'da yaşayan Türk kamuoyunu geniş bir şekilde bilgilendirmek istediklerini ve bu doğrultuda bir web sitesi kurduklarını ayrıca yapılan toplantı ile Türkiye'de Anayasa konusunda en uzman kişilerin başında gelen bir değeri davetlilerle buluşturmak istediklerini belirtti.
Başkan Eşref Yağcıoğlu ise yaptığı kısa konuşmasında "Az demokrasilerde çok kalkınma olmaz. Sivil Anayasa alanında atılan tüm olumlu adımlar Türkiye'yi AB sürecinde daha güçlü hale getirmektedir. Türkiye Avrupa'ya bu sayede dahada yakınlaşmaktadır. Bu Anayasa sivil asker ilişkilerine yeni bir düzenleme getiriyor. Bu Anayasa ile ilgili referandum sürecinde durum daha çok bir siyasi yarış ortamına çekildi. Bana göre şu anda referanduma sunulan Anayasa teklifine karşı durmak ancak gerici bir hakeket olur" dedi.
[OpicC:16045]
Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can, Anayasa değişikliğini, yetersiz olmasına karşın daha geniş bir sivil Anayasa için bir başlangıç olarak gördüklerini ve desteklediklerini ifade etti
Can, Brüksel İstanbul Center'de yaptığı konuşmasında "Anayasa Değişikliği Paketi ve Referandum" hakkında şu görüşlerini dile getirdi.
*Grev hakkı, sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir partinin iktidar olduğu 1995 yılında sosyal haklar konusunda oldukça değişiklikler yapılmıştır. Dayanışma yasağı kaldırıldı. Ama, 30 yıl içinde hiç bir zaman grev hakkına dokunulmadı. 16 tane Anayasa değişikliği yapıldı, hiç birinde buna değinmedi. Kim koydu bunları AK Parti mutfağında olan insanlar değil. Bir siyasi gelenekten gelen parti ve bazı kuruluşlar bu Anayasa değişikliğine çok ciddi şekilde karşı çıkıyor.
*Biz de bu Anayasa değişikliğini oldukça yetersiz buluyoruz. Ancak, karşımızda 12 Eylül Anayasası olduğunu bildiğimizden dolayı desteklenmesi gerektiğini söylüyoruz. Türkiye bu Anayasayı hak etmiyor. Hiç bir şekilde hak etmiyor. Mevcut Anayasa'nın bu kadar kötü olması nedeniyle, yetersiz bu Anayasa değişikliğini desteklemek zorunda kalıyoruz.
*Can, değişiklik paketiyle Anayasa Mahkemesinin AİHM'in yaptığından daha fazlasını yapma hakkına kavuşacak.
*Anayasa değişikliğiyle Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla ordudan atılanlara da yargı yolu açılacak.
*Yüksek yargı, kendi içinde kendi kendilerine yetkilendiren ve yükselten bir sisteme sahip. O yüzden belli bir ideoloji muhafazasını bugüne kadar sürdürebilmişlerdir. Problem buradan kaynaklanıyor. Anayasa'da yapılacak değişikliklerle Anayasa Mahkemesi'nin "ideolojik bir kurum" olmaktan çıkacaktır.
*Bugün için uygulamada olan yargı sistemi 1960 darbesinden bu yana belirlenmiş, 12 Eylül darbecilerince bir yıl sonra üretilmiş kurumlardır. Bu kurumlar bir tek kültür üretmiştir, darbecilere biat etme kültürüdür. Bu durum Türkiye'ye yakışmıyor.