Belçika’nın Limburg Bölgesi yerleşim kentlerinden biri olan Genk şehrinde bulunan Anatolia Genk Horeca Salonunda HARMONİE Derneği tarafından Prof. Dr. Mehmet Çelik’in tarih sayfalarından bir sunumda bulunduğu İftar Programı düzenlendi.
İftar Programında bir konuşma yapan Prof. Dr. Mehmet Çelik 100 yıllık küresel güçlerin savaşını çarpıcı örneklerle vererek Gazze’de yaşanan büyük vahşetin bugünlere nasıl taşındığını anlattı.
Prof. Dr. Mehmet Çelik’in konuşmalarından satır araları.
Prof. Dr. Mehmet Çelik, sömürgeci ülkelerin son 60 yılda Türkiye’de din sosyolojisi alanında gizli araştırmalar yaptıklarını belirterek, etnik yapının detaylı şekilde dosyalanarak, stratejik akıl üreten kurumların önüne konulup, proje haline getirildiğini kaydetti.
Prof. Çelik, “Din sosyolojisi alanındaki çalışmaların ardından İslam dünyasında El kaide, DAİŞ, El Nursa, Taliban, Boko Haram gibi terör örgütleri ortaya çıkarıldı. İçlerinde dünyanın her yerinden Müslüman gençler bulunuyor. Terör örgütlerinin arkasında emperyalistler var.” dedi.
Harmonie Derneği İftar Programına Programı’na konuk olan Prof. Dr. Mehmet Çelik, batılı emperyalist güçlerin yüzlerce yıldır İslam dünyasını sömürme üzerine planlar yaptıklarını söyledi.
Ramazan Etkinlik Alanı’ndaki söyleşiye Avrupa’da sanayinin gelişmesi ile birlikte yakıta ihtiyacın arttığını belirterek başlayan Prof. Çelik, hammaddelerin işlenerek yüklü miktarda paralar kazanıldığını belirtti. Kömür rezervlerinin bitmesinden çekinen Avrupalıların petrolü keşfetmelerinin ardından Ortadoğu’ya ilgilerinin arttığını anlatan Prof. Çelik, 1815 yılında Avusturya-Macaristan’ın ev sahipliğinde Rusya, Almanya İtalya Fransa ve İngiltere’nin bir toplantı yaptıklarını kaydetti. Bu toplantıda Rus delegenin, tesbih tanelerindeki imameye dikkat çektiğini kaydeden Prof. Çelik, şöyle konuştu:
“33 tesbih tanesinin imameyi takip ettiğini söylüyor. İmame Osmanlı Devleti, tesbih taneleri de Ortadoğu’daki milletlerdi. İşte, Osmanlının tasfiyesi bu toplantıda karara bağlandı”
Sömürgeci devletlerin Trablusgarp, Galiçya, Yemen, Sarıkamış ve Çanakkale’de saldırıya geçtiklerini anlatan Prof. Çelik, birkaç yılda 5 milyon metrekare toprağın kaybedildiğini, 2,5 milyonu asker olmak üzere 5 milyona yakın insanın kaybedildiğini anlattı.
“ÇANAKKALE ZAFERİ DERS KİTABINDA 1,5 SAYFA YER BULDU”
Çanakkale’de Türk milletinin istikbalinin yok edildiğini kaydeden Prof. Çelik, koca imparatorluktan geriye Anadolu’da 8,5 milyonu kadın olmak üzere 14 milyon insanın kaldığını söyledi. Çelik, 4 milyona yakın da yetim bırakıldığını belirterek, binlerce eli, kolu olmayan gazilerin olduğunu söyledi.1.Dünya Savaşı’nın tek sebebinin Osmanlı’nın tasfiye edilmesi ve petrol bölgelerine el konulması olduğunun altını çizen Prof. Çelik, “Diğer tüm sebepler bahanedir. Dün ne için orada bulundularsa bugün de o sebeple bulunuyorlar. Sevr bir anlaşma değil, projedir. Şartları çok ağırdı ancak uygulanmadı. ‘Düşmanı denize döktük, Serv’i yırttık, masaya yumruğu vurduk, Lozan’ı imzalattık’ denilir. Sevr diye bir anlaşma yoktur. Sevr yüzde yüz uygulandı. Gazi Paşa bile orada ‘Sevr Projesi’ der.” şeklinde konuştu. Cumhuriyet’in kurulmasının ardından Çanakkale ve Gelibolu Yarımadasının askeri alan ilan edilerek, halkın oraya sokulmadığını da savunan Prof. Çelik, “Ders kitaplarında Çanakkale Zaferi 1,5 sayfa yer alıyordu. 1985’lerden sonra rahmetli Turgut Özal’ın iktidara gelmesinin ardından gündeme geldi.” dedi.
“CEMİYET-İ AKVAM’IN HEDEFİ İSLAM COĞRAFYASIYDI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, sıkça dile getirdiği 5’li çeteden oluşan Birleşmiş Milletlerin de o dönemde kurulduğunu vurgulayan Prof. Çelik, Cemiyet-i Akvam adıyla kurulan sömürü düzeninin hedefinin Müslüman coğrafya olduğunu kaydetti. Prof. Çelik, böylece Ortadoğu’da kurulacak devletlerin hukuki zemin uydurulduğunu savundu.
Prof. Çelik, sömürgeci güçlerin, Lozan’da Türklere, “Avrupa’nın başına bela oldunuz. Size Anadolu’da toprak bırakıyoruz. Yol, hastane, okul, yatırım yapın. Ancak, Basra, Kuzey Afrika ve Kafkaslarda olup bitene karışmayın’ uyarısında bulunduklarını belirtti. 1923 sonrası Irak ve Suriye gibi devletlerle ilişkilerimizin sıfırlandığını da anlatan Prof. Çelik, Lozan’daki tembihlere harfiyen uyulduğunu söyledi.