Terör Olayları İle İlgili Değerlendirme
Değerli vatandaşlarımıza,
Atatürk havaalanını hedef alan ve 45 insanımızın ölümüne, 40’ı ağır olmak üzere 239 insanımızın yaralanmasına neden olan saldırı hepimizi sarstı.
Bu saldırının Rahmet ve Merhamet ayı Ramazan’da gerçekleşmesi ve yaşlı, kadın, çocuk demeden masum insanları hedef alması terörün ne kadar alçaklaşabileceğinin en önemli göstergesidir.
Bu saldırıyı şiddetle lanetliyoruz. Bu menfur saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
İslam Ülkelerinde meydana gelmekte olan Terör olayları Irkçı Emperyalizmin Basel şehrinde aldığı ve İslamı bir asır içinde yeryüzünden sileceğiz kararının uygulaması olup batılı ülkelerin örtülü desteğiyle gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır.
Değerli vatandaşlarımıza…
Alınan karar gereği çok açık olarak görülüyor ki bütün Müslüman ülke ve milletler büyük bir ihanetin ve sinsi bir kuşatmanın hedefidir. Türkiye de aynı projenin uygulaması olarak bütün yerel ve küresel terör örgütlerinin hedefi durumuna sokulmuştur...
Biri Cami bahçesindekilere saldırıyor. Bir diğeri Havalimanındakilere…
Biri çarşıdaki insanları hedef alıyor, biri otobüs durağındakileri…
Birinin arkasından PKK, öbürünün arkasından IŞİD çıkıyor olsa da arkalarındaki güç Irkçı Emperyalizm ve ona bilerek veya bazı çıkarları için bilmeyerek destek olanlardır.
Adı ne olursa olsun, saldırı şekilleri, zamanlamaları, yöntemleri, hedefleri dikkate alındığında hepsinin aynı üst akıldan beslendiği, aynı merkezden talimat aldığı anlaşılıyor.
Bu üst aklı görmeden ve terör yoluyla Türkiye’ye yön vermeye çalışan küresel güçlere karşı gereken tedbirleri alınmadan terörü önlemek mümkün değildir.
Plan bellidir. Daha önce Irak’da, Libya’da ve Suriye’de oynanan kanlı oyun, şimdi de terör yoluyla Türkiye’de oynanmaktadır.
Bu saldırıların arkasında, Türkiye’yi bir Irak, bir Libya, bir Suriye haline getirme çabaları vardır.
Aziz milletimiz en zor dönemlerde, en zor badireleri atlatmıştır. Bu karanlık dönemde, teröre karşı ve Türkiye’yi bölmeye çalışan dış düşmanlara karşı tek millet halinde karşı koymaya çalışmak milli bir görevdir.
Bu demek değildir ki iktidarı yaptığı yanlışlıklardan dolayı ikaz etme sorumluluğumuzdan vazgeçeceğiz.
Türkiye’nin bir Irak, bir Suriye olmasını önlemek için kısır kavgaları bir kenara bırakmalıyız. Ülkenin birlik ve beraberliğini, barış ve huzurunu sağlamak için asgarî müştereklerde bir araya gelmenin yollarını aramalıyız.
Milletçe asalet, ferasete ve basirete uygun bir duruş ortaya koyarak, bir an evvel bu karanlık günleri geride bırakacak adımları atmalıyız.
Biz Saadet Partisi olarak bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız.
Cenab-ı Allah milletimizi her türlü acıdan, felâketten korusun.
Saadet Partisi Belçika Temsilciliği