Değerli Üstad Celil Gündoğdu'yu bu duyarlılığı nedeniyle kutlarız. Güzel bir yazı kaleme almış. Yanlız bu önemli konuya sadece gazetecilerin ve Federasyon yöneticilerinin değil aynı zamanda herkesden önce asıl saldırıya uğrayan Türk kökenli politikacıların tepki göstermesi gerekmezmiydi?
Aşağıda gazeteci arkadaşımız Üstad Celil Gündoğdu'nun yorumunu okurlarımıza sunuyoruz.
Sayın okurlar,
Bu günlerde özellikle Fransızca yayın yapan bazı gazetelerde Türk kökenli adayların tümünü faşist(!) ilan eden yayınlar son derece çirkin ve dikkat çekici.
Göçmen kökenli adayların bu saldırılarla köşeye sıkıştırılarak, şevklerinin kırılmak istendiği açıkça ortada.
Türk adayların tümünü faşist ilan eden zihniyet hangi önyargıyla bu iddayı ortaya atmakta. Türk toplumunda yaşayan ve bu seçimlerde aday olanların elbette kendilerine göre düşünce yapıları vardır. Ancak bu düşünce yapısını tüm topluma mal etmek çok yanlıştır.
Adayların büyük bir bölümü Belçika vatandaşı olup, çoğu bu ülkede yetişmiştir. Eğer bunlar faiştlerse(!)bunların faşist olmalarının nedeni bu ülke şartları olmuştur. Bunu böyle düşünmek doğru mudur? Bir diğer konu buradaki adayları Türkiye'deki bazı partilerlerin uzantılarıyla ilişkilendirmekte yanlıştır. Bu memleketin yeterince istihbaratı vardır. Kimin ne yaptığını, ne ettiğini çok iyi biliyorlar. Birilerinin son günlerde servislere soyunması ve düşüncelerini basınla paylaşması bu gibi iftiralara zemin hazırlamakta.
Belçika'da hızla yükselen ırkçılık'ın gölgelenmesi adına bu tür propaganda yapanlar yanlış yapmaktalar.
Faşistlik'le ilan edilen adaylar burada yıllardan beri yaşayan ve uyum konusunda samimiyetini ortaya koyan bir toplumun bağrından çıkmışdır. Siyasilerimiz hem Belçika hem de kendi toplumuna hizmet vermeyi hedefleyen insanlarımızdır.
Giyimleri, görüşleri, düşünceleri ve davranış biçimleri diğer Belçikalı bir çok adaydan daha iyi olan bu adaylarımızın şahsında Belçika'lı Türkler hedef alınmakta.
Bu saldırı ve telaşın arkasında ise siyasi anlamda gizli hesabı olanlar vardır. Parti içi hesaplaşmalar ve siyasi rekabetin verdiği panik, bu tür yayınların oluşmasına neden olmakta. Belçika'nın huzur ve birliğinin korunmasını isteyen bir toplumun içinden çıkan, hangi partiden olursa olsun, tüm adaylarımızın arkasındadır toplumumuz.
Siyaseti hizmet aracı olarak gören insanlarımızın bu alandaki başarıları, birilerini rahatsız etmiş olacak ki, bu tür iftiralara varabilecek haberleri yayınlamaktalar.
'Sözde Ermeni Soykırım Yasası' ile aba altından sopa göstermeye çalışan zihniyet, bu gün farklı bir metodla karşımıza çıkmış durumda. Geçmişiyle övünen bir toplumu 'katillerin çocuklarısınız', 'Ermeni Soykırım'ını kabul etmek zorundasınız', 'yoksa cezalanırsınız' gibi sözlerle baskı altına almak istiyorlar, Türk toplumunu. Bazı siyasi, adayları da hedef alarak 'Ermeni Soykırımını' ya kabul edersiniz, ya da gidersiniz gibi imalarla baskı altına tutmaktalar.
Bu tür siyasi zihniyet faşist olmuyor da, Belçika'nın birliğinden yana hizmet edecek olanlar faşist oluyor. Bu mantığı daha anlamış değiliz. İnsanların bu çifte standartını gören Belçikalı Türklerin, demokratik tercihlerinde bu zihniyetteki siyasileri çok iyi tanıyarak oylarını kullanacakları bilinmekte.
Bizler 'katillerin, cellatların' çocukları değiliz. Bizler tarihte tüm insanlığı kucaklayan şerefli bir milletin evlatlarıyız. Bu gün 'Sözde Ermeni Soykırım'ını bize kabul ettirmeye çalışanlar, bu yönde çıkaracakları yasalarla bizleri cezalandırmaya çalışanların, bu gün diğer yüzleriyle bizlerden oy istemesi siyasi olarak etik değildir.
Madem bu konuda kararlı iseniz neden 150 bin Türk kökenli vatandaşlardan oy talep etmektesiniz? Bu toplum inkarcıysa oy verince inkarından vaz mı geçiyor? Eğer bu toplum katillerin, cellatların (!) çocuklarıysa bunlardan alacağınız oylar siyasi kariyerinize zarar vermez mi? Bu gün rafa kaldırdığınız yasa'yı seçimden sonra tekrar gündeme getirirken, vicdanınız nasıl rahat olacak? Bir taraftan cellatların çocukları Türklerin (!) oyunu alacaksınız, diğer taraftan da oyunu aldığınız insanları potansiyel suçlular diye cezalandıracaksınız. Türklerden aldığınız yetkiyi de yine Türkleri alakası olmayan bir konuyla ilgili cezalandıracaksınız? Bu konuda ne kadar rahat ve gerçekçi olacaksınız.
Türk toplumu adayları faşist değildir. Faşistliği sorgulanacak birileri varsa, oda 'Sözde Ermeni Soykırım Yasa Cezası'nı gündeme getirerek, bu yasayı onaylamak isteyen siyasiler olacaktır.
Belçika'da yaşayan Türk toplumu her zaman diğer toplumlarla hatta bunların içerisinde Ermeniler de olmak üzere karedeşlik birlik ve beraberlik içerisinde yaşamıştır ve yaşamaya devam dedecektir.
Adaylarımız faşist değil, bu toplumun değerli bireyleri olarak, yalnız Türk kökenli Belçikalılara değil tüm Belçikalılara hizmet vermek için varlar.
Bu insanlarımızı faşistlikle suçlayanların asıl faşistin kendilerinin olduğunu düşünüyoruz. Siyaset iftiralarla yapılmaz. Birilerinin başarılarına tahammül edemeyenlerin, bu tür davranışları kaçınılmazdır. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, Türk toplumu gerek kendi içerisinde gerekse toplumun genelinde birlikten yanadır.
Huzurlu bir Belçika hepimiz için güzel bir vatan olacaktır...
Saygılarımızla...