Belçika’da Atatürkçü Düşünce Derneği olarak son 20 yıl içersinde birçok sosyla, kültürel ve siyasi konularda ev sahipliği yapmış olan BADD’da sular bir türlü durulmuyor.
Bir zamanlar Başkan Mahir Pala devrinde zaman zaman etkinliklerine katılarak yapılanları izlediğimiz bir kurum olan BADD artık üyelerinin birbirini adeta birbirlerini suçlama yarışına girdiler.
Bizim nazarımızda Mahir Pala vatansever, sıcakkanlı bir dost olarak görülürdü. Pala olaylara ideolojik bir bakış açısından ziyade ortak payda, evrensel değerler, yardımlaşma ve dayanışma, yurtseverlik ve tam bağımsızlık çerçevesinde bakardı. Bu durum temas halinde olduğu insanlar tarafından sempati ile karşılanır, insanlar her ne kadar aynı ideolojik kampın üyesi olmasa da bazı ortak noktalarda birlikte olmaktan kaçınmazlardı.
Sonra devir değişti ve Mahir Pala hain ilan edildi. Neler söylenmedi ki; detaylara girmek rencide edici olabilir ancak BADD serüvenini bilenler Mahir pala hakkında söylenenleri hemen hatırlarlar.
Ardından İsmail Sönmez devri başladı. Seri toplantılar, sempozyumlar, kültürel etkinlikler, kültür ve müzik geceleri ve daha bir çok programlar.
Zaman yine su gibi akıp geçti ve 15 Nisan 2012 tarihinde İsmail Sönmez, Adnan Kotaoğlu, Döne Sönmez, Sevim Çatal, Ulaş Sarıtaş, Seyfullah Yağlı’nın katıldığı bir basın toplantısında ‘’BADD Genel Kurul´da fiili olarak yok edilmiştir’’ denildi..
1997 yılından bu yana faaliyete bulunan, Belçika Türk toplumunda Atatürkçü Düşünce’nin öncülüğünü ve önderliğini yapan, toplumun sorunlarına karşı çözüm üreten, bu konuda çok ağır bedeller ödeyen Belçika Atatürkçü Düşünce Derneğinin tarihinde yapılan Genel Kurul’unda fiili olarak yok edildiği açıklaması basın toplantısına katılan sözcüler tarafından şöyle gerekçelendirilmişti.
1.BADD üyelerine haber (tebligat) verilmemiştir. 800 kadar üyesi olan dernekte sadece 22 kişiye genel kurul tebligatı yapılmıştır.
2.Genel kurul sırasında başlangıçtan beri uygulanan, derneğin kuruluş amaçlarını, var olma sebeplerini, yapacağı faaliyetleri belirleyen kısacası derneğin ana sözleşmesi olan tüzük uygulanmamıştır.
3.Her genel kurulda olması gereken Denetleme Kurulu Raporu, Mali bilanço v.b raporlar üyelere sunulmamıştır.
Tüm bu usulsüzlüklere itiraz etmemize rağmen, bu şartlarda sözde Genel Kurul yapılmıştır. Burada en önemlisi Atatürkçü Düşüncenin var olmasını sağlayan; bizzat, rahmetli Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı tarafından hazırlanan Atatürkçülerin anayasası niteliğindeki tüzük hiç dikkate alınmayarak yok sayılmasıdır. İnanılmaz bir biçimde tüzüksüz bir Genel Kurul yapılmıştır.
Buna kesinlikle yetkileri yoktur ve bundan dolayıdır ki; dernek yöneticileri meşruluğunu (tanınırlığını) kaybetmiştir.
YENİ BİR DERNEK KURULACAK DENİLDİ; AMA OLMADI.
Bu toplantıya katılanlar o gün için BADD’ın artık yabancı ve ehil olmayan ellere geçtiğini ve misyonunu yitirdiğini ifade etmişlerdi. Bu doğrultuda yeni bir dernek kuracaklarını açıklayan üyeler bugüne kadar o gün yaptıkları açıklama doğrultusunda ciddi bir adım atamadılar.
Mahir Pala hain ilan edildi, ardından İsmail Sönmez, daha sonra Ümit Esat Ağca ve Erdoğan Öztemur. Son sahne de ise yeni başkan Erdoğan Öztemur var.
ESAT ÜMİT AĞCA NEDEN İSTİFA ETTİ?
Esat Ağca ağır suçlamalar ve gerekçelerle BADD’an istifa ettiğini açıkladı.
Esat Ümit Ağca arkadaşlarına yönelik bu konuda yaptığı açıklamada:’’Bir seneyi aşkın bir süreden beri hiçbir çalışma yapmayıp, Mart ayında yapması gereken Genel Kurulu da yapmaması durumunda Denetleme Kurulu olarak tüzük 16. maddesinin bize verdiği yetkiye dayanarak olağanüstü kurultay kararı aldık. Ancak, Yönetim Kurulu kararımızı tanımadığını belirterek bildiği yolda yürümeyi tercih etti. Bu durumda ele güne karşı "Atatürkçülerin birbirine düştüğü" dedikodusunu engellemek için ısrarcı olmayıp, Denetleme Kurulundan ve 17 sene önce kurulmasına önderlik ettiğim Belçika Atatürkçü Düşünce Derneği`nden üzülerek istifa ediyorum’’ dediğini görüyoruz...
Hal böyleyken adeta bir türlü ayakta kalmak veya varolmak mücadelesi içersinde olan BADD bugünde yine karşılıklı suçlamalar ve restleşmelerle karşı karşıya. En büyük mücadele ise Türkiye’de şekillenen yeni siyasi konjoktür doğrultusunda Avrupa örgütlenen siyasi partilerimizi ve bu yönde yapılan atılımlardan adeta pay kapma rol kapma yarışı içersinde itişmeler kakışmalar olarak ortaya çıktığını düşünüyoruz.
Yani kısaca CHP Avrupa örgütlenmesinde eğer BADD herhangi bir rol üstlenecekse bu benim başkanlığımda, benim kontrolümde olsun’’ hesabı bugün için biraz ağır basıyor gibi görünüyor.
Aşağıda paylaştığımız linklerde geçmişte söylenenleri tekrar değerli okurlarımızın bilgilerine sunuyoruz.
Maziyi unutmamak lazım...