Belçika'da Üniversite öğrencilerinin en iyi örgütlendiği bir oluşum olan Tügök(Türk Gençlik ve Öğrenci Kuşağı) üyeleri organize ettikleri "Medyanın Gücü ve Düşünce Özgürlüğü" adlı Panelle başarılarına bir yenisini daha katmış oldular.
Panelin organizasyonunda yaşanan bir kaç eksiklik Panele olan olan ilgiyi biraz azaltsa da içerik olarak ve verilen mesajlar açısından oldukça başarılı bir çalışma ortaya konulduğunu söyliyebiliriz. Böyle önemli bir Pnelin Üniversite öğrencilerinin yoğun ders takip ve çalışma dönemine rastlaması ve hafta ortası olması stratejik açıdan pek uygun olmadı. Bir diğer nokta ise daha önce ilan edildiği gibi bazı politikacıların yoğun programlarından dolayı son anda gelememeleri Panele olan ilgiyi biraz azaltmış oldu.
Her ne şekilde olursa olsun Tügök yöneticilerini Belçika'da yaşayan göçmen gençlerini temsil etme ve önemli konuları gündeme getirerek Belçika'da en popüler kişilikleri bir araya getirerek bir diyalog ortamı oluşturmalarından dolayı candan kutlarız...
Panelden notlar:
Tügök yöneticileri tyarafından yapılan açılış konuşmasında öncelikle Tügök ve çalışmaları anlatıldı. Tügök yöneticileri tanıtım konuşmasında derneklerinin bağımsız bir gençlik derneği olduğunu ve öncelikle eğitimde zorlık çeken gençlere yardımcı olmak ve toplumsal sorunlarda diyalog köprüleri oluştırmak olduğunu belirttiler. Bu güne kadar 4 önemli Debat organize eden Tügök yöneticileri "Medyanın Gücü ve Düşünce Özgürlüğü" adlı Panel ile "Gücün varsa, herşeyi söylemeye hakkın olur" şeklindeki yanlış anlayışı masaya yatırmak olduğunu belirttiler..
Tartışma notları......
Hugo Vandenberghe(CD&V/Senatör): Düşünce özgürlü konusunda bugüne kadar bir çok çalışmalar yapıldı. Bu konu çok hassas bir alan. Aslında klasik olarak temel prensip herkes düşüncesini özgür olarak ortaya koymalı. Fakat özgürlüklerin suç unsurunun başladığı noktada bittiğinide herkes bilmeli. Burada asıl nokta neyin suç olduğunun doğru tespitidir. Biz Hollanda Başbakanı Balkenende ve partisi ile birlikte düşünce özgürlüğü alanında normlar ve değerler üzerine çok geniş yeni bir çalışma yapıyoruz.
Düşünce özgürlüğüne yönelik değerlendirmelerde şayet suç unsuru gündeme geliyorsa bu konuda uygulanacak olan müeyyedelerde ceza hukukunu kullanmak en son yapılacak iş olmalıdır.
Son yıllanda uygulanan İntegrasyon/Uyum politikası sayesinde göçmenler Medyada daha çok yer bulmaya başladılar. Bu güzel bir gelişmedir.
Bugün yaşanan bir çok sorun daha önceleri bu konular hakkında ciddi debatlar yapamadığımızdan kaynaklanmaktadır.
Dinler ve gelenekler "Modern Rasyonalizm"e karşı tavır içersinde olabilirler. Fakat burada asıl önemli olan nokta bazı hakları talep eden dini kurumların "Secularizm/Laiklik konusunda nasıl durduğuna bağlıdır. Şayet devletle çatışma eğilimide olmadan haklarını kullnmak isteyenlere zorluk çıkarılmamalıdır. Bu açıdan Müslüman toplumun devlet yayın organlarından faydalanmaya diğer toplumlar gibi hakkı olmalıdır.
Joris Vandenbroucke(Milletvekili/Spa.Sprit): Düşünce özgürlüğü demokrasiyi yok etmek için kullanılmamalıdır. Vlaams Belang parti sözcüsü Filip Dewinter konuşmalarında 'Düşünce özgürlüklerinin bir şekilde sınırlandırılmaya çalışıldığını" ima etmektedir. Bu savunma savunma asla doğru değildir.
Medya iletişim ve toplumların sorunlarını gerçekçi bir şekilde ortaya koyacak durumda değildir. Medyanın bu konuda genel anlamda gücüde oldukça sınırlı gözüküyor.
İnsanlar arasındaki inanç ve kültür derinliğininden pek haberleri yok gözüküyor. Bunu bir konuyu değerlendirirken ön yargıyı çağrıştıracak yaklaşımlar sergilemelerinden anlıyoruz. Bihassa göçmen topluluklara yönelik ön yargıları aşmak için göçmen kökenli gençlerin Medyada daha fazla yer almaları gerekiyor.Bunu gerçekleştirmek için ise "Aktif Çeşitlilik Politikası"nı mutlaka uygulamak gerekiyor. Sorunları çözmenin tek yolu ancak insanlara kendilerini daha rahat ifadece edebilecek şekilde şans verildiğinde olur.
Belçika'da yaşayan Müslümanların Belçika televizyonlarında programlar yapma hakları bulunmaktadır. Bu konuda sorumluluğu olanlar süratle gerekli hukuki ve maddi engelleri ortadan kaldırmalıdırlar.
Veli Yüksel(VRT Haber dairesi Spikeri, Yorumcu, Haberci): Düşünce özgürlüğünün sınırı yoktur şeklindeki bir düşünce yanlıştır. Her özgürlüğün kendine has bazı kodları bulunmaktadır. Düşünce özgürlüğü ne olursa olsun söylemek demektir şeklinde düşünülürse bu tüm diğer özgürlük alanlarına ihtiyaç yoktur anlamına gelir ki, böyle bir şey hayal bile edilemez.
Bu tartışmanın içersinede dile getirilmesi gereken en önemli noktalardan birisi "Medyaya tün yanları ile ulaşamayan zayıf guruplar'ın durumudur. Bilhassa göçmen toplum üyeleri sadece negatif olaylar söz konusu olduğunda gündeme geliyorlar. Bu durumda Flaman toplumun göçmenlere yönelik daha fazka olumsuz reaksiyon göstermesine sebep oluyor.
Medyada sektöründe çalışanlar içinde bu durum çok hassa oluyor. Zaman zaman yorum yapmada zorlanıyoruz.
Göçmen gençlere Medyada yeterli yer verilmiyor. Bu belkide doğal bir süreç. Fakat bu sayının az olması göçmenlerin durumunu objektif bir şekilde yansıtmak açısından önemli bir eksiklik. 20 yıl önce devlet televizyonunda ben tek göçmen televizyoncu idim, bugünde durum aynı. Bu normal değil..
Hilde Vautmans(VLD/Milletvekili):Düşünce özgürlüğ suçun başladığı yerde biter. Örneğin çocuk pornosu, ırkçılık, inkarcılık gibi bir çok farklı suç alanı bulunmaktadır. Bunları tolere eden bir düşünceye sistemimizde yer yoktur. Filip Dewinter'in düşünce özgürlüğü konusunda kendilerine sınırlamalar getirildiği şeklindeki savunması haklı değildir. Filip Dewinter ortaya koyduğu fikirleri ile demokrasiyi dinamitlemektedir. Düşünce özgürlüğünün sınırları başkaların hayatına ve özgürlüğüne zarar verdiği noktada biter. Bu durumu herkesin bilerek hareket etmesi gerekiyor.
Ayrıca göçmenlerin bizzat kendisi Medyayı kullanmayı öğrenmesi gerekiyor.
Marc Vandermaesen(VRT/Radio 2 Bölge Menejeri): Belçika'da Düşünce Özgürlüğü konusunda pek sorunumuz olduğu varsayılamaz. Bu alanda yeterli bağımsızlığımız ve özgürlüğüz bulunmaktadır. Sınırlamalar konusunda sadece hukuki yollar veya mahkemeler yetkili olmamalıdır. Toplumumuzda çok daha geniş bir kendi kendini kontrol eden bir mekanizma oluşmalıdır.
Ben şahsen yanımda yabancı isimli birinin olmasını çok isterim. Böyle bir örnek diğer göçmen gençlerinde Medyaya olan ilgisini teşvik eder. Göçmen gençlere bu konuda yardımcı olmalıyız.
Filip Dewinter(Milletvekili/Vlaams Belang Gurup Sözcüsü):Belçika'da düşünce özgürlüğü konusunda yeni sınırlamalara ihtiyacımız bulunmamaktadır. Şu anda bu konuda zaten oldukça sınırlama var. Neyin suç, neyin suç olmadığı yasalarda belirtilmiştir.
Not:Filip Dewinter konuşmaya başlayınca ara ara müdehaleler yapıldı.
Hilde Vautmans:Siz bazı şeyleri karıştırıyorsunuz. Düşünceyi söylemek başka, ırkçılık yaparak insanları kışkırtmak başka...
Filip Dewinter:Bize yönelik eleştirilerin ve engellemelerin konusu aslında ırkçılık değil. Örneğin işsizlik oranı, cordon sanitair olayı gibi bir çok farlı alanda kendi düşüncelerimizi ifade etmede sınırlamalarla karşılaşıyoruz. Ülkemizde düzgün gitmeyen tüm diğer konuları gündeme getirdiğimizde önümüze bizi susturmak için çeşitli engeller icat ediyorlar.
Medya bu ülkede seçmenlerin tercihlerine yeterli önemi vermiyor. Örneğin bazı kurumların ki, başta VRT geliyor; kendi siyasi tercihleri var. Bu kurmlar bilinç olarak gerçekleri göstermiyorlar. Bizim vergilerimizle ayakta duran bir kurum bizi yok sayıyor. Bu durumu kabullenmemiz mümkün değil.
Medya gerçeği vatandaşlara olduğu gibi vermelidir. Medya tarafsız davranmalıdır. Sosyal ve siyasi sorunları saklayarak bir yere varmak mümkün değildir.
Göçmenlerin medyada pozitif yönleri ile gösterilmediği fikri doğru değildir. Şayet göçmen guruplarda suç işleme oranı yüksek olduğu ölçüde pozitif bir görüntünün sunulması gerçeğe aykırı olur.
Türk isminin Medyada ayrıca vurgulanmasının doğru olmadığını savunanlar adını "Tügök" koymuşlar.. Bir Flaman üniversitesinde okuyan öğrencilerin kendilerini tanımlamak için niye böyle bir şeye ihtiyaç duyarlar anlıyamıyorum. Siz böyle bir isim kullanırsanız, bize veya Medyaya diğer negatif unsurlar söz konusu olduğunda yine Türk ytanımlaması yapma hakkı doğar.
İslam İntegrasyonun önünde en büyük engeldir. İslam dininin değerleri bizim değerlerimizle çatışma halindedir. Bu düşünceden hareketle Müslümanların Belçika devlet televizyonlarında yayın hakkı elde etmesini pek doğru bulmuyorum..
Not: Tartışmalar sırasında zaman zaman Tügök sözcüleride devreye girerek düşüncelerini belirttşler. Bu doğrultuda yapılan eleştirilerden biri Filip Dewinter'in bizim düşünce özgürlüğümüzü bir çok alanda sınırlamaya çalışıyorlar demesine yönelik oldu.
Buna karşılık Tügök sözcüsü.."Medyada firlerinizi yansıtmada yeterli yer bulamadığınızı, Medyanın bir çok alanda tarafsız davranmadığını söylüyorsunuz.. Bizim yaptığımız toplum adına pozitif bu kadar güzel şeyleri Medyanın göstermediğini de biliyormusunuz? diyerek sitemde bulundu...
Tügök tarafından Hasselt Üniversitesinde organize edilen "Medyanın Gücü ve Düşünce Özgürlüğü" adlı Panelde asıl ilgin diyaloglar tartışma sona erdikten sonra Vlaams Belang milletvekili ve parti sözcüsü Filip Dewinter ve Türk öğrenciler arasında yaşandı. Türk öğrenciler Filip Dewinter'e göçmenlere yönelik yaklaşımının çok hatalı olduğunu ve bu politik yaklaşım sonucu ön yargıların daha çok arttığını belirterek, siyasi görüşlerini gerçeğe uygun şekilde yeniden gözden geçirmesinin toplumun geleceği açısından faydalı olacağını belittiler...