Türkiye üzerinden umreye gitmek isteyen Türk kökenli Almanya ve Belçika vatandaşları, refakatçileri İstanbul`a gelemeyince Atatürk Havalimanı`nda perişan oldu.
İddialara göre, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) organizasyonu tarafından umre yolculuğuna refakatçi olarak katılacak Türk kökenli Alman ve Belçika vatandaşlarına Suudi Arabistan konsoloslukları tarafından çeşitli nedenlerle vize verilmedi. Organizasyon bozukluğunun da eklendiği süreçte bu kişiler, İstanbul`a gelemedi. Refakatçisi olmadan İstanbul`a gelen yüzlerce kadın umreci, Atatürk Havalimanı`nda beklemeye başladı.
Kadın umreciler, hiç tanımadıkları kişilerin de kendilerine `refakatçi` olarak yazıldığını belirterek, organizasyonu yapan şirketi eleştirdiler. Atatürk Havalimanı`nda Almanya`dan gelecek refakatçisini bekleyen Gülcan Ersoy, Organizasyon yapan şirket, `Refakatçiniz olmasa bile biz buluruz` diyerek bizi yola çıkardı. Buraya geldik ancak refakatçimiz yok. Refakatçilere de ayrıca vize verilmemiş. Bu arada tanımadığımız kişiler bize refakatçi olarak sunulmuş. Almanya’nın öbür ucundan tanımadığımız insanlar bunlar. Bazılarımızın annesi, babası, kızları refakatçisi olduğu için Ciddeye gidebildi. Bazıları Almanyaya geri döndü. 15-16 yaşındaki kızlar tek başına Almanya`ya gitti. Hiçbir şey yapılmıyor. Kaç gündür buradayız" dedi.
REFAKATÇİ KARMAŞASI
Umreye gidecek kadınların yanında bulunan Cemal Polat ise, yaşananları şöyle anlattı: Tanımadığımız kişiler refakatçi olarak yazılmış. Yaklaşık Almanya ve Belçika`da 800 kişi mağdur durumda. Bu kişiler de yola çıkmayı bekliyor. Ben, eşim ve 2 kızımla müracaat ettim. Eşimin refakatçisi olarak beni yazıyorlar, iki kızımın refakatçisi olarak hiç tanımadığımız kişileri refakatçi olarak yazmışlar. Bu refakatçileri bekliyoruz. Şimdi birinin refakatçısı geldi, diğeri de yarın gelecekmiş. O zaman gideceğiz. 14 günlüğüne umreye gidecektik. Bir haftası burada geçti. Umrede 7 gün kalacağız. Bize parayı iade edeceklerini söylüyorlar. Biz para istemiyoruz, vaktimizi mübarek beldelerde geçirmek isterdik" Yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan umreciler, mağduriyetlerinin biran önce giderilmesini istedi.