Haberin yayım tarihi
2024-07-07
Haberin bulunduğu kategoriler

ÜNLÜ FRANSIZCA DERGİ ‘’AUJOURD’HUİ LA TURQUIE’’ İSMAİL ERDOĞDU VE ZEYNEP SEVER’İ MANŞETE TAŞIDI.

Aujourd’hui La Turquie ( https://www.aujourdhuilaturquie.com )adlı Fransızca yayın yapan haber sitesi Belçikalı Türklerin gururu Saz ve Türkü Üstadı İsmail Erdoğdu’yu Belçika’ya gelen başarılı 1. Nesil temsilcisi olarak manşete taşıdı. Gazeteci Zeynep Bilgin tarafında kaleme alınan yazıda 1. Nesil temsilcisi olarak İsmail Erdoğdu’nun hayatı yansıtılırken, 2. Nesil temsilcisi olarak ise ünlü Belçika Güzeli Zeynep Sever’in hayatına yer verildi.

Aujourd’hui La Turquie haber sitesinin ele aldığı hikayelerin Türkçe’sini okurlarımızın bilgisine sunuyoruz.

İsmail Erdoğdu: 1. nesil

İsmail Erdoğdu, 50 yılı aşkın bir süredir sahne alıyor. Erdoğdu müziğiyle Belçika'daki Türk toplumunun sembolü olmaya devam ediyor.

İsmail Erdoğdu 1947 yılında Eskişehir'de doğdu. Mustafa ve Ünzile Erdoğdu'nun dört çocuğundan biridir. Çocukluğu Eskişehir'de geçti ve müziğe olan ilgisi ortaokul yıllarında babasının enstrümanı olan sazı çalmaya başlamasıyla başladı. Saz onun için büyük bir ilham kaynağı oldu.

Erdoğdu, 1964 yılında 17 yaşındayken amcasının daveti üzerine Belçika'ya göç etti. Amcası Limburg madenlerinde çalışıyordu. Genç İsmail'in daha iyi bir geleceğe sahip olması için eğitimine orada devam etmesini istiyordu. Ancak Erdoğdu, Hollandacasının zayıf olması nedeniyle eğitimini yarıda bırakmak ve kömür madenlerinde önce yarı zamanlı, sonra da tam zamanlı çalışmaya başlamak zorunda kalır. Erdoğdu kömür madenin derinliklerinde zorlu çalışma koşullarını asla unutmuyor.

Erdoğdu, 1967-1969 yılları arasında Türkiye'de askerlik görevini tamamladıktan sonra eşi Hatice ile birlikte Belçika'ya döndü. Orada 25 yıllık hizmetinin ardından emekli olana kadar bir Ford Otomobil fabrikasında çalıştı.

Erdoğdu çiftinin üç çocuğu ve beş torunu var.

Erdoğdu ailesi halen Belçika'da yaşamaktadır. Erdoğdu, 2000 yılında emekli olduktan sonra Beringen'de eski bir bisiklet dükkânını satın alarak burayı bir müzik kulübü ve derneğine dönüştürdü. 2016 yılına kadar Türk kültürünü yaşatmak için saz dersleri verdi. Erdoğdu, müzik kulübünün hem Türklerden hem de Belçikalılardan ilgi görüyor. Müzik Kulübünün şu anda 1.500 öğrencisi bulunuyor.

Erdoğdu'nun müziğe katkıları sadece Türk toplumuyla sınırlı kalmamış, Belçikalıları da etkilemiş. Erdoğdu, emekli olmadan önce bile "Orchestre Patriote İsmail Erdoğdu" adlı orkestrasıyla düğünlerde ve diğer etkinliklerde sahne aldı.

1979 yılında Tongeren'de bir arkadaşının stüdyosunda bir kaset kaydetti. Belçika'daki Türk madencilere ithaf ettiği Charbonnage adlı şarkısı, 1960'lı yıllarda göçmen işçilerin zor yaşam koşullarını ele alıyor.

Erdoğdu, Belçika'daki Türk toplumu için bir kültür elçisi olarak tanınmaktadır. Müziği ve sazıyla Türk kültürünü koruyarak Belçika'nın çok kültürlü zenginliğine katkıda bulunmuştur. Orkestraları törenlerde ve çeşitli kültürel etkinliklerde sahne alarak geniş bir kitleye ulaşmaktadır.

Erdoğdu ve eşi iki yıl önce 50. evlilik yıldönümlerini kutladılar. Bu uzun birliktelik, birbirlerine olan bağlılıklarını ve birlikte başardıkları her şeyi simgeliyor. Canlı performans sergilemeye devam eden Erdoğdu, müziğiyle Belçika'daki Türk toplumunun sembolü olmaya devam ediyor.

İkinci nesil : Zeynep Demirel

Kendisi 50 yılı aşkın bir süredir sahne alıyor ve Türkiye'nin sembolü olmaya devam ediyor. Belçika'daki Türk toplumunun sembolü.

Türkiye ve Belçika arasındaki ikinci nesil göçmenlerin temsilcisi, Zeynep Demirel kendisini her şeyden önce bir "dünya vatandaşı" olarak görüyor.

İşte Zeynep Demirel’in portresi.

1989'da Türkiye'de doğan Zeynep Sever Kuşadası'nda 12 yaşına kadar büyüdü.

Birinci kuşak göçmen olan babası zaten sürekli olarak Belçika'da yaşıyordu. Ama annesi Belçika'dan ayrılmak istemedi. Çünkü orada çalışıyordu. Yani ilk zamanlarda 2000 yılında tüm Sever ailesi Belçika ve Zeynep arasında bir hayat başladı.

Farklı kültürler. Dünyanın şafağında Ergenlik, kendi ülkesinden farklı bir ülkede yaşamak her zaman bildiği kişi bazen onun için zor oluyordu. Fakat o dilbilimsel olduğuna inanıyor di̇lsel, kültürel ve entelektüel zengi̇nleşti̇rme, dünyanin kalbi̇nde kendi̇ ki̇şi̇li̇ği̇ni̇ oluşturmasına ve kendi̇ ki̇şi̇li̇ği̇ni̇ geli̇şti̇rmesi̇ne yardımcı olmuştu.

Dünyanın kalbindeki kişilik, yetenekli her yere uyum sağlayabiliyordu. O Belçika’da okulu gitti, Fransızca öğrendi, arkadaşlar edindi, gelişerek entellektüel bir kişiliğe kavuştu.

O zamanlar ve ona göre Türkiye çok kültürlü bir ülke değildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin 1920'lerdeki kuruluşundan bu yana izlediği birleştirme politikasının sonucu olarak kültürel açıdan çok, hatta fazla homojen bir ülkeydi.

Buna karşılık, Belçika Krallığı halihazırda etkileyici bir kültürel çeşitliliğe ev sahipliği yapmakta ve örneğin Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir zaman yüzleşmediği kapsayıcılık sorunlarına yanıt vermiyordu. Valonya ve Flandre'den oluşan, AET'nin kalbinde yer alan, Lüksemburg ve Hollanda'nın tarihi dostu ve yakında Avrupa Birliği'nin kurumsal kalbi olacak olan Belçika, kültürel ve siyasi çeşitliliği etkin bir şekilde bünyesinde barındırıyordu.

Eski Belçika Güzeli Zeynep Sever bu ülkede her zaman yabancı insanlarla temas halinde olmuş ve yabancı arkadaşlara sahip olmuştu. Bu da Belçika'nın ona en çok mesleki yaşamında, ama aynı zamanda ve her şeyden önce bir insan olarak ne verdiğini yansıtıyordu.

Belçika'da bu kadar uzun süre bulunmanın dezavantajı, Türkiye'deki yönünü kaybetmiş olmasıydı. Öyle ki, Türkiye doğup büyüdüğü 'ilk' ülkesi olmasına rağmen, 20 yaşında Türkiye'ye dönmesi zor oldu.

Bayan olarak görev yaptığı dönemden sonra, ünlü bir Türk futbol kalecisi olan Volkan Demirel ile evlenmek ve kalıcı olarak orada yaşamak için Türkiye'ye döndü. Ancak neredeyse on yıl boyunca Belçika kültürüne ve ruhuna kendini kaptırmış olan Zeynep'in İstanbul'a dönüşü, özellikle ilişkiler açısından zor oldu.

Türk zihniyeti Belçika zihniyetiyle aynı değil.

Zeynep'in sürekli ve muazzam bir siyasi, ekonomik ve sosyal değişim geçiren Türkiye Cumhuriyeti'ne yeniden entegre olması bir ya da iki yılını aldı.

Ancak bu ülke değişiklikleri ve ilişkiler dünyasına uyum sağlama alıştırmaları, artık herhangi bir ülkede nasıl yaşayacağını bildiği anlamına geliyordu. Kültürü, dini ya da etnik kökeni ne olursa olsun, insanları sadece birey olarak görerek kendini her zaman bir grup içinde aynı şekilde konumlandırıyordu.

Kendisinin de söylediği gibi, yarın Amerika Birleşik Devletleri'ne ya da Afrika'ya taşınabilir ve bunu nasıl yapacağını bilir. Hangi bağlamda olursa olsun, hayatını nasıl yeniden inşa edeceğini, yerini nasıl bulacağını bilirdi.

Arkadaşlıklar kurmak belki daha zor olurdu, çünkü bir "dünya vatandaşı" olarak, Belçika ve Türkiye arasında, her ikisinde de olduğundan daha fazla hissettiğini itiraf ediyor.

Bugün, kendisini bir 'dünya vatandaşı' gibi hissettiren şey, uyum yeteneği ve açık fikirliliğiyle birleşen çifte kültürü oldu. Hiçbir yere bağlı olmayan ama her yere kök salabilen ve çeşitli kültürler hakkında sağlam bir bilgi birikimine sahip olan yaşam yolu, ona profesyonel hayalini gerçekleştirecek silahları verdi.

Film yönetmeni olmak.

Zeynep Sever, 19 yaşında Belçika Güzeli seçildikten ve bir yıl komitede çalıştıktan sonra Türkiye'ye döndü ve eşiyle evlendi. İlk kızlarına hamileyken sinema okumak ve yönetmen olmak için İstanbul Bilgi Üniversitesi'ne kaydoldu.

Birkaç yıl sonra, oyuncu olma ve bir televizyon dizisinde çalışarak sektöre girme şansını yakaladı. Covid-19 salgını nedeniyle faaliyetlerini durdurmadan önce birkaç yıl boyunca bir yapım şirketi de işletti. Ancak koronavirüs onun hayallerini yok etmedi ve sinema hala gitmek istediği yol.

Zeynep Demirel, kızlık soyadı Sever, Türkiye ve Belçika arasında ikinci kuşak bir göçmen. Türkiye'den Belçika'ya giden ilk kuşak olan babasının ardından o da Avrupa'ya gitmiş.

Küçük yaşta ayrılıp Türkiye'ye dönerek aile hayatını sürdürdüğü için üçüncü kuşakla doğrudan bir bağı yok.

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.