Bakü merkezli düşünce kuruluşu Topçubaşov Merkezinden Murad Muradov, 2021 yılında Azerbaycan'da yaşanan gelişmeleri AA Analiz Masası için değerlendirdi.
Murad Muradov
İstanbul AA
2020'de 44 gün süren Karabağ Savaşı'nın ardından 2021 yılı, Azerbaycan tarihindeki en büyük girişimlerden "Büyük Dönüş" projesine, Ermenistan ile sancılı da olsa normalleşme sürecine ve Kovid-19 salgınında normale dönüş adımlarına tanıklık etti. Azerbaycan-Ermenistan hattında ise yıl içinde Kelbecer ve Laçın bölgelerinde can kayıplarının olduğu çatışmalar yaşandı.
Ermenistan ile müzakereler
Mevcut aşamada Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ihtilafın ana nedeni sınır anlaşmazlıklarından kaynaklanıyor. Sovyetler Birliği'nden bağımsızlıklarını kazanmak için mücadele ettikleri sırada iki ülke, sınırların belirlenmesi sürecinde etkin bir sonuç elde edememişti. Ancak Erivan, Azerbaycan'ın sınırları belirleme konusundaki talebini, müdahaleci tutumlarının önüne geçeceği için kabul etmiyordu fakat kasım ayında yaşanan çatışmaların ardından pes etmek zorunda kaldı. Ardından İlham Aliyev ve Nikol Paşinyan, Brüksel'de bir araya gelerek müzakereleri başlattı. Bakü'nün bu kapsamdaki önemli kazanımı, Karabağ sorununun yanı sıra Dağlık Karabağ'ın statüsünün de sona erdiği fikrinin başarılı bir şekilde tesisi oldu.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ihtilafın ana nedeni sınır anlaşmazlığıdır.
Brüksel toplantısı Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinin de önünü açtı. Taraflar, müzakereler için özel temsilciler atadılar ve diplomatik ilişkiler kurma nihai hedefini takip ettiklerini deklare ettiler. 2009'un aksine bu kez Bakü, Ermeni rövanşizmine karşı önemli bir garanti olmasını umarak bu gelişmeyi açık şekilde destekliyor.
Aliyev'in kararlılığı
Cumhurbaşkanı Aliyev, Azerbaycan'ın savaş sonrası karmaşık dinamiklerdeki menfaatlerini en üst düzeye çıkarmak için çeşitli güç merkezlerini ziyaret etme ve söylemlerini duruma göre değiştirme stratejisini başarıyla sürdürdü. Bu durum bilhassa Aliyev'in Rusya ile ilgili ifadelerinde açıkça sezilmekteydi. Aliyev, Azerbaycan-Rusya ilişkilerini ve Karabağ'daki Rus barış güçlerinin hizmetini genel olarak olumlu nitelerken, Bakü'nün kırmızı çizgilerini ve kaygılarını her zaman açıkça ortaya koydu. Örneğin, Şuşa yakınlarında bulunan İskender füzesinin ihracatı öngörülmeyen modelinin Ermenistan'a satışını kamuoyuna açıklamaktan çekinmedi. Ayrıca Bakü, aksi yöndeki çok sayıda iddiaya ve Moskova'dan gelen net sinyallere rağmen Rusya liderliğindeki Avrasya Ekonomik Birliği veya Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütüne (KGAÖ) katılma konusunda ciddi tartışmalardan kaçındı.
Brüksel toplantısı, Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinin de önünü açtı.
Karabağ Savaşı'ndaki ortaklık ve Aralık 2020'de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretiyle daha ileri seviyeye ulaşan Türkiye-Azerbaycan ilişkileri, 2021 boyunca karşılıklı lider ziyaretleri ve Şuşa'da kabul edilen bildiriyle yeni bir boyuta ulaştı. Diğer bir önemli dönüm noktası da Kasım 2021'de Türk Konseyinin Türk Devletleri Örgütüne dönüştürülme kararıydı.
Ankara-Bakü stratejik ortaklığının, Orta Asya devletlerinin bu entegrasyona sıcak bakmasında etkisi büyük. Enerji ve lojistik bağlamında kritik role sahip olma potansiyeli bulunan Türkmenistan'ın teşkilata gözlemci üye olarak kabul edilmesi, Azerbaycan için mühim. Bunun yanı sıra Türk dünyası entegrasyonu, Bakü'ye yumuşak gücünü daha geniş bölgelere yayması adına önemli fırsatlar sunuyor.
İran ile yaşanan gerilimler
Bakü ile Tahran arasında yaşanan gerilim 2021'e damga vuran gelişmelerden biri olarak kayda geçti. Ağustos-ekim döneminde iki ülke yetkililerinin karşılıklı ithamları gündeme geldi. Medya savaşları ve üstü kapalı diplomatik zıtlaşmalar yaşandı. Dağlık Karabağ'a giden İranlı tır şoförleriyle başlayan gerginlik kısa sürede ivme kazandı. Azerbaycanlı yetkililer ülke içindeki İran nüfuzuna meydan okurken, Tahran da Bakü'nün İsrail ile ilişkilerini "Siyonist rejimle tehditkar ortaklık" şeklinde lanse etti. Ancak tansiyon uzun sürmedi ve dostane söylemler galip geldi. Örneğin; İran'dan Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden geçen, Batı'ya doğru bir ulaşım koridoru inşası fikri gündeme geldi. Bu gelişme, Azerbaycansız bir bölgesel projenin hayata geçirilemeyeceği fikrini kanıtlaması nedeniyle Aliyev'in diplomatik bir zaferi şeklinde değerlendirilebilir.
Türk dünyası entegrasyonu, Bakü'ye yumuşak gücünü daha geniş bölgelere yayması adına önemli fırsatlar sunuyor.
Son olarak, 2021'de Fuzuli Uluslararası Havalimanı'nın tamamlanması da kayda değer bir gelişme oldu. Zira bu gibi gelişmeler, Bakü vaatlerini yerine getirme ve "Büyük Dönüş"ün iddialı projelerinin hayata geçirildiğini gösteren adımlar.
2022'de Azerbaycan'ı neler bekliyor?
2022 yılı bölge ülkelerinden Kazakistan'dan gelen üzücü haberlerle başladı. KGAÖ'nün aktivasyonu, Ukrayna'daki durumun tam ölçekli devletlerarası savaşa dönüşmesi tehdidiyle Post-Sovyet coğrafyasında gerginliğin sürekli yükselmesi ve özellikle istikrar ve kalkınmanın dayanak noktası olarak kabul edilen ülkelerin bir anda kaosa sürüklenebileceğinin farkına varılması endişe verici gelişmeler. Bu nedenle, 2022 yılı faal diplomasi ve politik reformların ivme kazanacağı bir yıl olabilir.
Cumhurbaşkanı Aliyev'in Ukrayna ziyareti Bakü'nün bu sinyalleri algıladığını gösteriyor. Bağlantısızlar Harekatı'nın aktif bir üyesi olan ve hem Rusya hem de Ukrayna ile dostane ilişkileri koruyan Azerbaycan, arabulucu olmak ve Post-Sovyet coğrafyasında uzlaşmacı ortam oluşturma çabası içinde. Nitekim, buradaki herhangi bir büyük çatışma Azerbaycan'ın siyasi ve ekonomik güvenliği üzerinde olumsuz etkilere neden olacaktır. Bu realite, Ermenistan ile müzakerelerde somut ilerleme kaydedilebilmesinin önemini de artırıyor.
Bakü, bölgede büyük bir istikrarsızlık meydana gelirse ve özellikle Azerbaycan Moskova ile birlikte çalışma ortamını koruyamazsa, Erivan'daki rövanşistlerin üstünlük sağlayabileceğinin farkında. Bu nedenle 2022'de sınır belirleme sürecinin hız kazanmasını ve liderler arasında toplantıların daha sık gerçekleşmesini bekleyebiliriz. Aynı zamanda Zengezur koridorunun yapılandırılmasıyla ilgili ayrıntılar üzerinde anlaşmaya varılabilir.
Öte yandan, Bakü, Karabağ'ın yeniden inşasını hızlandırarak zaferin sonuçlarını pekiştirmek için tüm olanaklarını seferber etmiş durumda ve Şuşa'da ve şu anda tamamlanmış olan birkaç "akıllı köyde" yeniden iskan sürecini başlatmayı umuyor. Her yeni yerleşim yeri, her yeni ekilmiş toprak parçası, yeni statükoyu bir santim daha meşrulaştıracak, destekleyecek ve aynı zamanda halkın gözünde hükümetin meşruiyetini güçlendirecektir.
Büyük bir bölgesel çatışma Bakü'yü önceliklerini değiştirmeye zorlamazsa, 2022 yılında Azerbaycan'daki gündeme siyasi ve ekonomik reform çalışmalarının yoğunlaştırılması hakim olabilir. Zira kamuda devlete ait şirketlerin tekelci ve verimsiz uygulamalarını eleştiren sesler yükseliyor ve yakın zamanda oluşturulan Azerbaycan Yatırım Holding, çoğunlukla şeffaf olmayan kodamanları modernize etmek ve kısmi bir özelleştirmeyi hazırlamakla görevli. Bu kapsamda ülke ekonomisinde de yeni reformlar oluşturma şansı elde edilebilir. Kazakistan'daki olaylar bu değişikliklerin aciliyetini gösteriyor.
[Murad Muradov Topçubaşov Merkezinin Kurucu Ortağıdır]