Yeneroğlu: “Alman kurumlarının PKK’ya yönelik tutumunda değişiklik yok: Görmezden gelmek veya önemsememek.”
Almanya Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nin ‘PKK’nın Afrin’deki Türk Askerî Harekâtına Dair Tepkisi’ başlıklı açıklamasına ilişkin değerlendirmede bulunan AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nin yayımlamış olduğu açıklama, Alman güvenlik makamlarının PKK’nın Türk vatandaşlarına yönelik saldırılarını suç içeren eylemlerden ziyade, sadece birer kabahat olarak görmeye devam ettiğini doğrulamıştır. Bununla birlikte ilgili kurumlar ne terörizmin motivasyonunu anlamaya, ne de ona karşı mücadele etmeye istekli görünmektedir.” dedi. Yeneroğlu açıklamasında şunları kaydetti:
“Almanya Federal Anayasayı Koruma Dairesi tarafından yayımlanan mesaj,[1] terör örgütü PKK’nın Türk vatandaşlarına, kuruluşlarına ve cami cemaatlerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıları önemsemediğini ve farklı isimler altında terör örgütüne hizmet eden paravan örgütlerin PKK ile organik bir bütünlük içinde hareket etmelerini gözardı ettiklerini bir kez daha ortaya koymuştur. Söz konusu mesaj aynı zamanda Almanya’nın iç istihbarat servisinin PKK’ya yönelik tutumunun, Alman hükûmetinin resmî pozisyonu ile örtüştüğünü göstermektedir.
Kabul etmesi zor olsa da gerçek şu ki; PKK, Almanya’da büyük bir lobi gücüne sahiptir. Bunun asıl nedeni, Alman medyasının başta Türkiye olmak üzere PKK’nın lobi faaliyetleri hakkında çoğunlukla tek taraflı haber yapma anlayışına sahip olmasıdır. Kamuoyundaki bu tabloya dayanarak Alman gizli servisleri de PKK’yı bir terör örgütü olarak sorunsallaştırmamakta ve bu örgüte karşı ciddi bir mücadele vermemektedir.
Anlaşılan o ki; Anayasayı Koruma Dairesi de pozisyon almak istemediği için PKK’dan bahsederken herhangi bir terör örgütünden bahsetmemektedir. Türkler “milliyetçi ve aşırı sağcı” olarak kategorize edilebilmelerine rağmen, PKK mensupları hakkında herhangi bir tasvir söz konusu olmamaktadır. Dahası herkes tarafından PKK’nın çatı organizasyonu olduğu bilinen NAV-DEM için en fazla “PKK’ya yakın” ifadesi kullanılmıştır. NAV-DEM’in PKK’nın yedek örgütü olarak tasvir edilmesi yetkilileri yasal işlem yapmaya zorlayacağından, gerçeklerle örtüşen somut bir dil kullanmaktan kaçınılmaktadır. Bu tutumun ne kadar çürük olduğunu yine kurumun kendi raporlarında görmek mümkündür. Nitekim Anayasayı Koruma Dairesi’nin 2016 yılında yayımlamış olduğu raporda (Almanya İç İstihbarat Teşkilatı Anayasayı Koruma Dairesi 2016 Raporu, s. 221) NAV-DEM doğrudan PKK yapılanması içinde gösterilmiş ve sadece terör örgütü tarafından yöneltilen direktifler çerçevesinde hareket eden bir yapı olduğu belirtilmiştir (s. 244).
Tüm bu bulgulara rağmen anlaşılması oldukça zor bir kayıtsızlıkla “PKK’nın Afrin’deki Türk askerî harekâtına karşı tepkisi” şeklinde haberler yapılmaktadır. Hâlbuki burada ekseriyetle ciddi bir soruşturmaya tabi tutulmayıp faillerin de kovuşturmadan korunduğu onlarca suç eylemi mevcuttur. Bununla birlikte açıklamada, söz konusu suç eylemlerine yer yer anlayış gösteren bir tasvir yer almaktadır. Böylece hem kamu hem de güvenlik makamları kamuoyuna karşı iyi terörist, kötü terörist oyununu oynamaya devam etmektedirler.”