Fesapşı Sayın Özdemir,
Düşünce tarzınız ve yaşam kültürünüz olarak bir Alman olduğunuzu biliyorum. Ama bir röportajınızda atalarınızın Çerkez olduğunu söylediğiniz için sizi Çerkezce selamlamak istedim.
Çerkez deyince hep aklıma Çerkez şairi Bagrat Şinkuba gelir...Ve onun yürek kavuran şiiri:
“Rüzgar vurup bizleri yurdumuzdan atınca
Karadeniz tuzlanmış gözyaşlarımızla... “
Karadenizin tuzu ve rüzgarı ne sürgünler, ne ölümler gördü... Yüzbinlerce Çerkez bir anda Rus ordularının önünde Karadeniz’in o çılgın dalgalarının içinde kayboldular... Çocuklar, kadınlar ve bembeyaz sakallı yaşlılar inim inim inledi ve göklere çığlıklarını emanet bıraktılar... Yerler de gökler de “ane” feryatlarıyla doldu. O korkunç sürgün ve ölüm yıllarından tam 65 yıl sonra yaşlı bir Çerkez, Gürcü tarihçisi Simon Canaşia’ya Çerkez’lerin Karadeniz boyunca ne halde olduklarını şöyle anlatmıştı:
“Deniz kenarında yedi yıl boyunca atılmış insan kemikleri vardı. Kargalar erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Deniz yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını atıyordu. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem.”
En iyimser tarihçilere göre altı yüz binden fazla Çerkez yok edilmiş ve geri kalanları da kendilerini Osmanlı topraklarına atmışlardı. Anadolu’nun şefkatli kucağına atılan her Çerkez, o toprakları öpüyor ve gözyaşlarıyla suluyordu. O dönemin yoksul Türkleri, Adıgeyli, Şapsığlı kardeşlerine evlerini, sofralarını açıyor, onların dertlerini, kederlerini paylaşıyorlardı.
O sürgün ve ölüm yıllarının üzerinden 70-80 yıl sonra bu kez Kırımlılar bir gecede trenlere doldurulup Sibirya’nın korkunç bozkırlarına savruldular ve binlercesi yolda ve gittikleri yerde öldü.
Tabii siz Alman olduğunuz için bütün bu acı dolu hadiseler size masal gibi geliyor. Çünkü Batı mantığında kaç bin, kaç milyon müslüman ölse onlar kırıma, soykırıma uğramış sayılmazlar. Ama söz konusu hırıstıyanlar olunca bin yıl önce bir kişi dahi ölmüşse onların hesabı 21. yüzyılda mutlaka sorulur.
Daha bu yüzyıldaki Kırım sürgünü, Irak soykırımı, Suriye’de bir halkın toptan yok edilişi asla Batı’nın gündeminde olmadı.
Sizi bir Batı’lı olarak bu yüzden asla suçlamıyorum. Çünkü tek bakış açısı, çifte standart, önyargı siz ne yaparsanız yapın Batı’nın ruhunda vardır.
Batı hesap sormada da ne yazık ki adil değildir. Ermeni meselesinde de adil bir şekilde hesap sorsaydı inanın hiç kimsenin itirazı olmazdı. Ama onlar Ermenileri de kendi düşünce ve politik hesaplarına kurban etmekten bir dakika bile çekinmediler. Fransa Türkiye ile gerilim yaşadığında hemen Ermeni meselesini parlamentoya getiriyor, Rus uçağı düşürülünce Rusların ilk işi Ermeni dosyasını raflardan indirmek oluyor, Almanlar Erdoğan’a ateş püskürünce hemen akıllarına bizim biçare komuşumuz Ermenilerin acıları akıllarına geliyor.
Oh ane oh! Karadenizin dalgalarında hala Çerkez kanının köpüğü var. Ama seni duyan kim? Adıgeylerden bir politikacı Berlin’de o çığlıkları değil de Batı poltikasının arzularından kaynaklanan bir inatın peşinde...Ah ane, ah!
Ama Batı sadece Çerkezlere mi sağır ve kör? Hayır! Doğu Anadolu’daki Türklerin Ermeniler tarafından yok edilmeleri de Batı’nın umurunda değildir. Çünkü maksat iki komşu halkı barıştırmak, yaralarını sarmak, geçmişin kinlerini unutturmak, birbirlerinin yaralarını üfleyip okşatmak değildir. Maksat, devamlı Türkiye’yi baskı altında tutabilmek için sürekli kinleri kaşımak, yüz yıl öncesinin olaylarını göz önüne getirerek iki halkı yeniden birbiriyle savaştırmaktır.
Ğuse Özdemir,
Sizin partinize bir kaç kez oy vermiş olmam nedeniyle Çerkezce size “Ğuse Özdemir,” yani “Yoldaş Özdemir” demem de herhalde bir mahzur yoktur. Siz belki de hümanist duygularla yola çıkmışsınız. Sizin insani duygularınızı anlamaya çalışıyorum. Hatta, daha 25 yıl önce Ermeniler tarafından yurtları işgal edilen ve evlerinden kovulan, binlercesi öldürülen Azerbaycanlılar hakkında Alman Meclisi’nde veya basında bir cümle sarfetmiş olsaydınız sizin samimiyetinize de inanacaktım. Ama ne yazık ki, 100 yıl önce olmuş bir olay ve asla mahkeme kararlarıyla ispatlanmamış bir mesele hakkında bu kadar heyecanla çalışırken Azerbaycanlılar konusunda bir kelimenizi dahi duymadık. Onlar insan değil mi sayın Özdemir?
Ama Batı’nın kinleri yeniden hortlatma gayretleri konusunda yine de size sesimi duyurmaya çalıştım. Okursunuz, okumazsınız o sizin işiniz. Ama Batı’nın bu iki yüzlü, adaletsiz, dayatmacı Ermeni siyaseti nedeniyle 80 milyon Türkü öldürseniz de bu meselede asla taviz verilmeyeceğini size söyleyeyim. Bu düşünce, bağnaz, ırkçı insanların düşüncesi değildir. Bu düşünce sosyalistinden liberaline, dindarından milliyetçisine bütün Türklerin düşüncesidir. Çünkü Batı, üzüm yemek, yani yaraları sarmak istememektedir. Batı bahçıvanı dövmek arzusundadır ve biz Türkler bunu çok iyi bilmekteyiz.
Dr. Orhan Aras