“Ben buradan dönmem Allah’ın izniyle”
Avustralya’da Naim Süleymanoğlu’nun özgürlüğe kaçışına yardımcı olan Rasim Arda, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’na (YTB) özel açıklamalarda bulundu.
Rasim Arda 1986’da Melbourne’de düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası’nda Türk Büyükelçiliğine sığınan ve Türkiye’ye iltica eden Naim Süleymanoğlu’nun kaçış hikâyesini anlattı.
Dünya ve Türk halter tarihine adını altın harflerle yazdıran “Cep Herkülü” lakaplı Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye yolculuğu Rasim Arda ve arkadaşları ile başladı. Rasim Arda ve arkadaşları, Avustralya’da tanıştıkları Süleymanoğlu’nun Bulgar takımından kaçışına yardımcı oldular ve Türk Büyükelçiliğine sığınmasını sağladılar. Arda, filmleri aratmayan bu özgürlüğe kaçış hikâyesini YTB’ye anlattı. YTB Başkanı Abdullah Eren, Bulgaristan’dan Türkiye’ye zorunlu göçün 34’üncü yılı anma etkinliğinde YTB mikrofonlarına konuşan Arda’nın açıklamalarını sosyal medyadan paylaştı.
Olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonluklarına sahip Naim Süleymanoğlu ile ilk defa 1985 yılında Avustralya’da tanıştığını anlatan Arda, iyi bir organizasyon yaparak kaçış planı hazırladıklarını söyledi ve hikâyeyi şöyle anlattı: “Ben, Naim Süleymanoğlu ile ilk defa 1985 senesinde Avustralya’da Melbourne’de tanıştım. Daha önce kendisini tanımıyordum. Bulgar takımında bir Türk çocuğunun olduğunu duyunca gidip otelde ziyaret ettim. Tanıştık. Tanışmamız öyle oldu. O zaman da kaçması için, iltica etmesi için yardımcı olabileceğimizi söyledim. Fakat yaşı da pek tutmuyordu. 16 yaşlarındaydı. ‘Düşüneyim’ dedi. Üç, dört gün sonra, ‘Rasim abi ben kalamıyorum. Bulgaristan’da ailem için endişe ediyorum’ dedi. Ondan sonra takımla beraber döndü. Ben şahsen onu bir daha getireceklerini sanmıyordum. Çünkü Bulgarlar onu kaçıracağımızdan şüphelendi. Bir daha getireceklerini beklemiyordum.”
TÜRKİYE’YE ÇOK BÜYÜK MADALYALAR KAZANDIRDI
İlk tanışmanın ardından Naim’in bir buçuk sene sonra tekrar geldiğini belirten Arda, “Bir buçuk sene sonra tekrar getirdiler buraya. Bu zaman zarfında ben zaten hazırdım. Ona yardımcı olmaya gittim. Tekrar aynı otelde buldum. Kalıp kalmayacağını sordum. ‘Bu sefer ben buradan dönmem Allah’ın izniyle’ dedi. ‘Gereken ne yardımı yapabileceksiniz’ dedi. Ben her şeye hazırdım. Ondan sonra gördüğünüz gibi, iyi bir teşkilatlanma yaptık. Birkaç araba değiştirerek o gece bir eğlence yerinden onu çıkardık. Geri kalanını biliyorsunuz. Ondan sonra Türkiye’de işte (Turgut) Özal devreye girdi ve onu bir aksilik olmadan Türkiye’ye gönderdik. Böyle neticelendi. Kendisi bildiğiniz gibi Türkiye’ye çok büyük madalyalar kazandırdı. Allah rahmet eylesin. Allah ondan razı olsun” şeklinde konuştu.