Hollanda seçimlerinde heyecan dorukta. Özelikle Türk kökenli adayların Hollanda siyasetine etkisi merak konusu.
Seçimlerde toplamda 34 Türk kökenli aday yer alıyor. DENK Partisi 26 adaya listelerinde yer verdi. Hollanda’da seçim sistemine göre tercih oylarının önemi büyük.
Meclisi’nin 150 üyesini belirlemek üzere yapılacak seçimlerde 12 milyon dolayında seçmenin oy kullanacağı belirtiliyor.
DENK, partisi Hollanda'da, Hollandalı Türklerin kurduğu siyasi parti olarak biliniyor. Parti, özellikle Hollanda'da yaşayan azınlıklara hitap etmektedir. 9 Şubat 2015 tarihinde kurulan partinin kurucuları eski PVDA Milletvekilleri olan ve partilerinden siyasi duruş ve görüş farklılıklarının oluşması nedeniyle istifa eden Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'tür. Parti, 15 Mart 2017 ve 17 Mart 2021 tarihlerinde Hollanda'da temsilci parlamento seçimlerinde Hollanda meclisinde 3 sandalye kazanmıştı.
DENK Partisinin bu dönem Siyasi Liderliğini Stephan van Baarle üstlenmiş durumda. Resmi rengi Turkuvaz olan DENK Partisinin 150 kişilik Temsilciler Meclisinde 3 üyesi bulunuyor. DENK partisinin siyasi sloganı ise ‘’Nederland is van ons allemaal’’(Hollanda hepimizin) şeklinde kucaklayıcı bir görüşü yansıtıyor.
DENK Partisi Hollanda’da alacağı yoğun destek ile siyasetin kilit partisi olma yönünde ilerliyor.
DENK ADAYI FUNDA İLERİ; ‘’TEMEL İNSAN HAKLARI ELBETTE ÖNCELİĞİMİZ’’ DİR.
Hollanda milletvekili seçimlerinde Denk Partisi’nden 25. sıradan aday olan Funda İleri, katılmış olduğu platformlarda yaptığı konuşmalarda seçildiği takdirde çeşitliliğin ve temel insan haklarının her zaman öncelikleri olacağını anlatıyor.
- Funda İleri Kimdir?
Ben Funda ILERI (38), Aydınlı bir ailenin ferdi olarak Hollanda'da dünyaya geldim. Sosyal toplumsal sorunlarla etkin olan bir hukukçu olarak ve burada doğmuş yetişmiş bir vatandaş olarak milletvekilliği için 2023 Kasım genel seçimlerinde Denk partisi adaylığımı koymuş bulunuyorum.
Eğitim hayatim ve yaşamım boyunca temsil görevlerinde aktif olarak bulunmam ve soruların çözümü konusundaki aktif duruşumla beraber siyasette yer almamda kaçınılmaz oldu. Farklı uluslararası Avukat ve hukuk bürolarında Den Haag’ da çalıştım, çeşitli derneklerde insanlarımızın sorunlarıyla birlikte her daim yanlarında olup bu sorunları çözüm aşamasında tam destek sağlayarak yanlarında bulundum. Çünkü bunu ben ailemden de böyle gördüm. Biz ailecek, özürlü bir bireyi ailemize katarak ona destek olup 20 yıldan fazla bir süredir maddi manevi fedakârlık ederek hayatta kalmasını sağladık ve sahip çıktık. Bu deneyimler benim için zorlukların güçlenme fırsatına dönüşebileceğini öğretti.
Şu anda siyasete atılan bir kadın olarak politikaya farklı çözüm önerileriyle girme arzumda Denk partisinin idealleriyle örtüştüğü için ve şimdi buradayım en iyi şekilde her görevin üstesinden geleceğime inanıyorum.
- Hukukçuluğunuz yanında Politikaya girmek istediniz, politikada Şu ana kadar edindiğiniz tecrübelerinizi anlatırmışsınız.
Geçtiğimiz dönem Güney Hollanda eyalet seçimlerine katılan Denk partisinin ilk kadın adayı olarak listede yer aldım ve 4. sıradan katılım sağladım. Politikaya atılarak buradaki insanlarla daha çok buluşma fırsatı yakaladım ve onların sorunlarını anladığımda gerçekten onlar için çalışmak ve bilgilerimi onlar için kullanmak istediğimin farkına vardım. Bu fark ve özveri benim seçimlerde iyi çıkış yapmamı sağladı, başarılı bir kampanyayla tanındım. Ayrıca Hollanda'da Avrupa Parlamenteri bir koç eşliğinde hazırlanmaktaydım seçimlere. Bunun devamında temsilci olarak farklı alanlarda da görev yapmak için hazırlanmaktayım. Türk Girişimci Derneği başkanı olarak La Haye'de görev üstleneceğim.
- Neden Denk Partisi?
Son yıllarda Avrupa'da sağ kesimin milliyetçi duruşu, bölgede yaşayan azınlıkların hukuksal haklarını, temel hak ve hürriyetlerini ve toplumun huzurunu herkes için tehlikeye sokmaya başladı. Bu durum maalesef sol partiler tarafından engellenemedi. Denk partisinin azınlıklara ve Türklere karşı kucaklayıcı vizyonu, tüm Hollanda vatandaşlarının kendilerini eşit ve duyulmuş hissetmesi açısından beni Denk partisine yönlendirdi. Denk Partisiyle birlikte özellikle azınlık haklarına sahip çıkılacağına, birlikte hareket ederek sorunlarımızı daha geniş kitlelere duyurabileceğimize inanıyorum. Denk partisi gibi cesur bir oluşumun insan haklarının Hollanda'da neden gerekli olduğu daha da belirgin hale gelmiştir, özellikle Filistin konusunda dahada belirginleşmiştir.
- Kadınlarının Hollanda politikasındaki rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kadınların Hollanda politikasındaki rolü, sadece kadın olarak değil, taşıdıkları makamın hakkını vererek halkı temsil etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Burada yaşayan kadınların ve halkın sesi olmaları ayrıca bunun için çalışmaları gerekiyor. Dışardan göç alan Hollanda'da yaşayan kadınların da sesi olmaları gerekiyor. İnsan hakları için bu çok önemli. Kadınların umudu olmak için çalışmalıyız ve kadın-erkek eşitliğini sağlayabilmek için mutlaka daha fazla kadın katılımı gerektiğini düşünüyorum. Yeni oluşturulacak yasaların katkı sağlanması açısından kadın-erkek eşitliğini düzeltmek için mutlaka yasaların buna göre tasarlanması gerekiyor. Birçok konu şu anda sadece erkekleri baz alarak ele alınıyor. Oysa kuralların kadın-erkek eşitliğine dayalı olması, yarının dünyasında fark yaratabilmek adına daha fazla kadın temsilciye ihtiyaç olacaktır. Ne kadar çeşitlilik sağlanabilirse, temsil makamlarında aynı zamanda insanların seslerini de duyurmuş olacaklardır.
- Siyasete girdikten sonra yaşadığınız en büyük zorluklar nelerdi?
Siyasete girdikten sonra yaşadığım en büyük zorluklar, öncü kadınlara yönelik mesafenin politik ortamda var olmasıydı. Maalesef kadınların fikirlerinin ciddiye alınmaması veya ayrımcı davranışlara maruz kalmaları da sıkça karşılaştığım sorunlardan biriydi. Bu tür zorluklarla başa çıkmak, cesaret ve dayanıklılık gerektiriyor. Ancak arkamda yüzlerce dağ gibi destekleyen seçmen olduğunu biliyorum ve onlar için asla mücadele etmekten vazgeçmeyeceğim hangi zorluk olursa olsun onların güveni benim gücüme güç katmaktadır. Bu benim en büyük motivasyon kaynağım olmuştur her zaman. Seçmenlerimle aramda kurduğum bu özel bağ, her engellemeyle karşılaştığımda motivasyonumu daha da artırıyor. Siyasette aktif olmanın güzel yönleri ve kazanımlarından insanların sevgisini güvenini kazanmam ve onlarla özel bağ kurmam. İnsanlar bana sorunlarını paylaşmaya ve benimle iletişime geçmeye başladılar. Bazılarının ablası oldum, bazılarının kız evladı veya yeri geldiğinde dert ortakları. Her adımım ve emeğim, seçmenlerimin sorunlarına göğüs germeye olan isteğimle şekillenmektedir.
- Seçilirseniz neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Avrupa'nın genelinde olduğu gibi Hollanda'da son dönemlerde yabancı karşıtlığının tırmanışa geçti. Yabancı uyruklu Hollanda vatandaşlarının ötekileştirme ve ayrımcılık tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktayız. Göçmenler ve kadınlar başta olmak üzere ayrımcılığa maruz kalan tüm kesimlerin sesi ve umudu olmak için çalışma yürütmek istiyorum. Bunun yolunun da daha fazla sayıda kadının siyasi arenada yer almasından geçtiğine inanıyorum. Hollanda'da yaşayan göçmen kadınlar, yabancı düşmanlığının yanı sıra cinsiyetlerinden dolayı da çeşitli olumsuzluklar yaşıyorlar. Bu durum da çifte bir ayrımcılığa yol açmaktadır. Özelikle kadın sosyal sorumluluk projeleri benimle birlikte hedefimiz olacaktır. Önümüzdeki süreçte kadınları temsil noktasında sosyal olarak ve hukuksal olarak sürekli destekleyeceğimi bildirmek istiyorum.
Bilindiği üzere Türk toplumu Hollanda’da en büyük azizlik konumunda. Yarım asır geçmesine rağmen halen daha çözülmemiş sorunları var. Bu sorunların çözümü için buradayım. Sadece kadınların değil gençlerimizin eğitim süreçlerinin de yakından takip ediyorum. Göreve geldiğimde ana hedeflerimden birisi de gençlerimizin sorunlarına da el atmak olacak. Özelikle nitelikli ve güzel eğitimi hak eden gençlerimizin gelecek konusunda ne kadar duyarlı olmamız gerektiğini bize gösteriyor. Bu yüzden siyaset noktasında bu gençlerimizin desteklemeliyiz farklı alanlarda başarılı olmaları için. Denk partisiyle ile birlikte Hollanda’da yetişen iki toplumunun özeliklerini yansıtan gençlerimizin sorunlarını daha çok çözmek için çalışacağız ve Denk partisi ile birlikte gençlerin geleceğine sahip çıkabileceğimize inanıyorum.
- Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?
Burada yarım asır yasamamıza rağmen maalesef halen sorunlarla birlikte yaşamaktayız ve hatta bunlar yeni cağda çoğalmakta. Çağımızın verdiği yeni sorunların farklı çözümlere ihtiyacı var ve sizlerle el ele burada olup yaşlı, genç demeden birlikte yol almak istiyorum gelecek için birlikte hareket ederek ilerleme kat etmek için. Bunu yaparken birlik beraberlikten ödün vermeden bireysel çıkarları bir kenara koyarak canla başla çalışmak lazım. Toplumu ileriye taşımak ancak birlik ve beraberlik içinde hareket etmekten geçer bu nedenli kişisel beklentilerimiz olmadan yapılabilir. Amacım bizden sonraki nesillerin bizim açtığımız yolda zorlanmadan ilerlemeleri ve onlara örnek olabilmek.
- Son olarak, seçmenlerinize mesajınız nedir?
Hollanda hepimizin, ancak seçimlerde öncülük her daim hizmet bekleyen siz değerli seçmenlerimizin olacak. Sandıkta yine son sözü söyleyecek olan sizlersiniz. Her ne olursa olsun, hangi partiye oy verirsek verelim, son sözü söyleyecek olan Hollanda sakinlerinin istekleri önem arz etmektedir. Seçim vaatleri önemlidir, ancak akıllıca kullanın oyunuzu özenle hizmet verecek olan güvenilir yerlere gitmesi daha önemlidir. Kendini Hollanda topluluğuna adamış bir kadın siyasetçi olarak diyorum ki: unutmayalım Hollanda hepimizin, kullanacağımız oylar kendimize dönecek. Hollanda'daki yaşamımıza katkı sağlayacak ve toplumun çıkarına hizmet edecek partiler ve adayların seçilebilmesi için dikkatli olalım ve her zaman tekrar edeceğim: mutlaka yarına çıkmak ve çocuklarımız için haklar kazanmak ve korumak istiyorsak burada yaşayan vatandaşlar olarak demokratik haklarımızdan faydalanarak oylarımızı kullanalım.