Mustafa Yeneroğlu: “İslam düşmanlığının zirveye ulaştığı 28 Şubat tarihe kara bir leke olarak geçti.”
İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu 28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Yeneroğlu açıklamasında, “İslam düşmanlığının zirveye ulaştığı bu dönemde yaşanan psikolojik travmalar, işten atmalar, kamudan ve üniversiteden uzaklaştırmalar milletimizde derin izler bırakmıştır. Adaletin tesisi için yaşanan tüm mağduriyetlerin giderilmesi gerekir.” dedi.
Mustafa Yeneroğlu, “28 Şubat 1997’de dönemin Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararlar ülkemizin tarihinde karanlık bir dönemi başlatmıştır. Toplumuna yabancılaşan siyaset, ordu, yargı, medya, akademi ve sivil toplum mensupları İslami duyarlılığı olan kişilere irtica ile mücadele adı altında sistematik ve kurumsal bir zulüm gerçekleştirmiştir. İnanç özgürlüğü ve ifade hürriyeti gibi temel insan haklarının ayaklar altına alındığı 28 Şubat sürecinde milletimiz ekonomik, eğitim, sosyal ve hukuki alanlarda ağır bedeller ödemiştir.
Postmodern darbe sürecinde 11 bin öğretmen istifa etmek zorunda bırakılmış, 3 bin 527 öğretmenin görevine son verilmiştir. Eğitim hayatında 600 bin başörtülü öğrencinin okullara ve üniversiteye gidememesi, katsayı engeli nedeniyle 12 milyon 80 bin meslek lisesi öğrencisinin de istediği üniversitede eğitim görememesi nedeniyle milyonlarca genç insanın geleceğiyle oynanmıştır. 1.635 askerî personel YAŞ kararlarıyla meslekten ihraç edilmiştir. 4.625 kişi fişlenmiş, 2.500 kişi ise emekliye sevk edilmiştir. Ülkemize ekonomik olarak 387 milyar dolara mal olan sürecte 28 Şubat’ı destekleyen medyaya 3 milyar dolar kredi kullandırılmıştır. 1.732 Kur’an kursu kapatılmış ve millî iradenin yansıması olarak yüzde 22 oy almış Refah Partisi kapatılmıştır.
Bu vesileyle bütün antidemokratik uygulamalara ve baskılar ferasetle direnen, milletimizin esas ihtiyacı olan sükûnete ve huzura davette bulunarak birçok hesabı boşa çıkaran 54. Hükümet Başbakanı ömrünü davasına adamış bilge lider merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamı rahmetle anıyorum. Refah Partisi’nin kapatılmasını hem insanlık tarihindeki hukuk mücadelesi perspektifinden hem de Türkiye’nin parti kapatmalarla dolu demokrasi tarihi açısından değerlendirip ‘Olay tarihî akışı içerisinde fevkalade basit bir olaydır’ şeklinde yorumlaması bugün bakıldığında çok daha iyi anlaşılmaktadır. Türkiye’de demokrasinin önünün açılması birçok partinin kapanmasına varan mücadeleler sonucunda mümkün olabilmiştir. 28 Şubat sürecinde merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın mücadelesi geleceğe emin adımlarla yürümek isteyen Cumhuriyetimiz için önemli derslerin çıkarılacağı bir hazine olarak durmaktadır. Demokrasimiz zor zamanlarda verilen bu mücadeleler ile bugün daha güçlüdür. Bu mücadelenin ismi bilinmeyen tüm kahramanlarına da buradan minnetlerimi sunuyorum.
‘Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden Tüm Darbe ve Muhtıralar ile Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer Tüm Girişim ve Süreçlerin Tüm Boyutları ile Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi’ amacıyla kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonu’nun 2012 yılında yayımladığı raporda 28 Şubat sürecinde alınan MGK kararlarının uygulanması, medyanın rolü, devlet ve toplum üzerindeki yansımaları, yargısal boyutu gözler önüne serilerek yapılan haksızlıklar tescil edilmiştir.
Adaletin tesisi adına bu postmodern darbenin devam eden etkileri önlenmeli ve mağdurların yaraları sarılmalıdır. TBMM tarafından hazırlanan raporda darbeden etkilenen kişilere sadece örnekler bazında yer verilmiş, hak ihlallerinin tespiti ve mağduriyetlerin giderilmesine yönelik çözüm önerileri sunulmamıştır. Bu eksikliği gidermek, devam eden mağduriyetleri, idari ve yasal çözüm önerilerini tespit etmek için komisyonumuz bünyesinde ‘28 Şubat Sürecinin Neden Olduğu Hak İhlallerinin ve Devam Eden Etkilerinin Araştırılması Alt Komisyonu’ kurulacaktır.” açıklamasında bulundu.