Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından Bulgaristan Türklerinin unutulmaz önderi Mümin Gençoğlu anısına bir anma programı düzenlendi.
Yoğun bir ilgiyle karşılanan programda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Ülkemiz evelallah tüm dünyada mazlumların sesi olmaya devam edecek. Aynı Mümin Gençoğlu’nun Bulgaristan Türkü soydaşlarımızın sesi olması gibi” dedi. YTB Başkanı Abdullah Eren ise “Mümin Gençoğlu’na vefa göstermek, ahde vefa imandandır şiarının en büyük delillerinden bir tanesi olacaktır” diye konuştu.
Vefatının 30’uncu yılında Bulgaristan Türklerinin unutulmaz önderi Mümin Gençoğlu anısına Bursa’da YTB tarafından “Vefatının 30. Yılında Mümin Gençoğlu Anma Programı” düzenlendi. Özellikle Balkan kökenli vatandaşların büyük ilgi ve beğenisini toplayan ve Mümin Gençoğlu’nun zorlu mücadelesine dikkat çekilen programda Bulgaristan Türklerinin unutulmayan acı günleri anlatıldı. Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. M. Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde yapılan anma törenine çok sayıda Bulgaristan Türkü ve Mümin Gençoğlu sevdalısı katıldı. Programda YTB tarafından hazırlanan ve Mümin Gençoğlu’nun hayatı ile mücadelesini anlatan kitap da tanıtıldı.
Programda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Bursa’nın yakın coğrafyadan Türkiye’ye göç eden soydaşlar için her zaman güvenli bir sığınak olduğunu belirtti. Bursa’nın Bulgaristan’dan Türkiye’ye göçen Mümin Gençoğlu’nu da bağrına bastığını aktaran Varank, “İşte bu hoşgörülü ve misafirperver şehir tarih boyunca pek çok kişiye yuva olduğu gibi Kırca Ali’nin Yiğitler Köyü’nde dünyaya gelen ‘Mümin Aga’ya da yuva oldu” dedi.
Mümin Gençoğlu’nun da hayatının her döneminde söz konusu misafirperverliğin hakkını fazlasıyla ödediğini dile getiren Varank, “Mümin Gençoğlu’nun hayatının her dönemi gençlerimizle geriden gelenler için önemli dersler barındırıyor. Gençoğlu kendi hayatında başarılı olmasının yanı sıra doğduğu, büyüdüğü topraklara da bigâne kalmadı” dedi.
GENÇOĞLU’NUN DERNEK KURMASI STRATEJİK BİR HADİSEDİR
Konuşmasında 1980’li yılların ortalarında Bulgaristan’daki rejim tarafından yapılan akla hayale gelmeyen saldırılara ve zulümlere dikkat çeken Varank, “O zamanki Bulgaristan rejimi soydaşlarımızın ana dillerini, kültürlerini hatta ve hatta isimlerini yok etmeye çalışırken Gençoğlu’nun göç eden toplulukların sorunlarıyla ilgilenmek üzere Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği'ni kurması stratejik bir hadisedir. Bu sayede Bulgar mezalimi sürekli gündemde tutulmuş, Bulgaristan Türkü kardeşlerimizin haklarını elde etmeleri için Bulgarlar üzerinde çok ciddi baskılar oluşturulmuştur" diye konuştu.
GENÇOĞLU EŞSİZ BİR LİDER
Gençoğlu’nun Bulgaristan Türklerinin hakları için verdiği mücadelede eşsiz bir lider ve ilham kaynağı olduğunu sözlerine ekleyen Varank, “Onun cesareti, özverisi ve vizyonu, halkının onuru ve özgürlüğü için savaşan bir nesle de rehberlik etti. Zorluklarla dolu bir dönemde bile asla pes etmedi ve her türlü engellemeyi, her türlü badireyi aşmayı başardı” dedi.
Türkiye’nin dünyanın dört bir yanındaki soydaşlarını hiçbir zaman yalnız bırakmadığını söyleyen Varank, zulmün doruk noktasına vardığı 1989 yılında Bulgaristan'da başlatılan zorunlu süreçte Türkiye’nin Bulgaristan Türklerine kapılarını açarak kucakladığını anlattı.
TÜRKİYE’NİN GÜÇLÜ TUTUMU SON 20 YILDA İVMELENEREK DEVAM EDİYOR
Özellikle son 20 yılda Türkiye’nin bu güçlü tutumunun ivmelenerek devam ettiğini söyleyen Varank, “Sayın Cumhurbaşkanı’mız liderliğinde artık vatandaşlarımızın haklarını daha güçlü bir şekilde savunuyor, arkalarında dimdik durabiliyoruz. Gerek milli kültürümüzün, gerekse de ana dilin korunması noktasında çok ciddi ve önemli adımlar atıyoruz” şeklinde konuştu.
ONUN MÜCADELESİ GENÇ NESİLLERE AKTARILACAK
Türkiye’nin tüm dünyadaki mazlumların sesi olduğunun altını çizen Varank, “Aynı Mümin Gençoğlu’nun Bulgaristan Türkü soydaşlarımızın sesi olması gibi, bu anma programında da görüyoruz ki eğer güçlü bir liderlik sergileyebilirsek, biz soydaşlarımızın hakkını savunmada cesur olabilirsek, inşallah soydaşlarımızın kendi yaşadığı ülkelerdeki varlıklarını da çok daha güçlü bir pozisyona getirebiliriz. O ülkelerde onların siyasetin artık bir nesnesi değil, öznesi konumuna gelmelerini sağlayabiliriz. Soydaşlarımızın dünyada çok güçlü bir şekilde yer almalarını sağlayabiliriz. Bu anma programı ve merhumun hayatını anlatan kitap da sadece Mümin Gençoğlu’nun hatırasını yaşatmakla kalmayacak. Aynı zamanda genç nesillere onun mücadelesini ve değerlerini aktarma açısından önemli bir fırsat sunacaktır” dedi.
BULGARİSTAN TÜRKLERİN HİKÂYESİ İBRET VERİCİ
Programda konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren ise Türkiye’nin bugünkü seviyesine gelmesinde emeği geçen göçmen toplulukların hep hatırlanması gerektiğini belirtti. Bunların içinde Balkan - Rumeli göçmenlerinin çok önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Eren, Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelen Türklerin hikayesinin ibret verici olduğunu vurguladı.
Balkan göçmenlerinin hikayesinde farklı zaman dilimlerinde birçok bireysel kahramanın bulunduğunu hatırlatan Eren, “Özellikle 1980’lerdeki yoğun göç zamanında Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin farklı şehirlerine Bulgaristan’dan gelen Türklerin hamisi olmuş, onların babası olmuş ve göçmen babası ‘Mümin Aga’ ismiyle anılmaya başlanmış Mümin Gençoğlu’na vefa göstermek, herhalde ahde vefa imandandır şiarının en büyük delillerinden bir tanesi olacaktır’’ diyerek sözlerini sürdürdü.
Türkiye’nin Balkanlarda hem soydaşlarımız hem de bölge istikrarı için önemli bir güç olduğunu vurgulayan Abdullah Eren, ‘‘Bizler de YTB olarak eğitim ve kültür çalışmalarımızla bu kapsamda Balkanlar’ın mirasını yaşatmak için çok önemli çalışmalara imza atıyoruz” dedi.
Programda, Mümin Gençoğlu’nun hayatını kaybettiği trafik kazasında kimlik kartının kaybolması nedeniyle oğlu Turhan Gençoğlu’na üzerinde hatıra kimlik kartı bulunan tablo hediye edilirken, merhum Gençoğlu'na ve onun yaşadığı döneme ilişkin arşiv kayıtları ve resimlerin sergilendiği bir sergi açıldı. Mümin Gençoğlu’nun sevdiği türküler de programda seslendirildi.
