“Almanya’da Müslümanlara yönelik artan saldırılar ve kamuoyunun suskunluğu kaygı verici”
Almanya’da yaşayan Müslümanlara yönelik ırkçı şiddet olaylarındaki artışa ilişkin açıklama yapan AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, “Günde ortalama iki İslamofobik saldırının gerçekleştiği Almanya‘da kamuoyunda herhangi bir tepkinin olmaması endişe verici bir durumdur. Suçluların cezalandırılmaması ve caydırıcı önlemlerin alınmaması ise ciddi bir sorumsuzluktur. Toplumsal barış, farklı inanca mensup insanların güvenliğini sağlamaktan geçer.“ dedi. Yeneroğlu şunları kaydetti:
"Alman hükümetinin cevapladığı soru önergesi Almanya’da yaşayan Müslümanların maruz kaldığı İslamofobik saldırılarda artış yaşandığını göstermektedir. Alman polisinin ve Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın verilerine göre, 2017’nin ikinci çeyreğinde Müslümanlara ve Müslümanların bulunduğu yerlere yönelik 196 İslamofobik suç işlenmiştir. Yaşanan İslamofobik saldırılarda 16 kişi yaralanmış, 13 cami de saldırılara hedef olmuştur. Senenin ilk çeyreğindeyse bu sayı 200 olarak kayıtlara geçmiştir. Bu eylemler cami saldırılarıyla birlikte Müslümanlara karşı nefret söylemlerini, tehdit mektuplarını ve başörtülü kadınlara saldırıları kapsamaktadır. Kayıtlara girmemiş ancak basında yer alan İslamofobik saldırıları da dikkate aldığımızda bu sayının çok daha fazla olduğu açıktır.
Resmi rakamlara göre günde ortalama iki İslamofobik saldırının gerçekleştiği bir ülkede kamuoyunda herhangi bir tepkinin olmaması endişe verici bir durumdur. Suçluların cezalandırılmaması ve caydırıcı önlemlerin alınmaması ise ciddi bir sorumsuzluktur. Bu sayılar Almanya’da yıllardır süren bir olgu olan İslamofobik saldırıların artarak devam ettiğini bir kez daha göstermektedir. Müslümanların güvenliğini tehdit eden bu durum Almanya ile bağ geliştirmenin önündeki en büyük engeldir. Bu ülkede yerleşik olan Müslümanlar toplumun asli unsurudur. Ekonomiden eğitime, siyasetten sosyal yaşama; hayatın her alanında varlık göstermektedirler. Bu nedenle bu kesimin güvenliği siyasilerin ve emniyet mensuplarının öncelikli konuları arasında yer almalıdır. Toplumsal barış, farklı inanca mensup insanların güvenliğini sağlamaktan geçer.“