Haberin yayım tarihi
2011-06-28
Haberin bulunduğu kategoriler

Özbekistan-Kırgızistan Sınır Problemi

ULUSLAR ARASI TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ETKİSİNDE ÖZBEKİSTAN-KIRGIZİSTAN SINIR PROBLEMİ

SSCB`nin yıkılmasından sonra Orta Asya ülkeleri diğer egemen devletler gibi değişmiş olan uluslararası sistemin içinde ulusal çıkarlarını gözetmeye başlayacaktır. Bunu yaparken işbirliğinin yanında bu ülkelerin kendi aralarında sorunlu dönemler görülecektir.

Orta Asya bölgesinin en önemli sorunlardan biri güvenliktir. Bölgenin güvenlik meselesini ikiye ayırabiliriz, biri dışarıdan gelen güvenlik sorunları, diğeri ise bölgenin kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan tarihsel ve konjonktürel sorunlardır. Bu sorunlarla mücadelede, bölge ülkelerinin kendi aralarındaki işbirliğinin yanında bölge dışı aktörlerin de bu meselelerin çözülmesine yönelik girişimleri mevcuttur. Örneğin 1990`ların başından bu yana çeşitli bölgesel güvenlik örgütleri kurulmuştur. Bağımsız Devletler Topluluğu üyesi bazı ülkelerin katılımıyla, 1992 yılında imzalanan Taşkent Antlaşması 2002`de Kolektif Güvenlik Antlaşması Teşkilatına dönüşmüştür. Özbekistan bu teşkilata 2006 yılında katılmıştır. Bir diğer önemli güvenlik örgütü ise 1996 yılında Rusya ve Çin önderliğinde Şanghay Beşlisi olarak başlayan ve 2001`de Özbekistan`ın katılmasıyla Şanghay İşbirliği Örgütü adını alan oluşumdur.

Bölgesel güvenlik boyutundaki bir diğer husus ise bölge içi meselelerdir. Bölge ülkelerinin sınır anlaşmazlıkları, azınlıklar meselesi, bölge içi radikal dini yapılanmalar, mafya tipi örgütler vs. Bölge içi meseleler bölge dışındaki ülkeleri etkilediği gibi, bölge dışından gelen sorunlar da bölge içi meseleleri doğrudan etkilemektedir.

Bu çalışmanın amacı bölge dışından gelen sorunların, bölge ülkelerinin iç sorunlarını nasıl etkilediği ve Özbekistan-Kırgızistan sınır meselesine nasıl yansıdığıdır.

Kırgız-Özbek sınır uyuşmazlığı SSCB`nin ilk kuruluş yıllarının mirasıdır. 1375 kilometre uzunluğundaki sınırda 70-100 civarında tartışmalı sınır bölgesi bulunmaktadır. Bu konuyla ilgili bugüne kadar hiç bir sınır anlaşması yapılmamıştır. Özbekistan, sınırların 1924 yılına göre belirlenmesini talep ederken, Kırgızistan sınırların 1955 yılının belgeleri çerçevesinde çözülmesinden yanadır. Bu sınır sorununun içinde bir de "anklav"lar unsuru bulunmaktadır. Özbek tarafının Kırgızistan`da Soh ve Şahimarda gibi 50 bin civarında nüfuslu toprak parçaları bulunurken, Kırgızistan’ın da Özbekistan`ın ana sınırı içinde 600 kişilik Barak isminde toprak parçası yer almaktadır. Özbek tarafı Kırgız meslektaşlarına bu "anklav"ları karşılıklı ana ülkelerine bağlamayı teklif etmiş ve ancak Kırgızistan bunun gerçekleşmesi sonucunda Batken gibi kontrolü zor olan güney bölgeleriyle bağının kesileceği ve kontrolü daha da zorlaştıracağı endişesiyle teklife olumsuz cevap vermiştir.  İki ülke de anakaradan ayrı kalmış toprak parçalarıyla ilgili karşılıklı ve güvenceli bir anlaşma yapılamaması nedeniyle, güvenliğin sağlamasında zorluk çekmektedirler. Bunun karşısında bazı olumsuz gelişmelerin etkisiyle, Özbekistan da Soh`ta uluslararası hukuka uygun olmasa da askeri bir karargah yerleştirmiştir.1

Bu iki devletin sınır sorunlarını tetikleyen ve gerginliklere neden olan önemli bir mesele de, bölge dışı kökenli radikal dini gruplardır. Bu gruplar bölgenin geleneksel din anlayışına ters düşen ideolojik tavırlar sergilemekte ve bir kaç ülkenin paylaştığı Fergana vadisindeki aktif faaliyetleriyle mevcut yönetimlere karşı çıkmaktadırlar.

Bunun en bariz örneği; Özbekistan İslam Hareketi" gibi radikal dini bir örgütün 1999 yılında Tacikistan’ın kuzeyinde Kırgızistan’ın güney sınırını geçerek Özbekistan’a karşı silahlı müdahalede bulunmasıdır. Bu durum, Kırgızistan Silahlı Kuvvetleri’nin dışarıdan gelebilecek olası silahlı gruplara karşı yeterli güçte olmadığını ortaya koymuştur. Batken Savaşı olarak bilinen bu olay karşısında, Özbekistan aktif rol almakla birlikte, savaşın bitiminden sonra kendi sınırına yoğun asker yığarak, kontrolü artırma kararı almıştır. 2

13 Mayıs 2005 Andican olaylarında Özbekistan, Kırgızistan’da teröristler için hazırlık kamplarının bulunduğunu ve Kırgızistan’ın buna sessiz kaldığı gerekçesiyle Bişkek`i suçlamıştır.3 2009 yılında silahlı grup tarafından Özbek-Kırgız sınırında bulunan Özbekistan’ın Hanabad şehrinde çatışma yaşanmıştır. Bu olay resmi olarak Özbekistan`ın sınırlarını sıkı bir şekilde kontrol altına alınmasına ve sınır boyunca kuyu kazımasına neden olmuştur.4

Kırgızistan, dışarıdan gelebilecek silahlı terör gruplarına karşı askeri gücünün yetersizliği nedeniyle kötü bir geçmişe sahip olmasından dolayı güney sınırlarını daha güvenilir hale getirebilmesi için bölge dışı güçlerle işbirliği çerçevesinde bunu halletmeye çalışmaktadır.

1 Eylül 2009 yılında Rusya Devlet Başkanı’nın Kırgızistan ziyaretinde bu ülkenin güney kısmındaki Fergana vadisinde Rus askeri üssünün konuşlandırılmasına ilişkin anlaşma yapılmasına karar verilmiştir. Buna karşın Taşkent, kendi sınırına yakın herhangi bir askeri varlık istemediğini söyleyerek buna sert tepki göstermiş, bu durum iki ülke arasında gerginliğe neden olmuş ve süreç frenlenmiştir.5

Esasen Özbek yönetiminin bu yaklaşımında, “Fergana Bölgesi`ndeki terör unsurlarını bahane ederek, Kırgızistan`a yerleşmek isteyen yabancı güçlerin Orta Asya ülkelerinin bağımsızlığını tehlikeye attığına” dair oluşan genel görüş hakimdir.

Ancak son zamanlarda Kırgızistan`ın Oş şehrinde ABD ile askeri üs konusunda görüşüldüğü söylenmektedir. Bununla ilgili daha 2009 yılında Pentagon, Orta Asya ülkelerinin tümünde özel operasyon timinin kurulmasıyla ilgili açıklama yapmıştı. Kırgızistan`ın güneyinde kurulması planlanan üs Tacikistan sınırından ülkeye sızabilecek olası terör örgütlerine karşı koyma amacını taşımaktadır.6 Ancak Kırgız yetkililer bununla ilgili resmi hiç bir anlaşmanın olmadığını iddia etmektedirler.

Diğer yandan 2011 başında Avrupa ve ABD`ye ziyaretlerde bulunan Kırgızistan Devlet Başkanı Roza Otunbayeva yaptığı bir açıklamada, "Mevcut ABD ve Rus üslerinin yanı sıra ülkede iki eğitim merkezinin daha faaliyete geçirileceğini, ABD eğitim merkezinin Kızıl-Kaya veya Batken`de kurulacağını, Rus eğitim merkezinin yeri konusunda ise henüz bir karara varılmadığını, NATO ile işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini" belirtmiştir.

1990`ların başından itibaren bölge dışından genel uluslararası terör örgütleri bölge içinde bulunan sorunların daha da alevlenmesine, ikili ilişkilerin kötü bir şekilde bozulmasına neden olmaktadır. Bölge ülkelerinden bazılarının dışarıdan gelebilecek sorunların çözümünde yeterli güce sahip olmamaları, bu tür terör örgütleriyle mücadelede bölge dışı güçlere ihtiyaç duyulmasına neden olmakta, ancak bu da diğer devletlerin bekasına karşı bir tehdit algılaması yaratmaktadır. Bu tür gelişmeler çıkar kavgasına dönüşmekte ve bölge ülkelerinin işbirliğine değil, tekrar ilişkilerin bozulmasına neden olmaktadır.

Ne yazık ki, tarihsel ve kültürel ortak geçmişe sahip olan bu iki devlet, mevcut iç sorunları ortaklaşa çözebilecekken, dış etkiler nedeniyle, aralarına "demir çember" örmektedirler.

1. "S.Luzyanin."Senstalnoaziatskiy konflikf`srez": kirgizsko-uzbekskaya i taciksko-uzbekskaya model otnoşeniy", http://www.centrasia.ru/newsA.php4`?st=1161928260 (24.05.2011).

2. http://bukharainfo.com/blog/?p=357 (24.05.2011).

3. http://www.warandpeace.ru/ru/news/view/43758/ (25.05.2011).

4. http://www.warandpeace.ru/ru/news/view/43758/ (25.05.2011).

5. http://www.newsland.ru/News/Detail/id/471941/cat/42/ (24.05.2011).

6. Aleksandr Şustov,"Vtoraya voennaya baza SŞA v Kirgizii",  http://www.newsland.ru/News/Detail/id/471680/ (03.06.2011).

Sabir ASKAROV

bilgi@globalyorum.com  

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.