Aralıksız bir şekilde çalışmalarına tam gaz devam eden Belçika İslam Federasyonu Gençlik Kolları, artık geleneksel bir hale getirdiĝi dev proĝram 'Gençlik Șöleni'nin altına yine imzasını başarılı bir şekilde attı. Brüksel'in güzide salonlarından olan 'Théâtre Saint Michel'de düzenlenen proĝramın sunuculuĝunu B.İ.F. Sekreteri Sayın Abdülaziz İnam yaparken, açılışı ise İstiklal Marșımız ile gerçekleşti. Tıklım tıklım dolan salonda, başta İ.G.M.G. Genel Başkanı Sayın Yavuz Çelik Karahan, İ.G.M.G. Gençlik Bașkanı Sayın Mesut Gülbahar, İ.G.M.G. Din Kurulu Üyesi Sayın Mustafa Mullaoĝlu, B.İ.F. Genel Bașkanı Sayın Mehmet Zeki Bayraktar ve B.İ.F. Gençlik Bașkanı Sayın Lütfi Dumlupınar olmak üzere, B.İ.F. Yönetim Kurulu, B.İ.F. Gençlik Yönetim Kurulu, B.İ.F. Kadın Kolları Yönetim Kurulu, Avusturya 2 Bölgesinin Gençlik Teșkilatı Başkanı Sayın Fikret Özcan, Avusturya 2 Bölgesinin Tanıtma Başkanı Sayın Abdi Tașdöĝen, Paris Bölgesinden otuz kişilik bir heyet, Belçika Türk dernekler Birliği Başkanı Sayın Rıfat Can ve İbni Sina Enstitüsü idarecileri ile birlikte hazır bulundular. Proĝramın başında, protokolün önde gelen isimleri selamlama konuşmaları yaparken, akış esnasında devir teslim töreni olmak üzere, konferans bölümü ile devam edilip, sona doĝru yaklaşıldıĝında ise eĝlence bölümü yer aldı.
L. Dumupınar: Ya Olduĝun Gibi Görün, Ya Göründüĝün Gibi Ol İlkesi
B.İ.F. Gençlik Bașkanı Sayın Lütfi Dumlupınar konușmasında kısaca şunları söyledi, "Biz, ya olduĝun gibi görün, ya göründüĝün gibi ol ilkesini benimsemiş gönül erleriyiz. Biz, iki günü eşit olan ziyandadır hadisi şerifinin gereĝi hergün daha iyiye, daha güzele yönelen ve uĝruna herşeyimizi seve seve feda edebileceĝimiz, Hak davamıza hizmet etmeyi görev edinen, zifir karanlıkta ak sütün içinde ak kılı fark edecek basirete sahip bir gençliĝiz. Bu gençlikle davasına ve liderine baĝlı bir gençliĝiz. Kısaca Milli Görüș gençliĝiyiz. Bir dava ancak inançla, azimle, samimiyetle çalışıldıĝı zaman, bolca gayret sarf edildiĝinde, uĝurunda hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadıĝı zaman bașarıya ulașır. Bu bașarının altında dört temel ilke vardır. Bunlar iman, samimiyet, gayret ve çalışmadır. İmanın esası canlı bir kalp. Samimiyetin esası ise temiz bir ruh, gayretin esası kuvvetli bir şuur, çalıșmanın esası ise ihlastır. Bu hasretlerin tamamı, bizim gençlerimizin tamamında olması gereken hasretlerdendir. Bu gençler, Rabbimizin "O'nlar Rabblerine inanan gençlerdir, biz O'nların hidayetini ayırdık, artırdık ve ziyadeleştirdik" buyuruyorduklarındandır. Genç kardeşlerim, bir abiniz olarak, șu hususlara dikkatinizi çekmek istiyorum. Malumunuz șölenimiz 'Gençlik Șöleni'. Allah ile olan ahdinizi sakın ha sakın bozmayın. Kritik dönemlerde Uhud okçuları gibi olmayın. Ayaklarınız yere saĝlam bassın. Ayaklarınız daima sabit olsun. Önden giden, bu topluma yön vermek isteyen siz deĝerli gençlerin az bir yalpalamaları arkadan gelenlerin dalgalanmalarına ve hatta telafisi zor kırılmalara sebebiyet verebileceĝini asla unutmayın".
M. Gülbahar: Milli Görüș Geleneĝi Devam Edecek
İ.G.M.G. Gençlik Bașkanı Sayın Mesut Gülbahar ise kısaca, "Milli Görüș geleneĝi bozulmadı. Milli Görüș'ün proĝramlarıda salonları tıklım tıklım dolu. Bunu bugün burada görüyoruz. İnșallah yetiștirmiș olduĝumuz gençler de, bu davayı emanet etmiș olduĝumuz gençler de asıl olan Milli Görüș geleneĝini bozmamak için, devam ettirmek için gayret edeceklerdir. Nedir bu gelenekler? İște az önce de resimlerini görmüș olduĝumuz manzaralar. Mazlumun göz yașı akarken, bizler Milli Görüș'cüler olarak köșelerimizde, evlerimizde, sıcak yerlerimizde oturmadık. Belçika'da, Brüksel'de mazlumun yanında olmayı bir hedef bildik, bir gelenek bildik ve binlerce insan Brüksel'in șehir merkezinde bir araya gelip mazlumun yanında olduĝunu ifade ettiler. İște Milli Görüș geleneĝi budur. Malumun yanında olduk ve bundan sonra da devam etmeye çalıșacaĝız inșallah".
Devir Teslim Töreninde Önemli Mesajlar
Yaklașık yedi yıldır B.İ.F. Gençlik Bașkanlıĝı görevini bașarılı bir șekilde buĝüne kadar yürütmüș olan Sayın Lütfi Dumlupınar, bugüne kadar kendisine destek olan herkese teșekkür edereken, görevini resmen G. T. Tanıtma Bașkanı Murat Kadam'a teslim etti. Devir teslim sırasında Sayın Dumlupınar yeni bașkana Milli Görüș bayraĝını verirken aynı zamanda yeni görevi yürütecek olan bașkanın yakasına kendisinin bașkan olduĝu zaman verilen rozeti taktı. Bu kutsal görevi devralan çiçeĝi burnunda Bașkan Sayın Murat Kadam ise șunları söyledi, "Böyle güzel ve șerefli bir görevi bana layık gördükleri için bașta Genel Merkezimize Bölge Bașkanımız sayın Mehmet Zeki Bayraktar'a çok teșekkür ediyorum. İnșallah aldıĝımız bu sancaĝı ben de benden sonraki kardeșimize layıkıyla teslim ederim inșallah. Aslında söylenecek çok söz var. Ancak presip icabı, bizler yaptıĝımız icraatları anlatıyoruz. Bu yüzden bugün itibariyle benim söyleyecek çok fazla sözüm yok. Elhamdülillah, bir sonraki proĝramımızda sizlere bașta icraatlarımız olmak üzere hepisini anlataraktan daha fazla konușacaĝız inșallah".
M. Z. Bayraktar: Hala Peygamber Efendimizi Tanıtamadık
B.İ.F. Genel Bașkanı Sayın Mehmet Zeki Bayraktar konușmasında kısaca șunları söyledi, "Proĝramı izlerken, biz de otuz yıl öncesine gittik. O zaman tıpkı bugünkü gençler gibi bizler de birer genç idik. Elhamdülillah gönlü genç olanlardanız hala ama gördüĝünüz gibi saçı bașı ak olanlardan olduk. Allah'a șükürler olsun bu davada bu saçlarımızı aĝarttık ve gençlerimiz de inșallah bütün ömürlerini bu davada harcarlar. Ve hep beraberce Peygamber Efendimizin liva-i hamd sancaĝı altında cennette bulușuruz. Muhterem gençler, bugün bir șölen ve șöleninizi kutluyorum. Burada bu güzel tabloyu olușturduĝunuz için size ayrı ayrı teșekkür ediyorum. Her geçen günümüz, geleceĝe baktıĝımızda, geleceĝimiz hep geçtiĝimiz günlerdendaha zor oluyor, yașam itibariyle. Bugün de Avrupa'nın göbeĝi Belçika'da karșılaștıĝımız bazı hadiseler var. Peygamber Efendimizin dünyaya teșrifinin günlerini yașıyoruz șu anda. Ama bir bakıyorsunuz, hala daha bu yapmıș olduĝumuz çalıșmaların istenilen seviyeye gelmediĝini görüyoruz. O da nedir, șudur. Hala peygamber Efendimizi tanıtamadık. Çünkü bir siyasetçi çıkıyor ve șunu diyebiliyor. Hatta bir kitap yazdı biliyorsunuz. Kitabın adı da 'İnșallah'. O kitapda diyor ki, 'Bugün Muhammed çıksa, gelse, O'nu terrorist ilan ederim' diyor. Oysa ki bu kutlu dinin, bu mutlu dinin mensupları olarak bizler artık yarım asırdır bu memleketteyiz ama daha Peygamber Efendimizi gereĝi gibi tanıtamamıșız. Onun için vazifelerimiz gerçekten çok büyüktür".
M. Mullaoĝlu: Bu Toplantılar Arınma Günü
Geceye konușmacı olarak katılan İ.G.M.G. Din Kurulu Üyesi Sayın Mustafa Mullaoĝlu ise verdiĝi konferansın açılıșında bu toplantıların önemini șu șekilde ifade etti, "Bu mekanların kıymetini bilin. Sahabe İkram, sahabe, daha ötesi var mi? Oradan ötesi Peygamber (s.a.v.). Peygamberimizin her biri bir yıldız dediĝi, hangisine uyarsanız hidayete erersiniz dediĝi Ashab varya. Zaman zaman dünyanın meșgalesinden, yoruculuĝundan, sıkıcılıĝından bir araya gelirler ve derlermiș ki, "Arkadașlar gelin bir saatliĝine iman edelim". Bu ne demek oluyor biliyor musunuz? Hele bir özümüze, kendi asri adresimize bir dönelim, șu dünyanın aldatıcılıĝından gerçeklere birgarp olalım. Kendimizi bulalım. Bu demek oluryor ki, bu tür toplantılar kendinizi bulma toplantısıdır. Aslınıza kavușma toplantısıdır. Birbirinizde kendinizi görme toplantınızdır. Dolayısıyla, arınma toplantılarınızdır. Bunu da izah edeyim hemen. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) haber veriyor, yeryüzünde gezici melekler vardır. Yeryüzünde gezerlerken, ve yeryüzündeki fitne, fesat, fücur ve kötülükleri gördükçe canları sıkılırmıș. Çünkü O'nlar, Cenab-ı Allah'a isyan edilsin istemezlermiș. Hatta insanın yaratılıșı söz konusu olduĝunda, "Ya Rabbi biz sana yeterince tespih etmiyor muyuz? Yeryüzünde fitne çıkaracak, fesat çıkaracak, kan dökecek birilerini mi yaratacaksın?" demișler. O'nların gönlü razı olmuyor Allah'a isyan edilmesine. İște bu gezici melekler yeryüzündeki bu kötülükleri görünce çok canları sıkılır. Ama tam gezmeleri esnasında bir de bakarlar ve ne görsünler. Bir grup insan bir araya gelmișler, sırf Allah için bir çatı altında toplanmıșlar ve Allah'ın dinini konușuyorlar. Hayran kalırlar buna. Dolayısıyla bu hayranlıklarını Cenab-ı Allah'la paylașmak isterler. Derler ki "Ya Rabbi, biz yeryüzünü geziyorduk, bütün kötülükler arasında bir grup zümre ortaya çıkmıș, Allah için bir araya gelmiș ve seni zikrediyorlar". Cenab-ı Allah bütün bunları bildiĝi halde, biz de bilelim diye olay șu șekilde gelișiyor. "Peki o beni zikreden kullarım beni görmüșler mi ki? ". "Görmemișler Ya Rabbi. Senin eserlerinden seni tanımıșlar". "Ya bir de görselerdi. Peki ne istiyordu o kullarım? ". "Cennetini ya Rabbi. "Görmüșler mi ki? "Görmemișler ya Rabbi. "Ya bir de görselerdi ne yaparlardı. Neyden sakınıyor o kullarım? ". "Cehenneminden ya Rabbi. "Görmüșler mi ki? ". "Görmemișler ya Rabbi. "Ya bir de görselerdi halleri nice olurdu? " Der ve șöyle vahiy eder. "Sizi șahit tutuyorum ki ey meleklerim onları bugün affettim". O hadisin devamında șu da var. olur ya o gün oraya bir hatır için veya iș olsun diye veya bir bakayım ne yapıyorlar diye gelen de olabilir. Onları da sizin hatırınıza affettim diyor. Cenab-ı Hak'kın rahmeti bu. Ondan dolayı böyle bir proĝram duyduĝunuz zaman yarıșın. Bana yer kalmıyabilir diyerek. Ben de olmalıyım diyerek. Yani bu toplantıları arınma günü, arınma gecesi olarak bilin ve o niyetle koșun. Hatta gelirken de yalnız gelmeyin. O gün telefonlarınız onun için çalsın".
Y. Ç. Karahan: Gelecek Gençlerindir, Gençler Gelecektir
İ.G.M.G. Genel Bașkanı Sayın Yavuz Çelik Karahan da son konușmacı olarak gençliĝin önemine deĝinirken konușmasında șunları söyledi, "Deĝerli kardeșlerim, her birimiz genç olduk. Ama bazımız Gençlik Teșkilartında olduk, bazımız da olmadık ama o gençlik dönemiyle bugünlere geldik. Ancak bir ailenin devamı nasıl evlatlarına baĝlı ise, bir davanın ya da bir toplumun geleceĝi de gençlerine baĝlıdır. Dolayısıyla bir meșhur söz vardır. "Gelecek gençlerindir, gençler gelecektir". Davanın geleceĝi gençlerdir. Gençler geleceĝe sahip olmak durumundadır. Dolayısıyla kainatın efendisi Hz Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimiz dönemine șöyle kısaca bir göz atacak olursak. İlk dört tane müslüman var. Biri evde ailesi Hatice Annemiz, diĝeri evde beraber büyüyen amcaoĝlu Hz Ali var, sonra aynı evde köle iken azad edilen Zeyid ve Peygamber Efendimiz ile toplam dört kiși. Peki beșincisi kim? Ailenin dıșında, Peygamberimiz ile așaĝı yukarı yașıt, Peygamberimize en yakın dost Sıddik diye bildiĝimiz Hz Ebu Bekir Sıddik Efendimiz. İlk beș, yani bir elin parmakları. Ondan sonra baktıĝımızda, müslüman olanlar kim? Haksızlıĝa ügramıș, zulme uĝramıș, hürriyetleri ellerinden alınmıș köleler. Sonra kim? Genç yaștaki delikanlılar, gençler. Hani șu meșhur Dâr-ul Erkam diye hep söyler dururuz ya, Peygamberimizin ev sohbeti yaptıĝı, ashabını eĝittiĝi, gelen vahiyleri anlattıĝı ve ulaștırdıĝı Dâr-ul Erkam yani Erkam Bin Erkam'ın evindeki çalıșmalara ev sahipliĝi yapan Erkam'ın yașı kaçtı biliyor musunuz? On altı ya da on yedi yașındaydı. Yani biz șimdi on altı veya on yedi yașındaki hatta otuz yașındaki gençlere çocuk muamelesi yapmamalıyız. O'nlara çocuk gözüyle bakmamalıyız".
Proĝramın eĝlence bölümünde ise, bașarılı yerel sanatçılarımızdan Selahattin Baran ilahileriyle, Türkiye'den davet edilen ve 'Onlar Öncüler' adlı eseriyle tanınan Sanatçı Alper ilahilerle, yine Türkiye'den davet edilen șovmen Recep Demirkaynak bașarılı șovuyla ve Türkiye'den davet edilen bir diĝer tanındık sanatçılardan 'Șehit Türküsü' ile ünlü Ömer Karaoĝlu okuduĝu ezgilerle salonda bulunanlara kolay kolay unutulmayacak anlar yașattılar. Dev proĝram Ömer Korkmaz Hoca'nın okuduĝu güzel Kur'an-ı Kerim tilaveti ile son buldu.
Brüksel – Cafer Yıldırımer