Fatih Akın, Almanya’daki Türk toplumunun gurur duyduğu bir isim… O, ilk kısa metrajlı filmini çektiği 21 yaşında da “geniş ufukların” insanı olduğu göstermişti. Şimdi Cannes Film Festivali’nde jüri masasında oturuyor…
“Türk asıllı Alman yönetmen” tarifi Fatih Akın için çok önemli. Çünkü o, kendini iki topluma da ait görüyor ve özellikle Türkiyeli tarafı çok yeni sentezlerin doğmasına neden oluyor. Bir yanda belgeseller, diğer yanda konulu filmler…
O, kökleri Karadeniz’e tutunmuş, Türk asıllı bir Alman yönetmen. Yazdığı, yönettiği hatta oyunculuğunu yaptığı yirmiden fazla film ve aldığı onlarca ödülle dünyanın tanıdığı bir isim. Yıllar önce “Ben şimdi kısa filmler çekiyorum, büyüyünce inşallah uzun metrajlı filmler çekeceğim.” derken, şimdilerde Cannes Film Festivali’nde Hollywood’un tanınmış isimleriyle birlikte jüride yer alan bir Türk.
İlk kısa metrajlı filmini 21 yaşında çeken Fatih Akın, ilk uzun metrajlı filmini ise 24 yaşında gerçekleştirdi. Genç yaşında 10 milyon mark bütçeli filmi Solino’ya imza atan Fatih Akın, ‘Yıldızlarla çalışmaktan çok çekiniyorum.’ diyecek kadar da mütevazı bir isim. Filmlerinde sosyo-kültürel konuları ve aileyi vurgulayan yönetmen, Duvara Karşı, Yaşamın Kıyısında ve İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek gibi; Türkiye’yi ve Türkleri ele aldığı film ve belgesellerine bir yenisini daha ekledi.
Fatih Akın, Trabzon yakınlarındaki Çamburnu köyü halkının 2007 yılında beldelerine kurulan çöp depolama merkezine karşı verdikleri mücadeleyi anlatan belgeseli “Cennetteki Çöplük / Polluting Paradise”’da yine Çamburnu köyünü yani kendi topraklarını ele aldı. Belgesel, Cannes Film Festivali’nin “özel gösterimler” bölümünde seyirciyle buluştu.
Fatih Akın, vizyonunu ve gelecek projelerini Artı90 ile paylaştı.
İNSANLARI YALANLARLA DOLDURUYORLAR
Sonbaharda Türkiye’de vizyona girmesi planlanan ve hakkında çok konuşulan Belgesel ‘Cennetteki Çöplük’ için ünlü yönetmen şunları ifade ediyor: “Belgesel Türkiye’de çok olumlu tepkiler aldı, buradaki asıl amaç insanların sesi olmaktı çünkü çevre sorunları dünyanın her yerinde var ve insanlar kandırılıyorlar.Bu belgesel belki küçük bir köyde geçiyor ama bu aslında tüm dünya için büyük bir sorun. Her yerde aynı sorunlar, aynı yalanlar yaşanıyor. Benim için memleketi, köyü kurtarmak ve insanlığa bir şekilde gerçekleri gösterebilmek önemli bir amaç.”
TÜRK KİMLİĞİMDE ÇÖZÜMLEMEK İSTEDİĞİM NOKTALAR VAR
Özel gösterimden sonra babasıyla arasında bir şakalaşma olmuş Fatih Akın’ın, babasına Türkiye’yi çok çirkin göstermedim değil mi, diye sormuş ünlü yönetmen çünkü özellikle Türkiye ile ilgili filmlerinde, ülkeyi en iyi şekilde temsil etmek ve insanlığa faydalı olabilecek mesajlar vermek öncelikli bir kaygı Fatih Akın için.
“Kimliğimin yarısı Türk ve bu kimlikle çözümlemek istediğim noktalar, merak ettiğim uçlar var. Aslında filmlerimde ve belgesellerimde bir yandan onları çözmeye çalışıyorum. Türkiye benim için büyük bir keşif ve her seferinde yeni maceralar yaşıyorum.”
65. Cannes Film Festivali’nde, kısa metrajlı filmler kategorisinde yarışan Türk yönetmen Rezan Yeşilbaş’ın ‘’Sessiz” adlı filmi “Altın Palmiye’’ ödülüne layık görüldü. Türk yönetmenlerin dünya sinemasındaki başarısında kültürel birikimin ve Türk kökenli olmanın başarıda büyük etkisi olduğunu düşünüyor Fatih Akın ve ekliyor:
“Dışarıda doğup büyümenin getirdiği çelişki bana zenginlik katıyor çünkü ben Türkiye’ye hem dışarıdan hem de içeriden bakabiliyorum. O nedenle her şey çok iyi çok güzel demek yerine, olayları farklı şekillerde yorumlayabiliyorum. Bir suluboya düşünün siyahla beyaz karışınca ortaya üçüncü bir renk çıkar bende iki kültürün karışımlarından etkileniyorum.”
SPOR VE KÜLTÜR DÜNYAYI KURTARIR
“Yurt dışında ırkçılığı benimsemediğiniz sürece dışlanmıyorsunuz. Pek çok Türk futbolcu ve politikacı artık yurt dışında başarılarıyla tanınıyor. İslamofobinin aşılması için spor ve kültür yadsınamaz unsurlar. Her krizde bir suçlu aranır özellikle 11 Eylül’den sonra bu azınlıklar, oldu maalesef. Türklere de Almanya’da bakış açısı çok değişti. 80’lerdeki bakış açısıyla şu anki çok farklı. O zamanlar Türklere nasıl olsa dönerler ülkelerine deniliyordu, bir şekilde Türkler asimile olamamıştı. Ancak şimdi dediğim gibi yurt dışında pek çok başarıya imza atan isimler var ve hepimizı aynı amaç için, huzur bulmak için çabalıyoruz. Bunun için spor ve kültürde bütünleşiyoruz. Aile içi şiddet, gençlik sorunları ve işsizlik problemlerine gelince, bu sorunlar Türkiye’de de Almanya’da da var. Bunun için tek çözümün eğitim olduğuna inanıyorum.”
BİR TÜRK BOKSÖR’ ÜN HAYATI
Belli ki Fatih Akın, dünya sineması için farklı bir karakter olmakta kararlı… Belgeselcilikle konulu film yapımını birlikte sürdüren, filmlerine bu nedenle belgeselin renklerini iliştirebilen bir beyin kimyası ve sanat anlayışından söz ediyoruz… O da zaten yeni projesini tam bu şekilde tarif ediyor:
“Uluslararası bir filmin senaryosunu yeni tamamladım. Arena Boks Kulübünün sahibi, boks menajeri Ahmet Öner’in yaşamını anlatacağı bir belgesel çekeceğim. Film Ahmet’in hikâyesinden çıkarak, globalleşen zamanda dövüşü anlatacak.” Filmin çekimleri, Kolombiya, Türkiye ve Miami’de yapılacak .”
Aslı Deniz AKIN