23 Nisan 1920′de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruldu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi 90 yıl önce bugün işgalden kurtarmak ve bağımsızlığımızı kazanmak için mücadele ediyorduk. Bu mücadelenin Ulu Önder ve arkadaşları, halkın desteği olmadan başarıya ulaşılamayacağını biliyorlardı. Halkın seçtiği temsilcileri aracılığıyla kendi kendini yönetmesi çok önemliydi. Yeni Türkiye bu temel üzerinde yükselecekti. Bu yüzden Anadolu'nun her tarafından seçilen temsilciler Ankara'ya gelerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni oluşturdular. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk kez kapılarını açtığı gün olan 23 Nisan'ı çocuklara armağan etti.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dünyada hiçbir ülkede bulunmayan iki farklı unsuru bir araya getiren milli bir bayram. Bu bayram bir taraftan Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı, egemenliğin ilan edildiği anlamlı gün diğer taraftan 'yarının büyükleri, geleceğin garantisi' çocuklar için bir şenlik. Atatürk'ün Türk çocuklarına armağan ettiği bayram dünya çocukları arasında sevgi ve dostluk bağlarının geliştirilmesi ve tüm insanların barış içinde yaşayacakları bir dünyanın oluşmasına katkıda bulunmak için her yıl düzenleniyor.
Tarihsel Gelişme Şöyle
İstanbul'un 16 Mart 1920'de düşman askerleri tarafından işgalinden sonra Osmanlı Mebusu Meclisi'nin görevini sürdürmesine imkan kalmamıştı. İşgal güçleri arasında yer alan İngiliz askerleri meclisi basarak bazı milletvekillerini tutuklamışlardı. O sırada Ankara'da bulunan Atatürk, bu durum üzerine 19 Mart 1920 günü vilayetlere ve kolordu komutanlıklarına bildiri göndererek durumu açıkladı. Bildiride ayrıca ülkenin bağımsızlığını korumak amacıyla bir Milli Meclis'in Ankara'da toplanması için çalışılmasını istiyordu. Bu bildiri üzerine tüm illerden 232 milletvekili seçildi. İstanbul'dan gelen 92, Yunanistan ve Malta'dan gelen 14 milletvekili ile bu sayı 337'ye yükseldi. Fakat 23 Nisan 1920 günü yapılan ilk toplantıya ancak 115 milletvekili katıldı. O gün çalışmalarına başlayan milletvekilleri güç şartlar altında çalışmaya başladılar. Meclisin çalışmalarının tek amacı vardı,
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."
Bu Meclis bu gün teröriste terörist diyemeyen bir kısım vekiller tarafından adeta kirletiliyor bir kısın basını da arkalarına alarak vekillik değilde şovmenlik yapmaktalar, basında bunu kare kare yazıp çizince daha da kendilerini artist sanıyorlar, dört bir yanımız düşmanlarla sarılı iken Ermeni si Rum u Yunanlı sı Irak ta aşiret ağalarına varıncaya kadar etrafımız sarılı ve içimizden birilerini kullanarak sen kürt sün sen Türk sün sen Laz sende Çerkezsin diyerek bizleri ayırmaya parçalamaya bölmeye çalışanların hedefinde durmaktayız ve bunların maşaları meclisimizde oturuyor işte, Nerede o birlik ve dirlik günümüz ve o zor günlerin kahraman ve cesur insanları bu günler için mi bizlere canları pahasına "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." deyip özgür bir vatan bağışladılar da kara toprağı sinelerine çektiler? O günkü kahraman insanların kurduğu bu Mecliste yarın A B D başkanı ne diyecek asılsız Ermeni meselesine diye adeta medet umarcasına gözlerini televizyonlara dikerek bakacaklar ve dinleyecekler, yok efendim AB nin şu ülkesinde Tanıdılar soykırım dediler yok efendim bu ülkede tanıdılar şurada da tanımadılar diye laf kalabalığı yaparak siyasi malzeme oluşturuyorlar bu siyaset bu kadar kolay mı ki? Bunlar düşünmezlerimi o yıllarda Ermeni yi aramızdan ayırıp arkamızdan vurdurup ve arkalarında duran bu tanıyan ülkeler değimli âhtı vefa dır bu Mehmet AKİF ERSOY un dediği gibi "sırtlan sürüsü bunlar" bunların birliklerine girmek için se adeta ülkenin kanunlarını yeniden yazıp çizip onların kültürüne dinine hatta aramızda yiyip içip peygamberimize bile karga tür çizecek kadar soysuzlaştılar bunların birlikleri de dirlikleri de kendilerin olsun bize lüzumu yok biz biri birimize sahip çıkalım bize yeter bizim birliğimiz bize kafidir.
"Tarihini Bilmeyenlerin Tarihlerini Başkaları Çizer"
Mehmet ÖZKARAMAN