İlhan KARAÇAY
Hollanda’nın en büyük süpermarket zincirinin patronu Dirk van den Broek 96 yaşında öldü
Hayat hikâyesi, Mersinli Yunus Acır’ın kaderi ile bağdaşıyor
Yunus Acır da iş hayatına bir eşek arabası ile başlamıştı. Şimdi çocukları bir konfeksiyon imparatorluğunu yönetiyorlar
Hollanda’nın en büyük süpermarket zincirinin patronu Dirk van den Broek, 96 yaşında hayata gözlerini yumdu.
İş hayatına 15 yaşında iken bir at arabasında süt satarak başlayan Dirk van den Broek’un ölüm haberi Hollanda medyasında geniş bir şekilde yer aldı.
İşe başladığı at arabası ile çekilmiş bir fotoğrafını yayınlayan Hollanda medyası bana bir çağrışım yapmış oldu.
Bu çağrışına girmeden önce, Van den Broek’un 20 yıl önce bir radyo yayınında dinlediğim konuşmasından bir kesit sunmak istiyorum.
Van den Broek ile Hollanda esnafının sorunları konuşuluyordu.
Van den Broek, ‘Hollanda esnafının geleceğini nasıl görüyorsunuz’ şeklindeki bir soruya şu yanıtı vermişti: ‘Gelecekte Hollanda esnafı diye bir şey kalmayacak. Hollanda’da geleceğin esnafı Türkler olacak. Zira Türkler, süpermarketlerin eziciliğinden korunmasını bilecek yeteneğe sahipler. Türkler, eş, dost ve akraba avantajının yanında, fiyat kırma becerisi ile Hollandalı müşteri de toplayabilecek niteliğe sahipler.’
Evet, 20 yıl önce Türkler’in ‘geleceğin esnafı’ olacağı önsezisini ortaya atan Dirk van den Broek işte böyle bir adamdı.
Şimdi gelelim, Van den Broek’un fotoğraflı ölüm haberinin bende uyandırdığı çağrışıma.
İsterseniz bu konuyu sizlere eski bir haberim ile hatırlatayım:
İlhan KARAÇAY`dan anılar:
Eşek arabasıyla başlayan bir konfeksiyon imparatorluğu...
Mersin ve Adana`daki Adil Mağazaları, baba Yunus Acır`ın eşek arabasından doğmuştu
Başarının, Azim ve dirayet ile gerçekleşmesinin en büyük örneği...
Mersin`in en ünlü Mali Müşaviri olan Hasan Arii, facebook`a koyduğu bir eşek arabası ile beni 60 yıl önceye götürdü.
Arii, bu fotoğrafın altına `Yeni AVM`mizin (Alış Veriş Merkezi) açılışına davetlisiniz` diye yazmıştı.
Fotoğraf, tekstil işinin bir eşek arabasında yapılışının görüntüsüydü.
İşte bu fotoğraf beni 60 yıl öncesine götürdü. İkamet ettiğimiz caddenin karşı tarafında ikamet eden komşumuz Yunus Acır idi. Biz O`nu `Yunus Amca` olarak bilirdik. Yunus amca, evden eve kumaş satışı yapardı. Sonra bu işi bir eşek arabasıyla yapmaya başladı. Bir süre sonra eşeğin yerini At aldı. Hiç unutmam, bizim evimizin önündeki asma ağacı kurumaya başlayında, Yunus Amca`nın ahırındaki tezekleri gübre olarak kullanmış ve ağacı kurtarmıştım.
Yunus Amca`nın At arabası daha sonra motorlu oldu. En sonda da bu iş bir minibüs ile yapılmaya başlandı.
Çok tutumlu olan Yunus Amca yemeklerde kuru soğanı çok yerdi. Ben de soğan yemesini Yunus Amca`dan öğrendim ve hala yemeklerde kuru soğan yerim.
Yunus amca ilk tekstil dükkanını evimizin karşısında açmıştı.
Şimdi 90 yaşında olan Fehime Teyze`den doğma Adil, Ekrem (Vefat etti), İhsan, Şükran, Emel (Vefat etti) Necla, Nilhan ve Gülbahar isimli sekiz çocuk, babalarının ölümünden sonra tekstil işini devam ettirdiler.
Tabii ki yönetimin dizgini Adil`in elindeydi. `Adil Mağazaları` olarak markalaşan kardeşler, daha sonra `İhsan Abiye` ile zinciri geliştirdiler. Şimdilerde `Jeaneration` markası ile de ünlenen kardeşler, konfeksiyon dalında tam bir imparatorluk kurmuş durumdalar.
İşte, eşek arabası ile başlayan ve özellikle baba Yunus Acır`ın azim ve dirayeti ile bir imparatorluk haline gelen bir tekstilciliğin hikayesi böyle.
Daha nice başarı dolu hikayelere...