Ben 1992-2002 arası üç genelbaşkan`la çalıştım,Türkmen Onur,Mehmet Erdoğan ve Cemal Çetin`le çalıştım, üç genelbaşkan`ın genel muhasipligini ve ayrıca Cemal Çetin`in genelbaşkan yardımcılığını yaptım.

Serdar çelebi zamanında gençlik kollarında görev yaptım,Ayhan Özer zamanında bölge ve teşkilat başkanlığı yaptım.

Benim çocuklarım Almanya`da yaşadıkları için , Türk federasyon beni ilgilendirdiği için , 2002 `ye kadar 20 yıl yöneticilik yaptığım için, kırmadan dökmeden özeleştiri yapmak istiyorum.

Ben seçimlerden önce yakın dostlarıma MHP Avrupa`da beşinci parti olur diyordum,Allah`tan yüzüm kara çıkmadı MHP dördüncü parti olmuştur.

Tabiki !.
Türkiye`deki ülkücü arkadaşlar en çok hayal kırıklığına uğramıştır,halbuki iyi analiz edersek bu hayal kırıklığı nedenlerini bulabiliriz.

Ben hiç bir şahsı hedef alarak yazı yazmıyorum , özellikle Avrupa`da hizmet veren arkadaşları hiç hedef alarak yazı yazmıyorum.

Ben hep söyledim şu üç kurumu ne olur siyasallaştırmayın...
Ülkü ocakları , Türk Kamusen ve Türk federasyonu...
Bu kurumlar kültür ve eğitim hizmetleri veriyor, bu kurumları siyasallaştırırsak,hizmetin yerini sen ben kavgası alır dedik...
Bugün geldigimiz noktanın asıl sebebi budur.

Türk federasyon tamamen siyasallaşmış ve 1997`den bugüne hizmet değil , iç kavga olmuştur ve Türk federasyon yönünü tamamen Türkiye`deki siyasi merkeze çevirmiştir.

Genel başkan adayları konusunda taraf olduğu gibi, taraf olmanın bedellerini ödettirmeye çalışmıştır.rahmetli Başbuğ zamanında hiç bir zaman siyaset ilk planda olmamıştır.

Türk federasyonu kuran zihniyet, Avrupa`daki insanların erimemesi ve kendi değerlerini korusun zihniyetidir.

Türk federasyona rahmetli Başbuğ çok önem verir ve her yıl enaz iki defa ziyaret ederdi.Türk federasyon geçmiste maddi ve manevi bir sürü sıkıntılar çekmiştir,bugün o sıkıntıların yüzde biri bile bulunmamaktadır.

Türk federasyon yıllarca hareketin yükünü yüklenmiş ve 12 Eylül sonrası ülkücü hareketin ayağa kalkmasında öncü rolü oynamıştır.

Türk federasyonun esas omurgasını oluşturan bir kuşak olduğu gibi dışlanmıştır, teşkilatla ilişkisi kesilen bu insanlar, geçmiste teşkilatın kurucusu veya yıllarca başkanlığını yaptıgı için , utanmamak uğruna teşkilata arasıra uğramaktadır.

Bu dışlanan insanların büyük bir kısmı, bölgesinde ağırlığı olan teşkilatlar üzerinde ağırlığı olan ve ülkücülük propogandasını rahatlıkla yapan insanlardı.

Nesil biraz değişti,insanlara ve ülkücülere bakış değişti, benden olan kalsın beni seven kalsın , beni sevmeyen gitsin isterse ölsün duygusu yıllardan beridir, Türk federasyonu için için yemiştir.

Kim olursa olsun iki dönemden fazla başkanlık yapmasının teşkilatı getirdiği nokta başarısızlıktır.

Bugüne gelmenin birinci sebebi!.
1978 `de kurulan Türk federasyon, 1997`ye kadar...
Lokman Kundakçı ...
Serdar çelebi...
Ali Batman ...
Hasan Yıldızhan...
Feridun Tuncay...
Kadir Baran...
Ayhan Özer ...
Türkmen onur...
Mehmet Erdoğan başkanlık yapmıştır.yani 19 senede dokuz başkan değişmiştir.

Başbuğdan sonra bugüne kadar sadece bir kişi başkanlık yapmıştır, Cemal Çetin önce Almanya federasyon başkanlığı yapmıştır, daha sonra konfederasyon genel Başkanı olmuştur.

Şentürk Doğruyol arkadaşımızda altı yıldır Almanya federasyon başkanlığı yapmaktadır.

Uzun süre başkanlık yapmanın , hem başkana hem teşkilata yük olduğunun Türkiye farkına varamamıştır.

Teşkilat heyecan isteyen bir iştir, yıllarca teşkilat başkanlığı yapmak , insanda heyecan şevk bırakmaz bunun farkına varamadılar.

Avrupa`da MHP `nin başarısızlığının altında yatan gerçeklerin bir sebebi budur.

Diğer sebebi Türk federasyon Avrupa`da gündem oluşturmamaktadır,Avrupa`da yayın yapan hiç bir televizyon kanalında görünmeyen Türk federasyon ,kendini Avrupa Türklüğüne unutturmuştur, sadece kendi mensupları ile hemhal olmuştur.

Hiç bir medya kuruluşu ile ilişki kuramayan teşkilatın geldiği nokta budur.

Gecesi gündüzü teşkilat olan insanları dışlamanın bedelleride ağır olmaktadır, böyle onlarca arkadaş tanıyorum.

Geçmiste Türk dünyasının merkezi olan federasyonumuz, bugün Türk dünyasına sadece kurban göndermektedir.

Beni en çok üzen ise bildigim kadar, Ahmet şafak Fransa`da seçime az bir zaman kala bir sürü konserler yapmıştı, salonlar dolup taşmıştı, Fransa`dan MHP `ye sadece 1280 oy çıkması canımı acıtmıştır.

Sevginin eksik olduğu yerde,yıllarca aynı odayı paylaşdığınız Ülküdaşlarınızın düşmesini beklediğiniz yerde, muaffak olmak çok zor iştir.

Eğer iki samimi ülkücü yoktan sebeplerle birbirine cephe alınca , üçüncü kişide bırakın birbirini yesinler diyor ve aile içi kavgaya kadar götürüyorsa sonuç böyle olacaktır.

Avrupa`ya misafir olarak gidenler geldikleri zaman avrupa çok iyi dediler,halbuki Avrupa`da teşkilat yıllardır kan kaybetmektedir,insanlar birbiri ile küs ve kavgalı, teşkilatı var eden bugünlere getiren insanlar ortada kalmamıştır,Türkiye`den Avrupa`ya gelenler gördüklerini anlatsa , genelmerkezde ona göre tedbir almış olsaydı bugünlere gelinmezdi.

Tabiki orada yıllardır hizmet veren insanların ülkücülük samimiyetinden şüphem yoktur, geldiğim nokta inanıyorum o arkadaşlarada yüktür.

Bir eleştiride teşkilat mensuplarına ,seçimi ciddiyetle bakmayarak ilgisiz kalmalarıdır.

Örnek benim evde dört oy var , özellikle aradım teşkilattan arayan oldumu oy verdinizmi diye soran oldumu güldüler, oysa bölücüler sandıklara adam taşımadan nefes almadılar.

Diyanet camileri ve konsolosluk din ateşeleri AKP için seferber oldular.
Aslında bu iş biraz şapka düştü kel göründü hikayesidir, eğer seçimler olmasa yıllardır kan kaybeden koskoca Türk federasyonun bu halini göremeyecektik.

Size birde dip not vermek istiyorum, Türk federasyon Avrupa`da ilk kitle örgütlerinden birisidir, diyanet bizden doğmuştur, Avrupa`da ilk ülkücü teşkilat 1969`da Berlin`de Türk Ocağı olarak kurulmuştur.

Allah yar ve yardımcımız olsun

HABİB YALÇIN